Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Birkaç gün önce üzerinde Mustafa Kemal Atatürk resimli tişörtle TBMM’ye giden bir vatandaşın girişine tişörtü çıkarması şartıyla izin verilmiş.

        Öğrendiğim kadarıyla Cafer Darı isimli bu vatandaş tişörtü çıkarmamak için kapıda bayağı bir direnç göstermiş. Ancak ne dediyse ve yaptıysa polisi ikna edemediği için, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz’’ yazılı tişörtü çıkarıp montuyla içeri girebilmiş.

        Söz konusu skandal olaydan anında haberdar oldum; çünkü o anda tesadüfen Twitter’da dolaşıyordum ve CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Cafer Darı adlı vatandaşa başına gelenleri hesabından canlı yayında tek tek anlattırdı. Açıkçası hem gözlerime inanamadım hem de anlatılanlara.

        Dedim ki önce kendi kendime: “Bu gerçek olamaz! Böyle bir şey mümkün değil! Ya bu vatandaş yalan söylüyor ya da bu vatandaşa o tişörtü çıkarttıran polis provokatörlük yapıyor!”

        Öğrendik ki sonradan vatandaş yalan filan söylememiş. Gerçekten de o polis, kapısında görev yaptığı Meclis’in kurucu lideri olan Atatürk’lü tişörte tahammül edemediği için sokmamış vatandaşı içeriye.

        Meclis’teki yetkililer illa gereğini yapacaklardır bu polis memuruyla ilgili, ama benim aklıma takılan başka bir şey var... Atatürk’ün AK Parti tarafından sahiplenildiği bir sır değil artık. Bilindiği gibi iktidar tarafında bir süredir Atatürk’e bambaşka bir bakış açısı var. Öyle konuşmalar, açıklamalar duyduk ki AK Parti kanadından, CHP’li Atatürkçülere bile taş çıkaracak türdendi. Ve değerli okurlarım, AK Parti’ye yakın kaynaklarımdan öğrendiğime göre, söz konusu olay, yani Atatürk resimli tişörtün çıkarılması meselesi o cenahta da bayağı bir rahatsızlığa neden olmuş.

        Bu olayın yaşanmasına sebep olan o polisin art niyetli olabileceğini de tartışmışlar kendi aralarında. AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, olayı tasvip etmediklerini belirten çok sert bir açıklama da yaptı bu konuda. Kafama takılan şey ise TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın sessizliği. Eminim bütün bu olan bitenden haberdardır Sayın Başkan.

        Hal böyleyken şunu sormak elzem oluyor: “Kendi siyasi partisinde dahi rahatsızlığa neden olan bu olay üzerine Meclis Başkanı neden bir açıklama yapmadı?”

        Onlar kadar rahatsız olmadığı için mi yoksa olayın skandal boyutunu fark edemediği için mi?

        ******

        Kılıçdaroğlu’nun sağ kolu da kopmuş

        KIZMASINLAR bana ama CHP’lilerin en sevdiğim tarafı da bu! Parti içerisinde neler olup bittiğini yazıyorsunuz, kızıyorlar size ama buna rağmen yine de arayıp konuşuyorlar, kulisleri yığıyorlar önünüze. İşte bir tanesi daha!

        Erdal Aksünger... Uzunca bir dönem Kemal Kılıçdaroğlu’nun sağ kolu ve en yakın kurmaylığını yapan isim. Aldığım duyuma göre ilişkileri tamamen kopmuş. Hatta Aksünger artık alenen bayrak açmış Kılıçdaroğlu’na ve genel başkanlığa aday olmak için yola bile koyulmuş. Bu yazdıklarım teyide muhtaç falan değil; çünkü bizzat Aksünger’le görüşenlerden aldım bu bilgileri.

        CHP’nin eski ağır toplarıyla görüşmeler yapan Aksünger’e kimlerin olur verdiği bilgisi de var. Yani hangi siyasinin, hangi isimlerin Aksünger aday olması halinde onun yanında yer alacağına dair bilgiler, ama şimdilik bende kalsın. Şaşırdım diyemeyeceğim bu duyduklarıma; çünkü son kurultayda bunların olabileceğine dair emareler vardı, ama şunu söyleyeyim; bu kadarını beklemiyordum.

        Yani Aksünger’in, arası açılan Kılıçdaroğlu’ndan ayrı bir siyaset izleyeceğini biliyordum, ama genel başkanlığa adaylığını düşünecek, hatta istediği gücü arkasına alabilirse, lobisinin sağlamlığına güvenirse imza toplayıp partiyi olağanüstü bir kurultaya götürebilecek kadar başkaldıracağını tahmin etmiyordum.

        ******

        Tuncay Özkan’ın gönlünde yatan şehir

        GEÇENLERDE CHP Milletvekili Tuncay Özkan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı gönlünden geçirdiğini, bu maksatla da taraftar toplamak için kulislere başladığını yazmıştım hani. Özkan’dan yazdıklarımın doğru ya da yanlış olduğuna dair bir telefon almadım, ama ona çok yakın bir isimden şöyle bir haber geldi: “Bir noktada yanılmışsın. Tuncay Özkan’ın gönlünde yatan İstanbul değil, İzmir’dir.”

        Bunu da dikkatlerinize not olarak düşeyim dedim efendim...

        Diğer Yazılar