Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçtiğimiz Salı gecesi MÜZİKSEV’de çok güzel ve bir o kadar da özel bir konser vardı. 9-10 Mayıs günleri yapılan İKSEV Kaval Atölyesi’nin final konseri. Kaval, insanlığın bilinen en eski nefesli çalgılarından biri. Pek çok coğrafyada çalınıyor. Önce kim yapmış, kimden kime geçmiş pek belli değil. Son dönemlerde Balkan ülkelerinde iyice popüler olduğu, iyi sanatçıların yetiştiği biliniyor. Dönüp bize bakarsak Anadolu’nun hemen her yöresinde çalınıyor. Örneğin Tokat için kavalın yatağı deniyor.

        Kavalı hep sevmişimdir ama TRT sanatçısı Fedai Tekşahin ile tanışınca bu sevgi hayranlığa dönüştü. Tekşahin üç yıl önce MÜZİKSEV’de “Garip Kavalın Öyküsü” başlıklı bir söyleşi-konser yapmış, pek çoğumuz için çoban çalgısı olan kavalın gücünü kanıtlamış, farklı çalma teknikleri ile ufkumuzu açmış, anlattığı Karakoyun efsanesi ile de hepimizi hayran bırakmıştı. İcracılığının yanı sıra önemli bestelere ve düzenlemelere imza atan Fedai Tekşahin Türkiye’de Kaval Metodu’nu yazan ustaydı aynı zamanda.

        Gençler ustalarla buluşuyor projesi kapsamında İKSEV, her yıl alanında en iyi olan sanatçılarla gençleri buluşturan atölye ve masterclasslar düzenler. Geleneksel çalgılarımızın ve müziğimizin korunup yaygınlaştırılması için MÜZİKSEV gibi bir oluşumu bulunan İKSEV’in böylesine değerli bir sanatçı ile çalışmaması söz konusu olamazdı. Uzun süren gayretlerin ardından kaval atölyesini yapabildik. Uzun sürdü çünkü Fedai Bey çok meşgul bir insan. Bu arada bir de yurt dışında ülkeyi tanıtma görevi çıktı. Nisan ayı içinde planlanan çalışma Mayıs’a sarktı. Atölyeyi izleme şansım olmadı ama konseri kaçırmadım.

        Hem atölyeye hem de konsere E.Ü. Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Türk Halk Oyunları Bölümü Öğr. Gör. Dr. Serdar Kastelli ve Temel Bilimler Bölümü Öğr. Gör. Dr. Mahmut Karagenç destek verdi.

        Birbirlerini iyi tanıyan, çok verimli çalışmalar ortaya koyan üç usta unutulmaz bir gece yaşattı. Ezgi Kervanı, Anadolu’yu, Orta Asya’yı, Balkanları gezdi.

        Uzun hava, türkü, bozlak, semah oldu. Serdar Kastelli, yan flüt, kaval, hulusi (bir Çin çalgısı) ve zambır ile harikalar yaratırken, Mahmut Karagenç kaval, çopacoğur ve cura zurna ile destan yazdı.

        İNSAN SESİNİN GÜZELLİĞİ

        Fedai Tekşahin mükemmeliyetçi biri. Farklı üfleme teknikleri ile kaval, şelpe ile (parmaklarla) cura çalarken hemen fark ediyorsunuz. Ezgi Kervanı’nın sözlü örneklerinde de yine mükemmeli yakaladık.

        TRT Ses Sanatçısı Hakan Ünal ve konsevatuvar öğrencisi Serdar Çınar, insan sesinin güzelliğini ve gücünü gösterdi bize.

        Konserin bence unutulmaz yanlarından biri ve en önemlisi o gece MÜZIKSEV’de sergilenen Kartal Kanadından yapılma çığırtma gibi enstrümanlarında çalınmasıydı. Belki yüz yirmi yıldır sessiz olan çığırtma o gece Fedai Tekşahin’in nefesi ile yüz yıllık uykusundan uyandı, yeniden can buldu. Konser sonrası döndüğü vitrininde bu gün bir başka güzel parlıyordu.

        Diğer Yazılar