Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        23 Ocak: Fransa’da Meclis’ten sonra Senato’da da “Soykırım inkârını suç sayan kanun” kabul edildi.

        24 Ocak: Uğur Mumcu, evinin önünde, aracına konmuş patlayıcıyla öldürüldü. Mumcu için anma törenine gitmekte olan Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve 5 polis çapraz ateş pususunda öldürüldü... Adnan Menderes’in idamı istendi.

        25 Ocak: Azınlık MC hükümetinin iki ayında öldürülenlerin sayısı 497 oldu.

        26 Ocak: Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam dosyası TBMM’ye gönderildi.

        27 Ocak: Savcı Doğan Öz’ü öldürme suçundan İbrahim Çiftçi hakkındaki idam kararı Yargıtay’da bozuldu. Altı yıldır içeride olan Çiftçi tahliye edildi. Doğan Öz’ün bulduğu örgüt de Doğan Öz’ü bulmuş ama onu öldüren örgütü kimse bulamamıştı. Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ve Konsolos Bahadır Demir Asala tarafından öldürüldü.

        TİP Amasya İl Başkanı Şerafettin Atalay öldürüldü. Varlık Vergisi’ni ödemeyen, ödeyemeyenlerin ilk sürgün kafilesi Aşkale “çalışma kampı”na gönderildi.

        28 Ocak: Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan öldürüldü. Sekiz kişinin öldürüldüğü Esenboğa baskınına katılanlardan Levon Ekmekçiyan idam edildi.

        31 Ocak: Ruhsatsız binanın ruhsatsız işyerindeki patlamada kayıtsız 23 işçi öldü(rüldü). Prof. Muammer Aksoy evinin önünde öldürüldü. Nazım Hikmet hapse mahkum edildi.

        1 Şubat: Abdi İpekçi öldürüldü.

        2 Şubat: Konya’da ihmal ve iltimas apartmanı Zümrüt çöktü. 92 kişi öldü(rüldü).

        3 Şubat: Menemen olayları hükümlüsü 27 kişi idam edildi.

        ... Nasıl başlangıçtan öncesi varsa, sonrası da var.

        Katliamlar, kıyımlar, suikastlar, baskınlar, sürgünler, pusular, cinayetler, tuzaklar, infazlar.

        İsimleri her güne sığmayan “yakın tarihin 50 bin ölüsü” var.

        Yani şöyle: Tarih zaten kendini koyverip bırakmış!

        Fakat şu kısa, kaba kronolojide günleri koyup yılları koymadım.

        Çünkü herkes acısını ve ölüsünü önce günüyle hatırlar!

        Günlere yılları yerleştirme işini de, her milletten, her memleketten, her cihetten, her tıynetten tarihçilere bıraktım!

        Fransız var, Fransız var!

        Fransa’daki oylamalarda iktidar bloğu ile ana muhalefet Sosyalist Parti’den bir grup ortak hareket etti. İki partiden kimileri ise ya karşı çıktı ya arazi oldu.

        Senato oylaması 86’ya karşı 127.

        Fakat bu kanuna karşı, bölünmeden blok halinde karşı çıkan iki grup mevcut:

        Sol Radikaller ile Yeşiller!

        Yani bizim muhafazakârların, liberallerin, milliyetçilerin, ulusalcıların, bir kısım sosyal demokratın Fransa’daki muadilleri, bizdekilerin yabancı diline göre “Türkiye düşmanı”!

        Buna karşılık hepsinin sinir olduğu “Radikal solcular ve Yeşiller” ise “Türkiye dostu”!

        Tabii hayat ve fikirler böyle dangadanak dıngıldak değil!

        Kabul oyu verenler içinde, “DarkoSarko” gibi, göçmen düşmanlığına da oynamış “neo-liberal muhafazakârlar”ın yeni seçim, seçmen derdi de var; “soykırım”a inanan ve (“Yahudi soykırımı” gibi) zaten kanunla kabul edilmiş bir konunun inkarına karşı kanun isteyen de.

        Blok olarak karşı çıkanlar ise şu ilkeye dayandı: Parlamento mahkeme değildir! Yasama üyeleri tarih hakkında karar veremez!

        ***

        Şimdi boykot mevsimi filan.

        Nasıl olacak? (Özellikle) Suriye’ye ve İran’a karşı Sarkozy Fransasıyla kankalık ederken mesela?

        Nice Fransızın protesto ettiği bu Fransa politikası ile aynı yörüngede buluşurken?

        ***

        Devletler acıyla, kanla, kurbanla beslenerek büyür çocuğum!

        Her millet kendi devletine tapsa bile; hiçbiri masum değildir!

        Diğer Yazılar