Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kadir Has Üniversitesi, Türk dış politikasının kamuoyunca nasıl algılandığına dair bir araştırmanın sonuçlarını dün yayınladı. Araştırma için 26 ilde bin denekle konuşulmuş.

        Dış politika dünyada da kamuoyunun en çok ilgilendiği alanlardan birisi sayılmaz. Bugün dünyadaki olayların başka yerlerde ne tür etkileri olabileceği daha iyi anlaşılsa bile genelde toplumlar kendilerini doğrudan ilgilendiren meselelerle uğraşıyor.

        Türkiye’de de durum farklı değil. Kamuoyu herhangi bir olayın arka planını filan merak etmiyor zira akademik dergilere ilgi göstermiyor. Daha da önemlisi en çok güvendiği kaynak sosyal çevresi. Bunun tercümesi ise sağlıklı değerlendirme yapabilmek için iyi kötü biraz ihtisas, bilgi derinliği, dünya olaylarını takip etme gerektiren bir alanda laf yarıştırarak, muhtemelen de var olan önyargıları doğrultusunda fikir sahibi oluyor.

        Bunun yanı sıra temel haber kaynağı televizyon olduğu için de Türkiye’de iktidarın ve özel olarak bu dönemde Başbakan veya Cumhurbaşkanı’nın tanımladığı bir çerçeve içinde dünya olaylarına ve Türkiye’nin dış politikasına bakıyor. Bu durumu yansıtan en çarpıcı değerlerden birisi, Türk dış politikasının öncelikli maddeleri sorusuna verilen cevaplarda ortaya çıkıyor. 2013 yılında kamuoyunun yüzde 65.5’i Suriye sorununu en öncelikli mesele diye görmüş. 2015 yılında ise bu oran 20.3’e düşmüş.

        Halbuki Suriye meselesi bu son 2 senede daha dertli hale geldi. Ankara’nın politikaları genelde başarısız görüldü. Mültecilerin sayısı katlandı. (IŞ)İD, Türkiye’nin sınır komşusu oldu. Kobani’deki çatışmalar ve hükümetin tavrı Türkiye’nin içini karıştırdı. Son zamanlarda, Türkiye Suudi Arabistan ile birlikte iç savaşa daha da fazla müdahil oldu. Bu verilerin ışığında Suriye’nin gündemdeki düşüşü ancak hükümetin daha doğrusu Başbakan/Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuyu pek deşmemesiyle açıklanabilir.

        Gene de bu araştırmanın bulguları bize Türkiye’deki kamuoyunun eğilimlerini, pek çok konu hakkındaki fikirlerini gösteriyor. Ortaya çıkan tablo pek çok açıdan kafa karışıklığına işaret ediyor aslında. Bir bakıma Türkiye kamuoyunun dış politika konularında fikir sahibi olmaktan hoşlandığını anlıyoruz. Ama tercihlerinin birbiriyle tutarlı olması gibi bir derdi pek yok. Ya da kamuoyu kendi tutarsızlıklarının farkında değil pek..

        Örneğin, araştırmaya göre ABD, Türkiye’ye tehdit oluşturduğuna inanılan ülkeler içinde İsrail’den sonra yüzde 35.3 ile ikinci. Yüzde 40.7 ABD ile ilişkilerde sorun olduğuna inanıyor. Yüzde 51.9’u ABD’yi güvenilmez, sömürgeci, düşman ve çıkarcı olarak görüyor. Ama aynı kamuoyu, belkemiğini ABD’nin oluşturduğu NATO’ya üyeliği yüzde 67.1 oranında destekliyor.

        Bu son veri, araştırmanın en temel üç bulgusuyla da aslında çelişiyor. Türkiye kamuoyu yüzde 38.9 oranında “Türkiye’nin hiç dostu yoktur” diye düşünüyor. Yüzde 45.5 “Türkiye bir İslam ülkesidir”, yüzde 20.3 ise “Ortadoğu ülkesidir” diyor. Dahası. dış politikanın tek başına yürütülmesinden yana olanlar da yüzde 22. Böyle bir tabloya karşın NATO desteği yüksek. İslam kimliği öne konulmasına rağmen en çok arzu edilen ittifak yüzde 27.7 ile Türk Birliği, en büyük dost ise 37.5 ile Azerbaycan. Bu son veri, Bakü’nün Türkiye’de yalnızca ekonomik yatırımlarıyla değil, kamuoyuna yönelik çalışmalarıyla da etkili olduğunu gösteriyor.

        Kısacası kendisini ağırlıklı olarak “Müslüman ve Ortadoğulu” diye tanımlayan kamuoyu, Türkiye’yi bölge gücü (yüzde 38.8) ve lider (yüzde 21.5) diye görse de Ortadoğu ülkelerine pek teveccüh etmiyor. Ortadoğu işlerine bulaşmayı istemiyor.

        Sonuç olarak, büyüklük hayalleri olan, kimseye güvenmeyen, içe kapalı, mağdur olduğuna inanan ama temkinli davranılmasını isteyen ve Batı’ya ne kadar kızsa da orayla ipleri koparmayı istemeyen bir kamuoyumuz var.

        Diğer Yazılar