Eviriyorum, çeviriyorum, izliyorum, dinliyorum hatta üzerine yapılmış filmleri izliyorum fakat şu Ponzi sistemini mantığıma oturtamıyorum. İlla ki, tekerlek bir yerde patlar ki çoğu zaman da patlamış.
Ponzi bey 1903 yılında kurmuş bu sistemi çakallar almış bugüne taşımış fakat benim mantık hala "Olmaz bu sistem yürümez. Neden bunu göremiyorlar bu kadar insanın kendinden vazgeçmesi olacak iş mi" diye sinyal veriyor. Hatta kendime "Bebeler öğrendi, çözdü olayı, millet oradan giriyor, buradan çıkıyor sen hala nelere takılıyorsun" diye kızıyorum ancak olmaz ki, bir yere gelmiş, zengin, akıllı, mantıklı insanlar neden bu çukura sokar kendini.
Önceki gün Habertürk'te Eski Mali Şube Müdürü Furkan Sezer'i dinlerken de aynı şeyi düşündüm.
Arkadaş böyle bir çetrefil yok. Kim zengin olmuş ya da kim yakayı sıyırmamış ki böyle karışık bir sistemden. Sisteme ilk girenlerin parasını ödemek için sisteme hep yeni birileri gelmesi gerekiyor. Yeni gelenden parayı alıp eskiye veriyorsun. Sistem büyüyor. Güçlü olanlar sistemden parasını kurtarıyor, olamayanlara geçmiş olsun çünkü onların parası kullanılıyor. İyi de kazanan kimse olmuyor aslında sadece güçlü olan dışında. Yani illa ki, sistemde bir hart, hurt, kavga, gürültü, sıkıntı çıkar. Çıkmaması imkansız. Ki şu an da bunu izliyoruz zaten. Hala da açıklamayan insanlar var sistemde olan bizim bildiğimiz gibi 18 kişi de değillermiş. Ki olamaz da zaten. O paralar akıl tutulması. Ve bildiğiniz arapsaçı...
Bence Seçil Erzan da cezaevinde koğuş arkadaşları Nihal Candan kardeşler ve kediciklere anlatırken, kesin arada Erkin Baba'nın "Arapsaçı" şarkısını da söylüyordur. Çünkü olmaz, olamaz. Hele bir kadın nasıl savaşır bu sistemle. Çok zor çok. Tıpkı şu para için öldürülmeyi göze alan, ölmeden o sınavdan çıkacağına inananların dizisi Squid Game gibi.
Yeni sezon yayınlanmış. İlk bölümleri hemen izlemiştim ama bu son sezonun ilk bölümü yarıda bıraktım. Çünkü ülkemizde yaşanan bu dolandırıcılık olaylarından sonra bünyem kabul etmedi. Gerçekten bir insan para için bu kadar kendinden vazgeçer mi? Gider hamallık yaparsın, pazarda limon satarsın... Çaresizlik çok başka bir şey fakat bu son izlediklerimiz hali, vakti yerinde insanlar. Burhan Amca diye biri var, "paraya ihtiyacım yok" diyor ama bu sistemde. Anlayacağınız çok garip çok ve sonuç hep para hırsına bağlanıyor hep.
Bu yüzyılı para hırsı ve açgözlü olarak hatırlayacağız o kesin.
***
2023 de bunları dinlemişiz
Dijital müzik platformu Spotify, 2023 yılında Türkiye'de en çok dinlenen sanatçı ve şarkıları açıkladı. Hatırlayın geçen sene bu zamanda memleket olarak Mabel Matiz'in "Antidepresan"ına düşmüştük. Korona sonrası ilaç niyetine antidepresan şarkısına sarılmıştık.
Bu sene de en çok dinlenen sanatçı Semicenk olmuş. En çok dinlenen şarkı da Simge'den "Aşkın Olayım" gelmiş.
Millet antidepresandan çıkıp aşka gelmiş bu sene... E normal iki sene eve kapanma olayından sonra millet "Aşk aşk aşk" diye inlemiş. Ki son zamanlarda herkes aşktan, ilişkilerden çıkamıyor. Seneye ne ruh halinde olacağız kim bilir!!!
Listeyi terk etmeyen klasik isim ise demirbaş Sezen Aksu var.. Kendi yok ama şarkıları her daim hayatımızda... Keşke az biraz kendi de, olsa konserler yapsa, yeni şarkılar söylese. Yaşarken bir sanatçının kendini bu kadar gizlemesi bana çok saçma geliyor. Bence 2024 kararlarına konserleri almalı Sezen Aksu.
Bu sene benim damar senem olmuş. Bol acılı, arabesk şarkılara vermişim kendimi ve en çok Derya Bedavacı dinlemişim.
Allahhhhhh... Kendimden geçmişim. E gerek sağlık, gerek malum yaşadığım şoklarla normal değil mi? Neyse ki, şükür ki, çıktık o durumdan ancak ben arabesk severim. Döner, dolaşır arabeskin de, fasılın da dibine vururum.
Pop tabii ki her daim hayatımda ama arabesk olmadan olur mu arkadaş!!!
Neyse malum sıkıntılı, bol acılı, sorunlu 2023'ün son ayına geldik şükür. Yeni seneye hazırlık zamanı.
***
Zihin temizliğine şimdiden başlayın
-Etrafınızı, hayatınızı, bedeninizi hafifletin.
-Zihninizi temizliğe başlayın.
-Ruhunu okşayan, size iyi gelen insanlarla zaman geçirin.
-illa ki, görüneceğiz diye boş yerlerde boş boş zaman geçirmeyin.
-Kendinize, benliğinize dönün.
***
Çözemedim, anlamadım, çıkamadım
-Oyuncu Melisa Döngel, katıldığı bir programda arkadaşlarının sevgilisini beğenirse geri adım atmayacağını söyleyip, "Baktım arkadaşımın sevgilisi, beğenirim hoşlanırım. 'Asla yapmam' demem. Ama yani, yapmamaya çalışırım, özen gösteririm" demiş. Ben son "Yapmamaya çalışıyorum" lafından tatmin olmadım. Yani Melisa'nın yakın arkadaşı olmak istemezdim. Hayır bu açıklamadan sonra hangi yakın arkadaşı korkmadan sevgilisini, eşini tanıştırır ki!! Bilemedim ben çözemedim, anlamadım, işin içinden çıkamadım. Çıkar varsa buyursun Melisa ile takılabilir...
-Burun, kaş, göz, çene falan anlarım da alın daraltmak nedir arkadaş. Allah'ım daha neler duyacağız. Umut Akyürek, alnını daraltmak için bıçak altına yatmış. Allah başka dert vermesin gerçekten ameliyat böyle kolay bir şey değil hanımlar siz kendinize ne yapıyorsunuz öyle. Tamam estetiğe asla karşı değilim. Kim kendini nasıl görmek istiyorsa yapsın. Hatta ve hatta 70-80 yaşında insanlar, "Aman bana ne gerek var" diyor ya... Hayır istiyorsa onlarda yaptırsın. Fakat bu alın, falan artık bana çok hani "Bir şey bulamadım ama işte aslında var" demek gibi bir şey geliyor kimse kusura bakmasın hani...
