Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HERHALDE aramızda bayramda yediklerinden sonra pişmanlık duymayan yoktur değil mi?

        E haklısınız... Rejimdi, diyetti dinleyecek cinsten değil bizim özel günlerde sofralarımıza gelen yiyeceklerimiz.

        Emin olun her bayramda rahat 1-2 kilo alan biri olarak son birkaç yıldır iki bayramın birinde mutlaka detoks merkezi denen sağlıklı yaşam kamplarından birine atıyorum kendimi...

        Dünyaya nazaran Türkiye’de bu tip merkezlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor ne yazık ki.

        Bodrum, Antalya, Ankara, Sapanca, Şile, Kuşadası ve Bodrum’da benim bildiğim böyle merkezler var. Hepsine de gitmişliğim vardır.

        Hepsi de dünyadaki emsalleriyle yarışacak kadar iyi merkezler.

        ‘İNSANIN KÖKÜ BAĞIRSAK’

        Geçen yıl Avusturya’daki böyle bir merkeze gitmiştim. Anlatmak istediğim, bu sağlık merkezinin kurucusu Avusturyalı doktor Franz Xaver Mayr’ın sıra dışı kilo verme ve sağlıklı yaşam felsefesi...

        Bağırsakları tıpkı bitkilerin kökleri gibi insanların kökleri olarak görüyor Dr. Mayr.

        Cilt sorunları, uyku bozuklukları, yorgunluk, eklem ağrıları, fazla kilolar, sindirim bozuklukları... Bu ve benzeri modern çağ hastalıklarına, mide ve bağırsak düzenindeki bozuklukların yol açtığını savunuyor Dr. Mayr.

        Sindirim sistemimizle bilinçli bir etkileşime geçersek birçok rahatsızlığımızın üstesinden gelebileceğimizi söylüyor.

        Ana fikir, hastalığın da şifanın da bedenimize bağırsaklarımız vasıtasıyla yayıldığı aslında.

        Olay aslında hepimizin günlük hayatımızda bile kendi kendimize yapabileceğimiz son derece basit bir sisteme dayalı. Yeter ki sebat edelim.

        Ama edemiyoruz işte.

        İşe bağırsak detoksuyla başlanıyor.

        İlk birkaç gün haşlanmış patates ve çorba gibi şeylerle besleniyorsunuz. Bağırsaklar temizlenince toksin üretimimiz duruyor. Böylece organlarımızın yükü azalıyor. Bu da kan, lenf, doku, mide kanalları ve hücrelerde yenilenme etkisi yaratıyor. Bu tam olarak sağlanınca porsiyonları az olmak kaydıyla normal beslenmeye geçiyorsunuz. Sistem ve organlar yenilendiğinden alınan besinlerin değerli öğeleri doğru sindiriliyor ve emilimi sağlanıyor.

        Temizleme ve onarımla bitiyor sanmayın size verdiğim tüyolar. Bu iş tam dört ilkeye dayanıyor.

        Üçüncüsü eğitim. Bu eğitimde yanlış beslenme tarzı düzeltiliyor. Neyle neyin, ne zaman ve nasıl yenmesi gerektiği öğretiliyor. Her lokma 30 ila 50 kere çiğneniyor. Besinler midenize ne kadar öğütülmüş giderse mide onları sindirmek için o kadar daha az asit salgılıyor bu da doğal doyma hissi yaratıyor. Yeterince sıvı alımı ve diyaframatik solunum ile bağırsakların kendini temizlemesi de öğretilenlerden sadece birkaçı.

        Dördüncüsü ise her gün yapılan tetkikler sonucunda vücudumuzda eksik ya da fazla olan vitamin, mineral ve elementlerin dengelenmesi.

        İşte bunların dördünü de hayat felsefesi ve ilke olarak edindiğimizde sağlıklı bir yaşam tarzına doğru giden yol doğal olarak açılmış oluyor.

        Detokstayken...

        - Bir kere en tehlikeli şey Instagram. Eşinizin dostunuzun paylaştıkları sizi yoldan çıkarabilir ve ağzınızın suyunu akıtabilir.

        - İlk günler sürekli uyumaya hazırlıklı olun zira organlar kendini en iyi uykuda yeniliyormuş.

        - Yanınıza sakın çok eşya almayın. Çünkü hayat akşam yemekleri de dahil olmak üzere sırtta bornoz, ayakta terlikle geçiyor.

        - Korkmayın, hiç sıkılmıyorsunuz. Terapiler, muayeneler, yürüyüşler, yüzmeler, söyleşiler, dinletiler, bakımlar, yogalar, masajlar ve workshop’lar derken vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

        - Başta yeme-içmeye endeksli ruh haliniz birkaç günde önünüze konulacak bir İskender ya da hamburgere bile “Hayır” diyebilecek hale bırakıyor yerini.

        Diğer Yazılar