Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu ülkede bu titizlik, bu “yetim hakkı” aşkı olduğu sürece, sırtımız yere gelmez.

        En ufak şeyin hesabı soruluyor.

        Hükümet ve Meclis marifetiyle kamu ihalelerine fesat karıştıranın “Fesed” sayılmadığı dönemde…

        Ne çarşıda, ne devlette, ne kışlada milim yolsuzluğa, usulsüzlüğe, istismar ve kayırmaya rastlanan; ahlaki seviyenin zirvede bulunduğu, tüyü bitmemiş yetimin baş tacı olduğu memlekette…

        Buyurun bir iddianame kırayım size.

        Genelkurmay’ın siparişiyle “askeri vesayet karşıtı” hükümetin hediyesi yeni Askerî Disiplin Kanunu gölgesinde çırpın.

        Dilerseniz katı, kayısı, rafadan olsun; isterseniz kırın sahana, sucuklu olsun; ister menemen, ister omlet olsun, ister ortaya karışık “scrambled” kalsın gülüm!

        ***

        “İddianame

        … Askeri Mahkemesi’ne

        Suç: Memuriyet nüfuzunun kötüye kullanımı.

        Suç tarihi: 13.01.2013

        Hazine zararı: 0.91 ÜL (doksan bir kuruş)

        Şüpheli hakkında yapılan soruşturma sonucunda;

        Zh. Tg. K.lığı kışla nöbetçi astsubayı olduğu, şüphelinin mutfakta görevli olan … dan kahvaltı listesinden farklı olarak kendisine omlet yapması için verdiği, onbaşı …nın soğuk hava dolabından ertesi günü öğle yemeğinde askerlere çıkarılacağı planlanmış düğün çorbası için ayrılmış olan 4 adet yumurtayı alarak mutfakta bulunan yağ, tuz, kap ve ocağı kullanarak şüphelinin yemesi için omlet yapmaya başladığı, omletin piştiği sırada Tugay nöbetçi amiri Tnk. Yb. …nin mutfağa geldiği, bu durumu tutanağa bağladığı, olay neticesinde 0.91 Tl (doksan bir kuruş) hazine zararının meydana geldiğinin şüpheli ifadesi, tanık beyanları, olay tespit tutanağı, vak’a kanaat raporu ve dosyadaki diğer yazılı delillerden anlaşıldığı,

        Böylece şüpheli Bçvş. … nin omlet yaptırmak suretiyle müsnet Memuriyet Nüfuzunu Kötüye Kullanma Suçu işlediği kanaatine varıldığından;

        Bu suçtan cezalandırılmasına, eylemin neden olduğu toplam 0.91 TL değerindeki hazine zararının şüpheliden tazminine, TCK 53’üncü maddesi uyarınca şüphelinin belli haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur.

        Hakim Teğmen… Askeri Savcı Yrd.”

        ***

        Cephaneliğe asker tıkanlar, yargısız infaz emri verenler, astlara tokat atanlar, diskoda ölüme sebep olanlar, alttakileri intihara sürükleyenler, “siz ..tsünüz, biz baş” diyenler, “erleri hizmetçi gibi kullananlar”, OYAK’ı kendine yontanlar, vakıfları çiftlik yapanlar, zorla-tehditle bağış alanlar, kantin, gazino vesaire omletleyenler…

        Asker veya sivil, kamu kaynaklarını dolaptan alıp eritenler; fesat, hile, üç kağıt, kayırma, dümende üstün hizmet ödülü ve başarı elde edenler; bilumum sivil-asker soyguncu;

        Memuriyeti, makamı, rütbeyi, otoriteyi, hiyerarşiyi baskı, nüfuz, menfaat ve imtiyaz kılanlar…

        Hepsi ayıklandı.

        Sıra 0.91 TL’ye (doksan bir kuruşa) geldi.

        Yahut belki de buradan başlandı.

        0.91 TL için tutanaklar tutuldu, iddianameler hazırlandı, Savcı Yardımcısı Teğmen çalıştı, kanunları inceledi, tanıkları dinledi; epey vakit ile kağıt, kalem, elektrik, çıktı vesaireye nakit harcandı.

        Çünkü üst üsttür, üstündür.

        Hazine, hazinedir.

        Vurun boynunu, alın bir lirasını, üstünü de vermeyin.

        Görsün gününü.

        Haklarını da iade etmeyin. Eti de sizin, kemiği de, iliği de, hakkı da, aklı da, haysiyeti de!

        ***

        De ki, suçu bırak, “sanık”ın yaptığı; kendine dört yumurtalık omlet imtiyazı, 0.91 TL’lik menfaat sağlaması, bunun için astı Memed’e emretmesi ayıptır…

        Peki askeri ve sivil; devlette, siyasette, bürokraside tek nüfuz kullanımı, tek imtiyaz örneği, tek suistimal; tek ayırma, kayırma, doyurma bu mudur!

        Bu ise…

        Yaşasın Adalet!

        Yaşasın Omlet!

        Ne diyor Hamlet:

        Omletmek ya da omletmemek!

        İşte adalet denen mesele bu!

        Anlaşmak güzel şey!

        Sonuçta birdenbire ne oldu?

        ABD’ye giderken esasında Rusya’ya gitmiş olduk.

        Nitekim Başbakan da, “ABD ile tam mutabakat” derken, Rusya’ya (da) gitmekten söz ediyor.

        Cumhurbaşkanı Rusya’yı takdir ediyor.

        Görüşlerimizin “geliştiği”, hatta “değişebildiği” söyleniyor.

        Ama “Şam’da kayısı”, yani en iyisi ve irisi, kimine göre de “Rusya’nın görüşleri değişmiş” oluyor!

        Benim anladığım şu:

        İki ayrı kişiden söz ediliyor.

        Biri Esed, biri Esad!

        Bu karışıklık ondan.

        Çıkış yok!

        İstihbarat ve Emniyet’teki koordinasyonsuzluğun da eseri deniyor ya; Hatay’da 51 ölü.

        Bu kez koordinasyonlu operasyonda, 10 ölü.

        İki durumda da kaçış yok!

        Diğer Yazılar