Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Birçok çağdaşı gibi sanatını sınırlamalar, baskılar, ilgisizlikler, yokluk ve mahpusluklarla karşılamayı seven bir dönemde yaşadı.

        Bütün acılardan payını fazla fazla aldı.

        Tüm yaşam tutkusuna, mizah duygusuna karşın; bu acıların hepsini çekti.

        Gene pek çok çağdaşı gibi umutla direndi olumsuzluklara.

        Işıyarak, çevresini ışıtarak... 1944 Ankara doğumlu Erkan Yücel; Sevda isimli filmin çekimi için geldiği Kuşadası’nda geçirdiği trafik kazası sonucu 9 Eylül 1985 tarihinde hayatını kaybetti. Şimdi bizlere düşen en azından bu ışıklı anıyı, unutuluşa terk etmemektir.”

        Erkan Yücel’i Ankara Sanat Tiyatrosu’nun bir İzmir turnesinde gördüğümü hatırlıyorum.

        O yaşımda güç kavradığım bir oyundu ve aklımda sadece iki isim kalmıştı.

        Erkan Yücel ve Rana Cabbar. Yücel’i sahnede bir kez daha izleme fırsatım olmadı. Şans eseri bir iki filmini görebildim. 1975 yılında San Remo Film Festivali’nde “En iyi erkek oyuncu” olarak Türkiye’ye yurt dışından sinema ödülü getiren ilk sanatçımız oldu.

        Aynı Yıl “Endişe” filmindeki Cevher karakteriyle en iyi erkek oyuncu olarak Altın Portakal aldı.

        Liseyi bitirdiğim yıldı ve Altın Portakal Ödülü’nün Erkan Yücel gibi o dönemde pek de onaylanmayan fikirlere sahip bir sanatçıya verilmesi, büyük tartışmalara neden olmuştu.

        TİYATRO SALONU

        Kuşadası Belediyesi çok önemli bir iş yapmış.

        Belediye binasının altındaki eski meclis salonunu şık, sımsıcak bir tiyatro salonu haline getirmiş. Ve belki de her şeyden önemlisi bu sahneye henüz 41 yaşında o topraklarda yaşamını yitiren dev sanatçının adını vermiş.

        O gece Başkan Özer Kayalı çok heyecanlıydı. Hepimiz gibi. Yaptığı işin haklı gururunu taşıyan, sanatı yürekten seven ve çağdaş belediyeciliğin çöp toplamaktan ibaret olmadığını bilen bir Başkan.

        Açılış töreni göğüslerinde “Erkan Yücel Oyuncuları” yazan tişörtler ve şapkalarla sahneye çıkan çocukların gösterisiyle başladı.

        Bir anda onlarca genç Erkan Yücel bulduk karşımızda.

        Güçlükle tuttuğumuz gözyaşlarımızı Mesut Kara’nın “Erkan Yücel Şimdi Geçti Buradan” belgeselini izlerken salıverdik.

        Eşi, canım arkadaşım Şükran Yücel, ustasının izinden ayrılmayan Mehmet Esen, öğrencisi olmaktan hep gurur duyduğum İbrahim Karamehmet, Yücel’in aziz dostu Diler Ebeperi, arkadaşları, öğrencileri, oyuncu Mehmet Esatoğlu’nun harika sunumuyla sahneye geldi.

        41 yıllık yaşamında ardında 141 yıllık iz bırakan bir sanatçıyı tam olarak anlatmak mümkün mü? Ama anısını tekrar yaşamak ve onun; “Ayağını Türkiye toprağına basan, halkın sorunlarına ortak ve kendisine sunulan küçük bir çıkarın büyüsüne kapılmayan onurlu sanatçılar vardır Türkiye’de. Onlar oldukça tiyatro da olacaktır” sözlerini hatırlamak hepimize iyi geldi.

        Diğer Yazılar