Söyleyecek Sözü Olan Oyunlar
“Söyleyecek Sözü Olan Oyunlar” değerli meslektaşım Seval Deniz Karahaliloğlu’nun ilk kitabı. Bu kitap, çok okuyan, çok yazan Karahaliloğlu’nun yıllarca biriktirdiklerinin küçük bir örneği, bundan sonra gelmesini dilediğim kitaplarının öncüsü gibi.
Uzun yıllar televizyonda yaptığı sanat programlarında kendi alanlarında en iyi isimleri ağırlayan Karahaliloğlu, kitabı için de Türk Tiyatrosunun en önemli isimlerini konuk etmiş. Sohbete daha doğrusu kitaba tiyatromuzun temel taşlarından Prof. Dr. Özdemir Nutku ile başlamış, ‘Büyüklere “At” Masalları’.
Prof. Dr. Nutku, 1960’lı yıllarda Almancadan dilimize kazandırdığı ve sahneye koyduğu Macar Yazar Gyula Hay’ın “At” oyunu ile ilgili sorularını yanıtlamış Karahaliloğlu’nun. Çeviri ve sahneleme sürecini, oyunu, yansımalarını aktarmış.
İkinci konuk gelmiş geçmiş en usta oyuncularımızdan Yıldız Kenter. Çok uzun yıllar Anadolu’nun hemen her köşesinde ve yurt dışında başarıyla oynadığı “Ben Anadolu” ile ilgili bilgiler aktarıyor Kenter. Oyunun nasıl doğduğunu, Güngör Dilmen ile çalışmalarını ve uzun bir süreçte oyunun gelişim ve yansımalarını ikilinin sohbetinden öğreniyorsunuz.
Sonra böyle bir çalışmada olmazsa olmaz bir isim geliyor. Genço Erkal Maw Fisch”in Aymazoğlu ve Kundakçılar oyunu ile ilgili süreci anlatıyor. Ardından sıra Ferhan Şensoy’a “Beni Ben mi Delirttim?”e geliyor. Karahaliloğlu’nun Sam Bobrick’in “Travis Pine: Halktan Biri” adlı oyunu üzerine başrol oyuncusu Ümit Bakış ile yaptığı sohbet özellikle dikkate değer.
YAŞAMIN AYNASI
Kanguru Yayınları’ndan çıkan Karahaliloğlu’nun Sevgili annesi Hakim Ülkü Karahaliloğlu’nun aziz hatırasına ithaf ettiği kitap; Hadi Çaman ile ‘Özgür Kelebeğin Aydınlık Yüzü “Can Çocuğu”, Tansu Biçer ile “Bir Sait Faik Güzellemesi: Semaver Kumpanya”..., Mahir Günşiray ile “Ademin adı Artık Tol!”, Don Kişot Tiyatro ve “Dalga Hareketi”, Bülent Arın ile “Efesli Herostratus” Mehmet Birkiye ile “Gülmekten Öldüren Terör: İnishmorelu Yüzbaşı”, Talimhane Tiyatrosu “Öpülesi ‘Yastık Adam’ Öyküleri” ve Zafer Diper ile “Bana Wiyyiam Deyin” adlı söyleşileri kapsıyor.
Karahaliloğlu, okuduğu, izlediği, bildiği ve sevdiği oyunlarla ilgili çevirmen, yönetmen, oyuncu yani o oyunun var olmasını sağlayanlarla konuşmuş.
Hiç bilmeyenler için söz konusu oyunu ilginç kılmak adına ustaca sorular sormuş. Oyunların, oynandıkları dönemin birer aynası olduğunu bir kez daha anlamamızı sağlamış. Tiyatro, yaşamın aynası değil midir? Bu ayna oluş “Söyleyecek Sözü Olan Oyunlar” da iyice belirginleşiyor.
Söyleyecek Sözü Olan Oyunlar, tiyatroyu gerçekten çok seven bir yazarın bu sevgisini okurlarına da aşılamayı amaçladığı bir kitap. Yazar, seçtiği önemli oyunların söyleyecek sözlerini oyunları izleme şansı bulamayanlara da ulaştırmayı hedeflemiş ve bunu önemli ölçüde başarmış da.
