Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ben utanıyorum…

        Herhalde AKP’ye oy verenlerin çoğu da utanıyordur; üstünde biraz fazla düşününce.

        Özellikle medyada bazılarının utanmamasına şaşırıyorum.

        Özellikle AKP kadrolarında birilerinin utanmadan kabullenmesine şaşıyorum.

        ***

        Pek kimse Esad diktatör değil demiyor!

        Pek kimse Saddam diktatör değil de dememişti!

        Pek kimse Esad katletmiyor demiyor!

        Pek kimse Saddam katletmedi de dememişti!

        Ama Irak’a saldırılmasına, istila ve işgaline karşı duran bir millet ve Meclis iradesi oluşmuştu.

        Hem de İsrail’in sağ saldırganlığına kanka ABD neo-muhafazakâr yönetiminin baskısına rağmen…

        Hem de Türkiye “beyaz iş adamları” ile “beyaz adam medyası”nın bu ülke sonra batar diye şantajına, işbirlikçiliklerine, adiliklerine rağmen.

        İçten içe darbe, askeri müdahale tehdidine rağmen!

        Tarihi Cezayir utancından sonra; yakın tarihin en onurlu halk ve parlamento itirazlarından birini gerçekleştirerek…

        Başta Batı halkları, dünyanın her yerinde savaş ve işgal karşıtı halkların kalbini kazanarak…

        Anti-demokratik kararlarla işgale asker yollayan Batı demokrasilerine de ders vererek!

        ***

        Peki n’oldu şimdi?

        Diktatör (yine diktatör ama) kardeş iken; ne oldu da kalleş oldu?

        O gün başka bir diktatöre rağmen; ABD ve İsrail gölgesinde saldırı, istila ve işgale karşı duran (bir kısım) iktidar, Meclis ve millet iradesine n’oldu!

        S. Arabistan, Katar, Bahreyn büyük demokrasi oldu da, o yüzden mi çok etkilendik onlardan?

        Bunlar Suriye’nin kapısını işaretledi de, ondan mı bu heyecan!

        ***

        Ben utanıyorum…

        İlim Çin’de bile olsa…” inancı mensupları, vetocu Çin’de bir komşuya NATO’cu saldırı için vize ararken!

        Ben utanıyorum…

        İktidar medyası”nın bu köleleşmesi ve körleşmesinden.

        Ben utanıyorum…

        El Cezire’nin Katar, S. Arabistan beslemeli manipülasyonlarından bıkan Arap gazeteciler bile istifa ederken, bir zamanlar manipülasyoncu Batı medyasının yaptıklarının aynısını utanmadan yapanlardan.

        Ben utanıyorum…

        50 bin ölüsü yetmemiş gibi; gölette, şantiyede, çadırda, köprüde insanlarını hızla döke döke giderken hızlı büyümekle övünülürken…

        Tarihi ve adı “komünist” olsa da, sansürcü “otoriter vahşi kapitalizm”iyle, işçi kölelerin üzerine basa basa küresel sistemi ayakta tutan en büyümeci Çin’de “Suriye’de insan hakları” görüşülmesinden!

        ***

        Ben utanıyorum…

        Irak işgaline neredeyse yüzde yüz karşı çıkan AKP tabanının şimdi “tezkereci” kesilmesinden!

        1 Mart 2003’te ABD, İsrail, NATO hempalığını reddedenlerin; 1 Nisan 2012’de şaka gibi bu histeriye kapılmasından!

        Belki siz de utanıyorsunuzdur…

        Söylemeseniz bile!..

        Yoksa…

        İnsanlık suçlarının önlenmesi için duygu, siyaset, diplomasi, hukuk, komşuluk seferberliğine elbette evet…

        Orada da, şurada da, burada da!

        Çin işi Adalet ve Büyüme Partisi!

        Büyüme hızının büyüklüğü, milli gelirin artması, elbette topla böl kişi başına ortalama gelirin yükselmesi ama…

        İlle de kalkınma, hele insanî kalkınma; ille de adalet değil!

        O yüzden; büyüme Çin’de bile olsa, gidiniz, adaletli olup olmadığına bakınız!

        Aşırı borçlu yerel yönetimler…

        Aşırı şişmiş boş apartmanlarla dolu konut balonu…

        Gelir dağılımının aşırı bozulması…

        Aşırı varlıklı yüzde 1 nüfusun toplam hane halkı gelirinin yüzde 60 kadarına sahip olması…

        İşçilerin köle şartlarında, aşırı düşük ücretle çalıştırılması…

        Çevrenini, tabiatın, insanın aşırı tahribatı!

        Elbet yoksulluk içindeki milyarlık bir halkın, hızlı ekonomik büyüme, dünyayı boğan ihracat sayesinde hızla “daha iyi şartlar”a kavuşması Çin işi bir büyüme mucizesi ama…

        Aşırı büyüme, insanın hakları, özgürlüğü, onurunun; hakkaniyet ve adaletin mucizevî garantisi değil!

        Adınız öyle diye nasıl adalet, adalet olmayabiliyorsa; büyüme de (insanî) kalkınma değil!

        Dikkat:

        Dünyada ekonomik büyümedeki sıranız ile insani kalkınmadaki sıranız arasında çok fark varsa; ekonomi büyürken insan küçülüyor olabilir!

        Diğer Yazılar