Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başlangıçta çok önemsemediğim sağ omuzumdaki kas yırtılması bana 21 günlük fizik tedaviye mal oldu.

        Omuzum tam anlamıyla normale dönemese de en azından kolum hareket kabiliyetini yeniden kazandı ve bu süre içinde art arda harika beş kitap okuma fırsatı buldum.

        Bunların arasında sevgili arkadaşım Gürol Tonbul’un geçtiğimiz Kasım ayında Yakın Kitabevi’nden çıkan “İyi ki Tiyatro Var” adlı kitabı çocukluk anılarıma dönmemi sağladı.

        Tiyatro, kocaman bahçeli bir evde dört çocuğunu büyütmek için uğraşan annemin sanırım cankurtaran simidiydi.

        O yıllarda annem en büyüğü ilkokul beşinci sınıfa giden ve aralarında ikişer yaş olan dört çocuğunu bir arada eğlendirmenin yolunu tiyatro ile bulmuştu.

        Büyük evimizin geniş bahçesi bu iş için biçilmiş kaftandı. Yatak örtülerinden perde yapılır, rengârenk krapon kâğıtlarından giysiler hazırlanır, çiçek ve boncuklardan mücevherler takılır ve ailede nesillerce anlatılmış kadim masallar canlandırılırdı.

        Yaşımız büyüdükçe oyunları kendimiz yazmaya, mahalle arkadaşlarımızı da aramıza almaya başladık. Bu oyunlarda cadı ve haydut rolleri hep bana da düşse o günleri büyük bir mutlulukla anarım.

        AKICI DİLLE ANLATIYOR

        İlginç olan dört kardeşten hiçbirimiz tiyatroda kariyer yapmayı düşünmedik.

        Belki de bunun nedeni tiyatroyu çok küçük yaşlarda yaşamın bir parçası olarak algılamamızdır, kim bilir?

        “İyi ki Tiyatro Var”, bence Gürol Tonbul’un kendi yaşam oyununu anlattığı bir kitap. Oyun ve tiyatro ile tanışmasından başlayarak Gürol, yaşamının tiyatro serüvenini anılarla ve kendisinde iz bırakan dizelerle süsleyerek akıcı bir dille aktarıyor.

        Sayfalar ilerledikçe, eğitim sürecini, aktör olarak oynadığı ve yönetmen olarak sahnelediği oyunlarla ilişkilerini, o oyunlarla ilgili düşüncelerini ve çözümlemelerini öğreniyoruz.

        Okudukça bitmez tükenmez bir merak ve istekle çevresinde olan bitenleri, insanları, olayları, duyguları algılayıp değerlendirişine, hepsinden bir sonuç elde etmesine şahit oluyoruz. Ve kitap ilerledikçe anlıyoruz ki başarının temelinde sevmek ve istemenin yanı sıra en gerekli unsur çalışmak, aramak, bulmak, öğrenmek.

        Yıllardır tanıdığım eski ve sevgili dostum Gürol Tonbul’un bunca farkındalığının temelinde de bunlar var.

        İYİ İNSAN OLMANIN YOLU

        “İyi ki Tiyatro Var”, iyi oyuncu, iyi yönetmen, iyi baba, iyi eş, iyi dost ve en önemlisi iyi insan olmanın yollarını da anlatıyor aslında.

        Oyunla başlayan ve tiyatro ile gelişip zenginleşen bir yaşamın öyküsü, kendi yaşamınızda yeni bir çığır açmanızı sağlayabilir pekâlâ.

        “İyi ki Tiyatro Var” bence mutlak okunması gereken harika bir kitap.

        Başarıları defalarca kanıtlanmış bir oyuncu ve yönetmenden daha azını beklemek zaten mümkün değil.

        Diğer Yazılar