Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Okullar tatile girdi ama MÜZİKSEV’de öğrenci konuklarımız eksik olmuyor. Bu gezilerin en güzel tarafı öğrenme sürecinin karşılıklı olması. Konuklarımız sergilenen enstrümanlarla ilgili bilgiler edinirken, bizler de gelen konuklarımızdan pek çok şey öğreniyoruz.

        Geçen hafta içinde Zikzak öğrencileri konuğumuz oldu. 7-12 yaş arası 12 öğrenci ve iki değerli öğretmen ile harika iki saat geçirdik. Yıllık iznimin son günlerinde çalışma arkadaşım Onur Acımaz, 28 Temmuz Perşembe günü Zikzak Tatil Günleri’ne katılan bir grup öğrencinin MÜZİKSEV’i ziyaret edeceklerini bildiren bir e-posta gönderdi. Doğrusu bu ya ilk duyduğumda ilginç isimli bir anaokulu olduğunu düşündüm. Ancak hafta başı işe döndüğümde anaoku olarak düşündüğüm Zikzak’ın tamamen farklı bir oluşum olduğunu göndüm. Web sayfalarını açtığımda şöyle bir tanıtım yazıyla karşılaştım:

        Biz,

        Heyecanlı, umut dolu bir grup insanız.

        Öğrenen ve öğreteniz. Zevkle.

        Çocukseveriz. En çok onlara inanan.

        Oyunlarında yer almayı uman.

        Kitapseveriz. Ama öyle böyle değil. Elimize alıp sayfalarının kokusunu içine çekerek, resimlerinde kaybolarak seveniz. Okuyan ve sevdiren.

        Sevmeyeni anlamayan.

        Öğrenmekten mutlu olan, mutlu olmadığımız şeyi öğrenmeyeniz.

        Bildiğini paylaşanız, savunan.

        Bilmediğini soran, öğrenen.

        Yapmadan öğrenemeyeniz, illaki uygulama yapan.

        Çalışanız sahi, çok çalışan. Gece gündüz.

        Üreteniz. Tükettiğinden çok üreten.

        İşimizi seveniz.

        İşlerini seven insanlar olsun isteyen.

        Gezen, göreniz. Doğayı seven,

        saygı duyan ve anlayan.

        Zamanın kıymetini bileniz.

        Zaman kaybetmek istemeyen.

        İmkansızı denemeyi seveniz.

        Yılmayan, bıkmayan.

        Yaşadığımız kadarıyla hayatı bileniz.

        Tanıyan, anlayan, seven.

        Kısaca öğretmeniz.”

        OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ

        Doğrusu bu ya yazı siteyi inceleme arzusu yarattı. Fotoğraflar, yapılan işler ilgimi çekti. Tam da olması gerektiğini düşündüğüm tarzda, çocukları televizyon ve tabletten uzaklaştırıp farklı alanlara yönelten, belki kendilerinin bile bilmediği becerilerini geliştiren, onları üretmeye, paylaşmaya sevk eden, okumayı, öğrenmeyi sevdiren, kendilerini ifade etmelerini sağlayacak olanaklar yaratan fevkalade bir oluşumdu. Perşembe gününü heyecanla bekledim. Öğretmen Yusuf Çağlayan gözetimindeki öğrenci grubu beklediğimden de iyiydi.

        MÜZİKSEV’e her yaş grubundan, özel ya da devlet okullarından pek çok öğrenci gelir. Bu çocukların genel özelliği otorite tanımamaları oluyor çoğu kez.

        Öğretmenleri de nedendir bilinmez bu duruma göz yumuyor. Ancak Zikzak öğrencileri Yusuf Öğretmenin verdiği yönergelerin dışına çıkmadı. Çocukların hepsinin farklı okullardan geldiğini de göz önüne alırsak sanırım işin sırrı öğretmende.

        Arkadaş gibi ancak aradaki mesafeyi koruyarak, neyi niçin istediğini açıklayarak kurulmuş bir bağ onlarınki. İki saatin sonunda onları uğurlarken içimde İzmir’de çocuklarımız için Zikzak gibi kurumların olduğunu bilmenin huzuru vardı.

        Diğer Yazılar