Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ostim var, Davutpaşa var, Ceylanpınar’ın kamyon kasasından dereye dökülmüş sütkızları da var.

        Bugün Afyon Cephanelik Patlaması duruşması var işte.

        Denetim baskısı, komutan kaprisi ve belki de başka telaşlar yüzünden 25 askerin paramparça olup dokularının 6 kilometrelik alandan kazındığı o alev alev gece.

        Askeri Mahkemede emri veren komutanlar serbest yargılanıyor; cephanelikte parçalanmış iki astsubay ise teknik ve idari sorumlu olarak sanık; ama çoktan “ölüm cezası” almışlar.

        Hem de gece yarısı, acemi erlerle, kamyon farı eşliğinde o işin yapılamayacağına dair itiraz edip disiplin ve sicil tehdidiyle oraya tıkıldıkları halde!

        Kamu vicdanı denen bir şey varsa, nedir?

        ***

        Afyon’da parçalanmış 25 askerin davasına Manisa’da bir kamyonet kasasında can vermiş 13’ü kadın, 15 tarım işçisini yetiştirdi düzenin ölüm çarkları.

        Öyle ya ölüler ölüleri kovalamalı; analar evlatların, evlatlar anaların yanına uzanmalı!

        Sıvasız haneler her köşede acıya, ağıta ve unutuluşa boğulmalı!

        Suçlu “Çarpan TIR’ın uykusuz şoförü!”

        Belki odur, ama neden uykusuz; koskoca süt tankerini uykusuzluk pahasına sürme emrini kim verdi? Şirket bu sayede ne kazanıyor? Onun canını 15 canın üzerine sürerek kim ne kar ve rant elde ediyor?

        Bir yıldan daha az süre önce Yalvaç’ta 24 kişilik araca 46 kişi tıkılıp 18 can vermiş yine kadın tarım işçilerini Manisa katliamıyla andık işte!

        Bir yılda canı alınmış 1500, 6 ayda işyerlerinde son nefesini vermiş 800 işçiyi de anarak!

        ***

        Uykusuz” isen, emri veren, seni yola, ölüme sürenler değil sen suçlu oluyorsun.

        Subaylardan kurulu Askeri Mahkeme, Savcının ve bazı sanık subayların ifadelerine rağmen böyle karar verdi. Komutanlar beraat etti.

        Silvan’da 2011’de, bazı subayların ifadesine göre bile “Uykusuz, yorgun, hayal ve illüzyon gören biçimde, yolda bile uyuklayarak, itirazlara rağmen üst komutanın inadı ve ısrarıyla” PKK üzerine sürülüp 13’ü öldürülen askerler suçlu bulundu!

        Cephanelik gibi, Manisa gibi, onları uykusuzluğa, yorgunluğa, insanlık dışı emirlere mahkum edenler değil!

        ***

        Esenyurt’ta şıkıdım AVM şantiyesi naylon çadırında alev alev katledilmiş 11 işçi de kendi ölümlerinden sorumlu sayıldı; sanki lüks otelde kalacakken oraya tıkışmışlar gibi.

        Cumhurbaşkanı’nın çocukluk arkadaşı Torun Efendi’nin asansöründe yere çakılan 10 işçiden patron asla sorumlu sayılmadı; sorumluluk bir, iki alt kademeye ve tahliyeye uzandı.

        Acele kotarılmış Saray inşaatında düşüp ölmüş işçinin sorumlusu dış kapının dış mandalı; düşüp iş göremez hale gelmiş işçininki de taşeronun taşeronunun taşeronu!

        ***

        Sistem bu:

        Otoritenin, hiyerarşinin, sınıf ve statü buyruklarının ölüme ittikleri, bir de kendi sonlarının sorumlusu ilan ediliyor!

        Öyle ya, Yalvaç’taki tarım işçilerinden biri Mevliye Ölmez’di; ama öldü.

        Öyle ya, Manisa’daki tarım işçilerinden biri Zeynep Zengin’di; ama yoksulluğunun peşinde bu dünyada bir yer ararken can verdi!

        Kefenden, kederden bir kader onlara biçilen!

        Sayısız, sırasız, sıvasız haneler.

        GENELKURMAY: KİMSEYE AYRICALIK YOK!

        Genelkurmay Başkanlığı (Basın Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Özkürkçü), geçen günkü “Böyle bir rezalet de var!” başlıklı yazıma bir açıklama iletti:

        . TSK Hukuki Yardım Sandığı 27.9. 2010’da kurulmuştur ve yararlanmak için bağış yapma şartı aranmamaktadır.

        . Sandık faaliyetlerini Yönetim Kurulu kararıyla sözleşme yapılan avukatlarla yürütmektedir.

        . Başlangıçta iki avukatla sözleşme imzalanmış, birinin sözleşmesi sona erince 2.9. 2013’te Sönmez Ahi ile sözleşme imzalanmış, ancak başvuruların artması nedeniyle iki avukatla daha sözleşme yapılmıştır.

        . Yeni avukatlarla sözleşme imzalandıktan sonra eski avukatlara, bu arada Ahi’ye yeni dava verilmemiştir. Daha önce açılmış ve sonlanmayan işler yürütülmektedir.

        . Genelkurmay Başkanı ile İkinci Başkan’ın vekaletleri Ahi’den alınarak yeni avukatlara verilmiştir.

        . Asgari avukatlık ücretinin 20 katı değil, asgari ücret tarifesi üzerinden ödeme yapılmaktadır.

        . TSK’dan çıkarılan üç personel, iki astsubay ile bir uzman çavuşun Ocak ayında alkollü bir şekilde Hakkari Merkez’de kavga ettikleri tespit edilmiş, kavga görüntüleri yerel basın kuruluşunca kaydedilmiş, sosyal medyada yer almıştır. Neticesinde TSK’nın itibarı zarar görmüştür.

        . İki astsubay Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla, uzman çavuş ise sözleşmesi yenilenmeyerek TSK’dan ayırılmıştır.

        . Astsubayı darp eden albay hakkında işlem yapılmadığı iddialarına gelince; bu iddia basında yer alınca tahkikat heyeti görevlendirilmiş, bir Albay ile bir Tümgeneral hakkında soruşturma yürütülmüş ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.

        . Görüldüğü gibi personelin makam ve rütbesine bakılmaksızın gerekli işlemler yapılmakta, hiçbir personele ayrıcalık tanınmamaktadır.

        Fikr-i takip arşivinden:

        Diğer Yazılar