Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir araya gelişlerinin on beşinci yılında, 28. Uluslararası İzmir Festivali’nin “özel” konseri için AASSM sahnesine dizilen on beş müzisyen beni on beş sayısının uğuruna inandırdı.

        Tüm dünyada ‘Çellonun ilahi’ kabul edilen Yo Yo Ma’nın “antik çağın interneti” dediği İpek Yolu’ndan esinlenerek kurduğu çok kültürlü Silk Road Ensembe, 3 Eylül gecesi tam da 28. Uluslararası İzmir Festivali’ne yakışan bir kapanış yaptı.

        On beş yıl önce kültürlerin ve insanların barış içinde buluştuğu bir dünya özlemiyle yola çıkan, gelenekleri temsil eden yenilikçi icracıları ve bestecileri buluşturan Topluluk konserine Şam doğumlu klarnet sanatçısı Kinan Azmeh’in Silk “Ibn Arabi Postlude” isimli eseriyle başladı.

        Dünya prömiyeri yapılan eser AASSM’yi dolduran binin üzerinde dinleyiciyi avucuna alıverdi.

        MUTLU BULUŞMA

        Ardından dünyanın ilk pipa virtüözü ve bestecisi Wu Man’ın “Gece Düşünceleri” adlı bestesi geldi ve salonda bir terapi etkisi bıraktı. Hindistan’da tanrıların çalgısı olarak kabul edilen Tabla’nın önemli virtüözlerinden besteci Sandeep Das’ın, modern ve antik perküsyon çalgılarıyla seslendirilen “Srishti” adlı eseri salonda coşkulu bir hava estirdi.

        Besteci David Bruce’un köklerini Roman (çingene) müziğinden alan dört bölümlük “Cut the Rug” adlı eseri seslendirilirken, melodiler, duygular, coşku adeta koptu gitti.

        Coşkulu ilk yarının ardından New Yorklu caz piyanisti ve besteci Vijay Iyer’in Topluluk için bestelediği “Playlist for an Extreme Occasion” seslendirildi. Virtiözitenin doruğa çıktığı eserin ardından “hiç bitmese” dediğim ve bende eski İran’ı görmek için büyük bir istek uyandıran, topluluk üyelerinden Colin Jacobsen’in bestelediği “Atashgah” başladı.

        Mistik çağlarda bir Zerdüşt tapınağında gezinmemizi sağlayan eser bittiğinde bir süre gerçek dünyaya dönmekte zorlandığımı itiraf etmeliyim.

        Neyse ki konserin son eseri tam da bu iş için seçilmişti ve Sapo Parapaskero’nun “Turceasca- Türk Usulü” adlı bestesi hepimizi coşkunun zirvelerine taşıdı.

        Bir konserin sonunda dinleyicilerin birçoğunun sanatçıları ayakta alkışlaması olağan bir şeydir.

        Ancak tüm salonun sanki komut almışçasına ayağa fırlayıp dakikalarca alkışlaması pek alışıldık işlerden değildir. O gece İzmirliler’in dinmek bilmeyen alkışlarına Yo Yo Ma, salonun adına da atıfta bulunarak Adnan Saygun’un Partita’sı ile cevap verdi. Öncekinden daha yoğun bir alkış tufanına yol açan bis parçasının son bölümüne coşkuyla katılan Topluluk üyeleri, sabahın dokuzundan beri aralıksız çalışmalarının ödülünü dinmek bilmeyen alkış sağanağı ile aldı. İpek Yolunun İzmir rotasında yorgun, mutlu ve çok başarılı bir buluşma ile Festival de sona ermiş oldu.

        Diğer Yazılar