Çeşme Kalesi'nde büyülü gece
31. Uluslararası İzmir Festivali’nin iki konserinin Feidman mekânı Çeşme Kalesi. 9 Haziran Alti& Bassi Konseri ve 29 Haziran Gershwin Quartet & Giora Feidman. Kendi adıma söylemeliyim Çeşme Kalesi zorlu bir mekan. Özellikle merdiven çıkıp inmekte zorlananlar için. Gerçi onlarca basamak merdiveni tırmandıktan sonra ödülünüz gerçekten şaşılası bir güzellik oluyor ama iş oraya kadar çıkabilmekte.
9 Haziran günü Müze görevlilerinin incelikle yol göstermesi ve destekleri sayesinde Kale’ye tırmanma maceram biraz daha kolay oldu. Bir süre orta bahçede oturup dinlendikten sonra tekrar tırmanışa geçip iç bölüme yani sahnenin kurulduğu bölüme geldim. Bir şeyler tersti, mekan eskisi gibi değildi. Çünkü sahne ile oturma bölümleri arasındaki güzel ağaç yoktu. Ağaç görüşü engellediği gerekçesi ile kesilmişti. Doğrudur, birkaç sandalyenin görüşünün engelliyordu ama sandalyeler sabit olmadığı için gören bir yere kaydırmak mümkündü. Bu kadar güzel bir ağaca nasıl kıymışlardı. Kısacası gecem neşesiz başladı.
BÜYÜK BİR BEKLENTİ
Festival hazırlıkları sürerken, bazı sanatçılar ve gruplar sizde büyük bir beklenti doğmasına neden olabiliyor. Alti& Bassi için de öyle oldu.
İnsan sesi bildiğim en güzel enstrüman. Ve hepimiz annelerimizin ninnilerini duyduğumuz andan beri aslında acapella, yani eşliksiz sadece insan sesiyle yapılan müziğe aşınayız. Kaldı ki Alti & Bassi parlak bir kariyere sahip bir topluluk. Beş üyesinin her biri teker teker ses sihirbazı. Beklentimin yüksek olması kaçınılmazdı bu durumda.
Gözlerim sık sık kesilen ağacın kurumaya terk edilmiş kütüğüne kaysa da konser beklentilerimin çok üzerinde idi. İzmir İtalya Konsolosluğu işbirliği ile 31. Uluslararası İzmir Festivali’ne gelen Alti & Bassi o kadar akıllıca bir repertuar seçmiş ki. Amerikan müzikalleri, en tanınmış İtalyan şarkıları, çizgi film müzikleri, arada güzelim bir Bach yorumu, harika bir Verdi aryası. Sinatra, Mina. Ne ararsan var, ancak birbirlerine bağlanışları o denli sempatik, güzel ve esprili ki. Sahnedeki beş sanatçı dinleyenlerine benzersiz bir müzikal deneyim yaşatmakla kalmayıp insan sesinin büyüsünü bir kez daha gösterdi. Final kindi adıma muhteşem bir sürprizdi. Everybody wants to be a Cat.
