Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Cumhuriyetçi, laik anlayışımız”a uymayan hayat, inanç, fikir tarzları vardı…

        Şimdi “muhafazakâr demokrat anlayışımız”a uymayanlar var epeyce.

        Apoletli, cüppeli, kravatlı, lacili, grili büyükler, ki (hep değil) özellikle erkek oluyor çoğu, “anlayışımız”ı anlayışla tayin ediyor.

        Onların Allah vergisi, millet vergisi, devlet vergisi; vergiden muaf yeteneği.

        Sen, sıradan insan; “anlayışımız”a sığın ve eller yukarı, kıpırdama!

        ***

        Biliyorsunuz, şu sırada da nice “ayıp” maddesi var.

        Oturmaya, kalkmaya, yatmaya, konuşmaya, giyinmeye, barınmaya dair.

        Fakat bazen, bazenden de öte, insanın bedenine, hayatına, haysiyetine saldırılar ayıp bile değil.

        Bir apoletli, bir sivil; bir erkek, bir kadın örnek.

        ***

        Geçen gün “Esas duruşta dayak yemişsin; bir de çikolata ye, unut gitsin!” vakası yazdım.

        KKTC’de Alay Komutanı; bir astsubaya odasında hakaret etmiş, bardak fırlatmış, tekme tokat girişmişti.

        Bedenindeki izler için, mecburen Albay’ın astı tabip subaylardan (yine de) rapor alabilen Astsubay S., belgelerle, sıralı amir Tümgeneral’e çıkmıştı.

        General’den de, Al sana bir kutu çikolata, eşinle ye, ağzın tatlansın” şefkati yanında, şikayetçi olmaması, yoksa kendisini de karşısında bulacağı gibi emirlerle baskı gördüğünü iddia etmişti.

        İddialar, Genelkurmay’a da ulaşan suç duyurusu olmuştu; hem darp ve hakaret için Albay, hem de astın şikayetini “tümenaltı” etmekten General hakkında.

        ***

        Sonra ne mi oldu?

        Misal önceki gün:

        Burası hukuk devleti ya…

        Burası bir cumhuriyet, hem de imtiyazsız, zümre egemenliği olmayanından ya…

        Burası herkesin kanun (ve adalet) karşısında eşit olduğu bir cennet ya…

        Burada “askeri vesayet” kalktı ve “her Türk asker doğar” ya…

        Burada Mehmetçik dedin mi akan sular durur ya…

        Burada herkes aynı gemidedir, birlik beraberliktir, TSK bir ailedir ya…

        Şunlar oldu:

        Küfür yiyen, tokat yiyen ama çikolata yemeyen Astsubay; yani mağdur ve şikayetçi olan, pazartesi bir heyet tarafından “sorgu odası”na alındı.

        Sorgu odası dediğin, bizatihi hakaret ve şiddet gördüğü Albay’ın odası.

        Heyet başkanı dediğin, başka bir tümen komutanı, bir tümgeneral.

        Gece 12’ye kadar 6 saat ayakta sorgu.

        Hem de şikayet edilen Albay’ın huzurunda.

        Bitmedi.

        Salı günü de evinden alınıp gece vakti 5 saat sorguya çekildi; muhtemelen başına gelen değil, başına gelenin duyulması yüzünden!

        Baskı, kuşatma altında; bir mağdur gibi değil, sanki suçlu kendisiymiş gibi.

        Yani bu kadar bağımsız, bu kadar tarafsız, bu kadar imtiyazsız!

        Elinde psikiyatri sevk kağıdıyla hastaneye sevke kadar ifade vermek istememek de ne demek? İşte Aile, İşte Devlet, İşte Adalet!

        Sonra, hoş merak bile etmiyorlar ya, belki siz soruyorsunuzdur, bu kadar asker neden intihar ediyor diye!

        Belki de, Meclis’e dayanan ailelerin sorguladığı gibi, intihar etmiyor ölüme sürükleniyordur çocuklar!

        Kısaltılmış, ağır bedelli bir askerlik bu.

        ***

        İkinci vakaya geçmeden bir parantez açayım, yazın bir kenara:

        Subayken Gazi olan, o arada rütbe de alan Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Başkanı ile yerine aday kişi birlikte para ve tecilli hapis cezasına mahkum oldu.

        Konu, o kanlı günlerdeki bir baskında “şehit ” 24 askerin ailesinin Başbakanlık önünde, protezlilerin bile polisçe sürüklendiği protestosuydu.

        Fakat başkan beyler iktidarı protestodan değil, o ailelere iftira ve hakaretten mahkum oldu.

        Şehit Derneği Başkanı, şehitlere hakaretten yani!

        Anlayın artık!

        ***

        İkinci vakamız, bir “Bayan Hakim”in, “çıplak arama”ya itiraz eden kadın için verilen görüş yasağı kararını uygun bulması.

        Mesele sadece uygun bulmak değil; uygunsuz biçimde, “Bir kadının kaç dakikada soyulup giydirileceğine, 4 dakikada tamamen soyulup saçı başı bozulmadan giydirilemeyeceğine, dar kot ve iç çamaşırının bu kadar sürede çıkarılıp giydirilmesinin zor olduğuna, sutyenin nasıl çıkarıldığına; insanın ne yediğini unuttuğu dünyada gardiyanların çelişkili ifadesinin normal olduğuna” dair gerekçesi.

        Adalet sadece kanun değil, vicdan işi.

        Kanun kitapta yazsa da, adalet ancak vicdan ancak kalp ve akıl muhakemesinden çıkar.

        İstediğin kadar paşa, hakim, iktidar ol!

        ***

        Siz de, Apoletli olan Sivil güçlüye karşı diye onu harbi cumhuriyetçi…

        Sivil de Apoletliye karşı diye onu kafadan demokrat sayıyorsunuz!

        Diğer Yazılar