Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çalışan bir kadınsanız büyük çantalar hayatınızı kurtarır. Bu nedenle olsa gerek, ağır çanta taşımanın çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığı bilinmesine rağmen kadınların çoğu kocaman çantalarından vazgeçemez.

        Buna bir diyeceğim yok ama kocaman çantasını nasıl taşıyacağını bilmeyenlerden bıktım usandım. Özellikle otobüslerde omuza asılan kocaman çantalar kâbusum oldu diyebilirim.

        Her gün, yüzüme omzuma, koluma üç-beş darbe almadan yolculuk yapamaz hale geldim.

        Hanımlar otobüse binerken çantalarını ellerine almayı akıl edemediğinden ve sanırım biraz da özensiz davrandıklarından omuzlarındaki çantanın koridor boyunca sağlı sollu insanlara çarpmasına aldırmıyorlar.

        Gerçi bu aldırmamazlık sadece çanta terörüne neden olmuyor. Toplu taşıma araçlarındaki sıkıntıların başında yanında oturacak yolcuya hiç aldırmadan yayılıp oturanlar geliyor.

        Eğer benim gibi sabah erken saatlerde otobüse biniyorsanız, yaz sıcağından olsa gerek koltuğa iyice yayılmış uyuyanları da görüyorsunuzdur. Geçenlerde bir hanım ineceği durağı kaçırdı ve sonra da yolun ortasında durmadı diye şoföre söylemediğini bırakmadı.

        YÜKSEK SESLE MÜZİK

        Sorunlardan biri de, güya kulaklıkla, yüksek sesle müzik dinleyenler. Otobüs kalabalıksa, yani kaçacak yeriniz yoksa ve iki yanınızda iki ayrı tür müzik dinleyen varsa yandınız demektir. Müzikten soğumanız an meselesi.

        Bence uzmanlar bu kadar yüksek sesle müzik dinlemenin işitme kaybına neden olacağını daha sık söylemeliler.

        Çanta dayağı yemeye veya müzik sesine alışmak mümkün olabilir belki ama yaz aylarında kokuya katlanmak asla mümkün olmuyor. Aktarma hariç iki otobüs değiştirdiğim günler var.

        Akşam iş dönüşü biraz daha anlaşılabilir olsa bile sabahın köründe insanların nasıl o kadar kötü kokabildiklerini aklım bir türlü almıyor.

        Asıl üzücü olan genç veya yaşlı, kadın ya da erkek, sık yıkanma alışkanlığından yoksun pek çok kişinin olması. İnsan, Türkiye’nin en medeni şehri denilen İzmir’de böyle tablolarla karşılaşmak istemiyor.

        Bu kadar yakınmadan sonra beni mutlu eden bir gelişmeden de söz etmek isterim.

        Özellikle dizimin ağrıdığı günlerde kaldırıma yanaşmayan otobüsler sorun oluyordu. Son bir iki gündür işe gelişte ve gidişte bindiğim otobüslerin şoförleri iyice kaldırıma yanaşıyorlar. Rahatlıkla inip binebiliyorsun.

        Sanırım yeni otobüslerin manevra kabiliyetleri dana gelişmiş ve şoför arkadaşlar da bu olanağı kullanıyor.

        Bizler de aynı medeni ülkelerde olduğu gibi otobüsten atlamadan inip binebiliyoruz. Dilerim devamı gelir.

        Diğer Yazılar