Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Benim gibi radyo ile büyüyenlerin hafızalarına kazınmış isimler vardır. Salih Urhan da bunlardan biri benim için. Evimizde gün boyu açık olan radyomuzdan ne çok işittim bu ismi. En çok da çaldığı sazı merak ederdim. Kabak kemane. Nasıl bir şey acaba? Kemana benziyor mu? Ve neden kabak?

        Çok sonraları su kabağının Anadolu’da en çok kullanılan enstrüman yapım malzemesi olduğunu öğrendim. Anadolu insanı su kabağını cura, bağlama, kemane, kaplan gibi pek çok çalgıda kullanmış. Kolay bulduğu bu ucuz malzemeyle çok güzel sazlar yapmış.

        Kabak kemanenin en büyük üstadı Salih Urhan ile MÜZİKSEV’in ‘Ustalar Vitrini’nde sergilenen kabak kemanesini görmeye geldiğinde tanıştım. İnsan canlısı, hoş sohbet, güler yüzlü harika bir insan. Sıra dışı bir müzik yeteneği var.

        1926 yılında Burdur-Yeşilova’da doğmuş. 6 yaşında babası Ali Urhan’ın elindeki bağlamayla ilgilenmeye başlamış. Babası ona kabaktan bir bağlama yapmış. Kısa sürede kendi başına bağlama çalmayı öğrenmiş. Isparta Gönen Köy Enstitüsü’nü bitirmiş. Okul yıllarında devamlı bir müzik öğretmenleri olmamasına rağmen bağlamanın yanı sıra keman, ud, mandolin, akordeon, kaval çalmayı yine kendi kendine öğrenmiş. Mezun olduğu yıl doğum yeri Yeşilova’nın Navlu köyü ilkokuluna başöğretmen olarak atanmış. 1948’de bu kez Balıkesir Gönen Köy Enstitüsü’nde tamamlayıcı kurslara kemanıyla katılmış. Burada Türk Sanat Müziği ile tanışan Salih Urhan, İstanbul’dan çeşitli kitaplar getirterek Türk müziği beste çalışmalarına başlamış. Bugün 20’nin üzerinde Türk müziği bestesi, yüzün üzerinde derlemesi, okul şarkıları ve marşları var.

        Çeşitli il ve ilçelerde müzik öğretmenliği yapan Salih Urhan’ın TRT’ye giriş öyküsü de çok ilginç. Sanıyorum 60’lı yılların sonunda TRT’nin yetişmiş sanatçı alacağını öğrenmiş ve TRT’ye gitmiş. Kemanıyla sınava girecekmiş. Bu ziyaret sırasında Sadi Hoşses’in odasının duvarında asılı kabak kemaneyi görmüş. İlk kez gördüğü bu sazla ilgilenmiş ve ödünç almış. Bir hafta sonra kabak kemaneyi sınava bu sazla girebilecek kadar yetkin çalıyormuş. Öyle yapmış ve sınavı da kazanmış. Böylece o güne kadar turistik bir eşya olarak vitrinlerde duran kabak kemaneyi TRT’ye sokmuş, tanınıp sevilmesini sağlamış.

        Kabak kemane metodunu hazırlayan uzun yıllar konservatuvarda kabak kemane eğitmenliği yapan Salih Urhan için müzik her şey demek. 86 yaşındaki bu delikanlı aktif sanat yaşamını ve öğrenci yetiştirmeyi sürdürüyor. “Kabak kemane ile çok güzel çalınıyor” dediği gurbet havalarını TRT repertuarına sokan ve bir kitapta toplayan Salih Urhan, 20 Kasım 2012’de Ege Üniversitesi AKM’de Devlet Türk Dünyası Dans ve Müzik Topluluğu’nu yönetecek. Mini bir resital de verecek. Bu eşsiz sesli sazı en büyük virtüözünden dinlemek için bulunmaz fırsat.

        Diğer Yazılar