Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gördüğüm ilk palyaço bir boyama kitabında idi. Büyük boy kitabın bir sayfasında resmin aslı vardı. Karşı sayfada da boyamamız için renksiz hali. Annem kırmızı burunlu, mavi saçlı, beyaz yüzlü, kocaman kırmızı ağızlı, büyük papyonlu, koca göbekli ve komik ayakkabılı bu adamın bir palyaço olduğunu, komiklik yapıp insanları güldürdüğünü söylemişti.

        Palyaçomun elinde bir balon yakasında da komik görünümlü bir çiçek vardı. Birkaç ay sonra gerçek bir palyaço görme şansım olmuştu.

        Hayvan haklarından bihaber olduğumuz o günlerde İzmir Fuarı’na gelen sirkler önemli eğlencelerimizden biriydi. Ve o yıl gelen sirk, palyaçolarıyla ünlüydü.

        O gün çok eğlenmiş, eve döndükten sonra palyaço olacağım diye annemin makyaj malzemelerini perişan etmiştim.

        KORKTUĞU GÖRÜLMÜŞ

        Bazı insanlar palyaçolardan korkar. ABD’de yapılan bir araştırmada insanların ölümden çok palyaçolardan korktuğu görülmüş.

        Palyaçolarla ilgili ilk anılarım o denli güzel ki hiç korkmam gerekmedi. Biraz garip gelecek ama onları insan gibi düşünmedim hiç.

        Ta ki İzmir Devlet Opera ve Balesi’nde I Pagliacci’yi (Palyaçolar) izleyinceye kadar. Eseri ilk izleyişim değil aslında. Yıllar önce yine İZDOB’da izlemiştim. Ancak bu kadar çok etkilenmemiştim.

        Belki de işleri insanları eğlendirmek olan, bunun için kendilerini gerçekle ilgisi olmayan abartılı makyaj ve giysilerin arkasına saklayan palyaçoların seven, kıskanan, aşk için ölen ya da öldüren gerçek insanlar olduğunu ilk kez kavradım. Bilemiyorum.

        Sahne yönetmenliğini Önder Gökseven’in yaptığı I Pagliacci’de orkestrayı Tulio Gagliardo yönetiyordu. Kostümler Gülay Korkut imzası taşıyordu ve Tayfun Çebi’nin dekoru eserin iç karartıcı gerçekçiliğine gayet uygundu.

        Güzeller güzeli Nedda’da Filiz Güneş’i izledik. Kolombina giysisi içinde çok hoş göründüğünü söylemeliyim. Kıskanç koca Cannio’da Lorenzo Mok Arranz, işleri karıştıran fitneci Tonio’da Cengiz Sayın, tutkulu âşık Silvio’da Nejad Beğde ve Arlequin’de de Tankut Eşber’i izledik.

        CİNAYETİ KONU ALIYOR

        Ruggero Leoncavallo’nun bir prolog ve iki perdeden oluşan operası I Pagliacci, küçük bir İtalyan köyünde işlenen bir cinayeti konu alıyor.

        Eserde kıskançlığı hastalık halini almış olan bir kocanın, kendisinden oldukça küçük olan karısını ve aşığını sahnede gösteri sırasında öldüren palyaço Cannio’nun dramı sahneleniyor.

        Cannio, taptığını söylediği karısı Nedda’yı oyunlarını izlemeye gelen köylülerin önünde öldürür.

        İzleyenler Nedda ölene kadar yaşananları oyunun bir parçası zanneder. Opera Connio’nun gözyaşları içinde “Komedi Bitti” çığlığı ile sona erer.

        İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin Kasım ayı programı hayli zengin. Ayın 15’inde çocuk oyunu Değirmendeki Hazine, 19 ve 22 Kasım’da Romeo ve Juliet Balesi, 24 Kasım’da da Mozart’ın Zaide Operası var.

        Diğer Yazılar