Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TRT radyolarının en eski programı “Gecenin İçinden”e ayda bir kültür ve sanat ağırlıklı “Yaşamın İçinden” başlıklı küçük bir köşe ile konuk oluyorum.

        Yapımcımız Sevim Özkal sayesinde de hemen her ay farklı farklı konularda başarılı işler yapan değerli program konuklarıyla tanışma fırsatı buluyorum.

        2014 yılının son programını, başarılarını izlediğim ama bir türlü tanışma fırsatı bulamadığım Alper Akdeniz ile paylaştım.

        Eski bir GSF’li olarak, Alper Akdeniz’in okulumuzun gururlarından biri olduğunu söylemeliyim. Dramatik yazarlık bölümünü bitiren ve ardından yüksek lisansa başlayan Alper, aynı zamanda yönetmenlik de yapıyor.

        Yazmaya hiç ara vermeyen, peş peşe aralarında Rıfat Ilgaz, Uğur Mumcu, Melih Cevdet Anday, Behzat Ay Edebiyat Ödülleri’nin de bulunduğu pek çok ödül kazanan genç yazar, o gece “Dünyanın bütün çocukları” için yazdığını söylediği “Atatürk’ün Kalbi” adlı Çocuk Öyküsü’nü anlattı.

        Program öncesinde ismen tanışıklığımız resmen tanışıklığa dönüştü ve biraz da GSF’li olmanın getirdiği aşinalıkla kısa sürede kaynaştık.

        ARMAĞAN ETTİ

        Alper, Potkal Kitap’tan çıkan öykü kitabını büyük bir nezaketle imzalayıp armağan etti. Programda anlattıklarını dinledikçe kitabı okuma isteğim daha da arttı.

        “Atatürk’ün Kalbi” son derece güzel, dupduru bir Türkçe ile yazılmış, sular seller gibi akıp giden harika bir öykü.

        Her çocuğun, öğretmenlerin ve ebeveynlerinin mutlak okuması gerektiğini düşündüğüm kitap, öğretmenlerinin öğrencilerine “Atatürk’ün Kalbi Nerede?” sorusuna yanıt bulmalarını istediği bir ödev vermesiyle başlıyor.

        Sonrasında çocukların araştırmalarına, buldukları yanıtlara şahit oluyoruz. Kitap ağırlıklı olarak Atatürk’ün, bu güne kadar üzerinde hemen hemen hiç durulmamış olan annesiyle ilişkilerine yoğunlaşıyor.

        Zübeyde Hanım’ın oğlu üzerindeki etkisi, Ata’nın ana sevgisi, yer yer belgesel metinlerle aktarılıyor. Ve bütün bu olaylar kısa cümlelerle, anlaşılır şekilde, okuyanı hemen hiç sıkmayacak bir akıcılıkla aktarılıyor.

        Kitap usta işi bir çalışma. Türkçe’nin yazı dili olarak nasıl kullanılacağını çocuklara anlatmak için rehber kitap olarak kullanılabilir.

        Ama bence en büyük özelliği, bu güne kadar yapılmamış bir iş yapmış olması. Bu kitap Mustafa Kemal Atatürk’ün insan yanını anlatıyor.

        Bu güne kadar asker, komutan, siyasetçi, sosyolog, eğitimci hemen her yönüyle anlatılan Atatürk’ün bir evlat olarak annesine karşı hissettiklerini, bu büyük adamı yetiştiren Ana’nın olağanüstü olgunluğunu aktarıyor.

        Cumhuriyet’i kuran, aydınlığı getiren insanın gücünün temelindeki sevgiyi hissediyorsunuz. Büyük bir vatan sevgisini paylaşan ana-oğul arasındaki sarsılmaz bağa tanık olduğunuz bu kitap içinizi ısıtıyor.

        Okullarda okunması zorunlu kitaplar arasına alırlar mı bilmem ama her ana-baba bu kitabı çocuğuna okutmayı görev bilmeli bence. İlk baskısı Ekim 2014’de yapılan kitap, benim elimdekinin üçüncü baskı olduğu düşünülürse belli ki çok sevilmiş beğenilmiş.

        Diğer Yazılar