Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Osmanlı Hanedanı’nın “Sultan” unvanını taşıyan hayattaki 17 kadın üyesinden biri olan Sultan 2. Abdülhamid’in 5. kuşaktan torunu Nilhan Osmanoğlu, “Cumhurbaşkanı’mızı Sultan Abdülhamid Han’ın yalnızlığına bırakmamak için. Daha güçlü bir Türkiye için. Artık kararlarını kendi verebilen bir Türkiye için ‘Evet’ diyorum” videosuyla dikkatleri üzerine çekti.

        Son 2 haftadır Nilhan Hanım, çeşitli medya organlarında siyasi mesajlar vermeyi sürdürüyor...

        Bunlar içinde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Neyinize yetmedi parlamenter sistem” sözlerine cevaben kullandığı “Bizim canımıza yetti parlamenter sistem artık. O yüzden biz başkanlık sistemine ‘Evet’ diyoruz” ifadeleri öne çıktı.

        Bir başka hanedan üyesi Hanzade Özbaş’ın 2 Haziran 2015 tarihli “Sohbet Name” isimli TV programında, siyasi görüşlerini açıklaması üzerine verdiği yanıtı da aktarmalıyım:

        “Bunlar benim şahsi görüşlerim, kimseyi temsil etmiyor. Ailede bugüne kadar siyasete giren yok. Biz makam istemeyiz. Ancak makamın bize ihtiyacı olursa, devlet için varız.”

        Anayasal Monarşi’nin kurulduğu 1908 yılından itibaren, son Osmanlıların bugüne kadar uygulamaya özen gösterdiği “parti siyaseti üstünde kalma” kararı Nilhan Hanım’la tartışmalı bir viraja girdi...

        Ailenin, Şam’dan Paris’e kadar dünyanın çeşitli köşelerinde yaşayan 285 üyesi olduğu biliniyor. Osmanlı saray geleneğini sürdürüyorlar; en yaşlı şehzade “aile reisi” ilan ediliyor.

        “Aile reisi” unvanını, 2009 yılından beri Osman Bayezid Osmanoğlu taşıyordu.

        New York’ta yaşayan Osmanoğlu’nun 6 Şubat 2017 günü vefatı ile bu görev Şam’da yaşamını sürdüren Dündar Osmanoğlu’na geçti.

        Nilhan Hanım’ın parti siyaseti yapmasının, “hanedan ailesi”nde tepkiye yol açtığını tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok!

        Kaldı ki kulağıma gelen Saray dedikodularını da buraya aktarmak niyetinde değilim.

        HAYALİNDEKİ MARKAYI ÇIKARDI

        Tarihe atıfla, ticarete soyunan “Nilhan Sultan”ın aynı adlı markasının girişimcilik öyküsü daha çok ilgimi çekti.

        Çengelköy’de kafe ve mağaza hizmeti veren Nilhan Sultan Köşkü, 4 Eylül 2016 günü açıldı. Yani bundan yalnızca 6 ay önce...

        Tesisi, Nilhan Hanım’ın 2012 yılında Beylerbeyi Sarayı’nda evlendiği eşi Mehmet Behlül Vatansever işletiyor. 20 Nisan 2015’te kurulan “Mehmet Behlül Vatansever Vatansever Tekstil” firmasının fason olarak ürettirdiği tekstil ve aksesuvar ürünlerini, “Nilhan Sultan” markası ile piyasaya çıkardı.

        İhlas Koleji’nden sonra KKTC Lefke Avrupa Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirip iş hayatına atılan Nilhan Hanım’ın babası Orhan Osmanoğlu da geçimini tekstilden sağlamış. Babası, 2003 yılında Merter’de kurduğu Baraka Tekstil firmasını, annesine ve kardeşine devretmiş...

        Ailenin servet içinde yüzmediğini, Nilhan Hanım’ın 2013 yılında katıldığı Kim Milyoner Olmak İster Yarışması’nda ifade ettiği şu sözlerden öğrenmiştik:

        “Eğer kenarda 60 bin TL’m olsaydı yarışmaya devam ederdim. Riske edebileceğim bir para değildi, çekilmek durumunda kaldım. Eşim tekstil işiyle uğraşıyor. Başörtüsü, şal gibi bazı tekstil malzemeleri üzerine tasarımlarım var. Bir senedir tescilini bekliyorduk, tescillendi. Bir markayla görüşerek kendi ismim altında beş padişah tuğralı tekstil ürünleri imal etmek istiyorum. 60 bin TL’yi bunun için kullanacağım.”

        2. Abdülhamid’in efsane mirasından hak talep eden aile üyelerinden Nilhan Hanım’ı, Osmanlı mülküyle Öktem Bağcılık ve Şarapçılık Yönetim Kurulu Başkanı Şinasi Öktem buluşturdu.

        Behlül Vatansever, “Köşkü 5 artı 5 yıllığına Şinasi Bey’den kiraladık. Güvenilir kişiler müracaat ederse, bayilik de verebiliriz” diyor.

        Öktem, 2007-2011 yılları arasında CHP milletvekiliydi. Ondan önceki 6 yılda da İstanbul İl Başkanı olarak görev yapmıştı. 2015 yılında da CHP’den milletvekili aday adayı olmuştu. Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’na ait Çengelköy Kemalettin Tuğcu Sokak’taki köşkü, Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’ndan kiralamış.

        Geçtiğimiz yıl da köşkün işletmesini Vatansever Tekstil, Aksesuvar ve Sultandan.com şirketlerine devretmiş.

        Restore edilen köşkün bahçesinde kahvelerini yudumlayanların tam karşısında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü manzarası var... Küfür, içki ve sigaranın yasak olduğu kafede; Selçuklu, Osmanlı ve Türk kültürünü yansıtan giysi ve objeler de satılıyor.

        Balıklı Rum Hastanesi Vakfı Genel Sekreteri Prof. Dr. Yani Skarlatos’a, Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’na ait köşkün kullanım haklarını sorduğumda, binanın şeceresini incelemek için zamana ihtiyacı olduğunu söylemekle yetiniyor...

        ENDERUN EĞİTİMİ VERECEK!

        Bu köşk aynı zamanda Nilhan Sultan Enderun Eğitim ve Araştırma Derneği’nin adresi olarak da görülüyor.

        Seçilmiş yetenekli çocukların “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi”nde eğitilmesini arzu ettiğini açıklayan Nilhan Hanım, ecdadının adını Hanzade ve Vahideddin isimlerini verdiği çocuklarında yaşatıyor.

        Fatih Sultan Mehmed döneminde gelişen ve çocuklara saray içinde dini ve ilmi eğitim veren Enderun Mektebi’ni referans alıyor.

        Özetle Nilhan Hanım “Sultan” edasıyla, Türkiye Cumhuriyeti’nin fikirlerini özgürce ifade eden kadın girişimcilerinden biri olarak hayatını sürdürme ikilemini yaşıyor.

        O nedenle de hem siyasi hasımlarıyla, hem de aile geleneğiyle karşı karşıya kalıyor..

        Diğer Yazılar