Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Not: Bu yazı doğa tahribatı üzerine kaleme alınmıştır..

        Bir yöre düşünün..

        Tabiatın dengesi ilahi güç tarafından kurgulanmış ‘insan insanın kurdudur’ felsefesiyle yaşayan insanoğlu da oraya bulaşmış..

        Orasının artık dengeli olması mümkün müdür?..

        Hayır..

        Neden?.. Bakın anlatayım..

        Bir bölgede tavşanlar ve vaşaklar birlikte yaşar. Kardeşçe değil ama dengeli bir biçimde..

        Ne zamanki tavşanlar çoğalır ve vaşaklar için av bollaşır, o zaman vaşaklar doyar, ürer ve çoğalır..

        Tavşanlar azalır.. Vaşaklar da açlıktan ölmeye başlar..

        Sayıları azalınca daha fazla çoğalma şansı bulan tavşanlar popül çoğunluğa geçer ve tekrar av mevsimi başlar.

        Bu böyle 1 milyon yıldan fazladır süren bir dengedir..

        Arı nesli yok olsa; bitki örtüsü değişecek, polen üremesi yok olacak, bitkisel döllenme son bulacak ve 4 ile 6 yıl arasında insan nesli yok olacak..

        Bu da bir denge..

        Kuşlar bir şehrin doğal çöpçüsüdür.. Biz cam giydirilmiş kocaman binalar yaptıkça milyonlarca kuş konacak yer bulamıyor ve o camlara çarparak ölüyor..

        Domuz kırsal kesimin çöpçüsüdür ve bir doğal denge unsurudur..

        Et yemez ot yer..

        Yabanıl temizleyicisidir..

        Evine dozer girerse, o da boğaziçine iner ve yüzmeye başlar..

        DOĞAYA MECBUR

        Ekosistem diye bir kavramı ıskalarsanız, ne ekoloji kalır ne de sistem..İnsanoğlu da kendi yaptığı kötülükle baş başa kalır..

        Sapanca gölünün suları çekilir. Başlar balıklar karada çırpınmaya. Bu balığın ağaca çıkmasından bir öncesidir.

        Niye?.. Çevresine binaları dikip atıkları göle verdiğiniz için..

        Tuz gölü gibi bir nimet kurumaya terk edilir..

        Niye? Çünkü onu besleyen küçük su akıntıları yok edilmiştir.

        Doğal seleksiyonu, doğal bir ‘eleksiyona’ döndürmekte insanoğlunun üstüne yoktur..

        (burada eleksiyon diye var olmayan uydurma bir kelime bilinçli kullanılmıştır)

        İnsanlık tarihinde bile afet, salgın ve felaket gibi durumlar sayısal bir eleme nedeniyle kabul edilebilir ama güçlünün güçsüzü elemeye kalkması doğanın dengesine karşı bir başkaldırıdır..

        “Çünkü güçlü, güçlü olduğunu hissedebilmek için güçsüze muhtaçtır..”

        Armageddon gibi..

        Adam bir göktaşına gönderdi ve oturttu uyduyu. Şimdi güneş panellerini yönlendirmekle uğraşıyor.. Çalışmayı yürüten ESA’dan yapılan açıklamada, “Philae’nin pilinin birkaç saatlik ömrü kalmıştı o nedenle uykuya geçirildi..

        Yedekteki güneş panellerinin devreye girmesi gerekiyor ancak araç gölgede bulunuyor” denildi. “Philae”nin Twitter hesabından yayınlanan mesajda, “Günaydın Dünya! Kuyruklu yıldızda çok yoğun bir gece geçirdim. Ekibimle yeniden irtibat halindeyiz” ifadesine yer verildi. Şarj olunca yaklaşık 60 saatlik pil ömrü bulunan uzay aracı modülü “Philae”den dün ilk fotoğraflar gelmeye başlamıştı.

        Enerji problemi sebebiyle Philae’nin devre dışı kalması halinde dahi, gök taşının yörüngesindeki Rosetta adlı uzay aracının 67P’yi gelecek yılın sonuna kadar takip edeceği kaydedildi.

        Bu arada biz hala daha yerin altındaki suyu boşaltamadık..

        Aşırı kömür hırsı, enerjiye olan inanılmaz düşkünlük ve tabii ki ‘muhteşem ihtiyaç’ gözümüzü döndürüyor..

        Kömür hırsı değil mi, yer altı su kaynaklarını birer can alıcı canavara dönüştüren..

        Göktaşı üzerindeki uydunun Twitter hesabı var ve akıllı makine bizimle dalga geçer gibi mesaj atıyor bize..

        Bense; alt katta çekmeyen telefonum nedeniyle dışarı çıkıp GSM şirketime saydırıyorum..

        Yani kısacası..

        ‘Vaşak-Tavşan Dengesi’ çok önemlidir..

        Denge yenge oldu..

        Islah edilemeyen Cendere deresi değil miydi onlarca insanın canına ve milyar dolardan fazla hasara neden olan..

        Islah edildi mi?

        Hiç sanmam..

        Yağmur yağar biraz şiddetlisinden, eloğlu hasat toplar biz ise cenaze toplarız..

        Bizim yağmurun şiddeti ve metrekareye düşen oranı ölü sayısıyla doğru orantılıdır..

        Zeytin ağacı toprağı sıkılaştırır ve suya vermez kolay kolay..

        Nehirlere başkaldırır..

        Bir yerde zeytin ağacı bolsa; orada bırakın heyelanı erozyon bile kolay kolay olamaz.. Unutmayalım ki; medeniyet ve çağdaşlık boyuna takılan bir kravattan çok öteye bir şeydir..

        Bir davet aldım

        Amerika’da düzenlenen bir kültürel geceye davet edildim.

        20 Aralık gecesi New Jersey’de “A night of elegancy and legacy” başlığı altındaki baloya katılmak için aldım bu daveti.

        Organizasyonun ayrıntıları ‘www.galatasarayusa.org’ dan temin edilebilir.

        Türkçe başlığı ise “Asaletin Gecesi”..

        Dostlar, kardeşler, Türkiye için oralarda birçok şeyi yapmaya çalışan insanlarla tanışmak ve birlikte olmak çok güzel olacak..

        Kısmetse orada olacağım ve neler yaşadığımı tabii ki sizlerle paylaşacağım..

        Düz mantık Biri bana anlatsın..

        Bu ülkede 5.5 milyon işsiz yok mu?.

        Resmi rakamlar öyle söylüyor.. Hem de devletin İstatistik Enstitütüsü.. Peki o zaman 22 bin 845 Suriyeli göçmenimize iş icat etmek doğa dengeye aykırı değil mi?..

        Ben mi yanlış bir denge kuruyorum acaba?..

        -Bir aptalla tartışmaya girmek ve onu ikna etmek için çaba harcamak, neden ortada iki aptal olduğunu gösteriyor olmasın?..

        -Neden bütün diyetisyenler şişman, neden bütün evlilik danışmanları boşanmış ve neden psikologların hep ruh hastası olduğu bir dünyada yaşıyoruz ve biz kimden medet umacağız?..

        Bir söz

        Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur... Mevlana

        Diğer Yazılar