Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İKİ güne iki ülke sığdırdığım bir hafta sonu geçirdim.

        Sizlerden gelen istekler üzerine yazmaya başladığım İstanbul otellerinin ikincisini deneyimledim ve hemen ardından KKTC’ye uçtum.

        Elite World otelleri yeni sayılacak bir zincir. Biri Van‘da diğer üçü İstanbul’da olmak üzere 4 oteli var. Aile Vanlı olduğundan şehre vefa borcu ödemek adına en şaşaalı oteli Van‘a dikmişler. Gerçi benim kaldığım Florya‘daki de hiç fena değildi. Makul bir fiyata 5 yıldız konforu yaşamak için ideal bir adres. Havalimanına yakınlığı da cabası.

        Yeme içme konusuna gayet kafa yormuş olduğu hemen belli olan otelin L’oliva adında bir İtalyan restoranı var. Şehrin pek çok İtalyan restoranına taş çıkartacak kadar ağır ve rastlanması ender kalemler içeren şahane bir mönüsü var. Civarda İtalyan mutfağı olmadığından hayli revaçta. Ciddi bir otelcilik ve yiyecek-içecek geçmişi olan genel müdür Murat Köni bizzat kendi yaratmış mönüyü.

        Bence biraz soslardan arındırılması gereken lezzetler ve sunumları gayet başarılı. Ancak ne yazık ki servis için aynı şeyi söyleyemeyeceğim, zira hiç durmadan kendi aralarında konuşan, “caprese salatası“ nı (kapreze) “kapris salatası”; “sauvingon blanc“ı (sovinyon bılan) ”seviyon bilenş“ diye telaffuz eden personelin her konuda biraz daha eğitime ihtiyacı olduğu kesin.

        İstanbul‘a gelenlere konaklamak için, civarda olanlara ise L’oliva Restaurant’ın lezzetleri için Elite World Business Hotel Florya‘yı değerlendirin derim.

        Peter Marvey BÜYÜLEDi

        SİHRİN prensi! Sihrin sonu! Sihrin limitsiz adamı!

        Evet, bunların hepsi dünyanın en iyi illüzyonistlerinden biri olan ve Yakın Doğu Üniversitesi’nin konuğu olarak KKTC‘ye gelen Peter Marvey’e yakıştırılan sıfatlardan yalnızca birkaçı. Her ne kadar çok okumuş olsam da öğrencilik yıllarımdan nefret ettiğimi itiraf ediyorum. Hatta ara sıra rüyalarıma “çalışmadığım sınav ya da vize kâbusu” şeklinde girdiğini de. O yüzden Yakın Doğu Üniversitesi’nden gelen daveti aldığımda tekrar bir kampusa ya da amfiye girecek olma fikrinden dolayı hafif tereddüt etmiştim. Ancak konu Peter Marvey’i izlemek olunca çabucak önyargımı bastırdım ve “Tamam” diyerek tuttum Lefkoşa’nın yolunu.

        Ses ve ışığın Vegas kıvamında akıl almaz bir gösteriye dönüştüğü Peter Marvey maalesef yalnızca 4 gösteri için KKTC’deydi. Birileri adamcağız bizim buralara bu kadar yaklaşmışken keşke İstanbul’a getirmeyi de akıl etseydi. İnanın kapalı gişe oynayacağından eminim. Sihir ve illüzyon işlerinden pek haz almayan, hatta hafif korkan bir tip olarak ben bile soluksuz izledim.

        Başlı başına bir teknolojik ve görsel şovdu izlediğim. Bedenin üst kısmı cenderede bağlı iken bacakları bisiklete binen, kristalin içine giren, kanatlanıp uçan bir adamdan bahsediyorum. Muazzamdı! Dünyanın neresinde karşınıza çıkarsa mutlaka izleyin diyorum, başka da bir şey demiyorum.

        Deep Purple geliyor

        MİHMANDARLIĞIMIZI yapan dünya tatlısı öğrencilerden yalnızca ikisi Merve Çiçen ve Ali Burak Salman. Takdire şayan bir özveriyle bağlandıkları ve sahiplendikleri üniversitelerini anlatırken “4 yaşından itibaren bu yuvaya teslim edebilirsiniz çocuklarınızı” diyorlar ve ekliyorlar: “16 fakültede, 97 farklı ülkeden gelen yaklaşık 21 bin öğrenciyiz. Bu yıl 25. eğitim-öğretim yılını kutluyoruz. Etkinlikler kapsamında başta Deep Purple olmak üzere Haldun Dormen, Mithat Bereket, Ayşe Arman, Yekta Kopan, Erdem Yener, Mete Horozoğlu ve Can Bonomo gibi birçok bomba ismi, öğrenciler ve KKTC halkıyla buluşturuyoruz.”

        24 Mayıs’ta gerçekleşecek Deep Purple konseri için sahadaki hummalı çalışma daha şimdiden başlamış. Onlarca iş makinesi ve düzinelerce işçi işbaşında. Belli ki yine muhteşem, yine KKTC imajına müthiş bir katma değer katacak bir işe imza atacak bu gençler.

        Diğer Yazılar