Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Yılın son haftasına girerken
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Yüreğime ateş düştü, şehitlerimiz var. Üzüntümüz katlandı. Bu sene 6 Şubat depremi ile seneye başlamış ve yıl boyunca da sıkıntılı günler yaşamış bir ülke olarak, elbet acılarımız katlanıyor. Şu anda da sağım, solum, etrafım hep şu duyguda;

        -Hiç yeni yıl haftası gibi değil.

        -Hiç yeni bir seneye girme heyecanım yok.

        -Kolumu bile kaldırmak istemiyorum.

        -Bu sene hiçbir etkinliğe katılmadım.

        -Sırf çocuklarım için etkinlikler yapıyorum. Yoksa hiç keyfim yok.

        -Tatile gittik geçen hafta ama çocuklar için. Yoksa canım istemiyor.

        Diye diye sürüyor cümleler. Evet üzüntülerimiz, sıkıntılarımız var elbet. Ama hayat bir şekilde devam ediyor. Çocuklarımız, annelerimiz, babalarımız, ailemiz, gençlerimiz ve geleceğimiz için daha da güçlü ve kuvvetli durmamız gereken yıllardan geçiyoruz. Ki Türkiye olarak güçlü bir ülkeyiz. Her zorluğun üstünden aşan atalarımız var bizim. Bizler de bu zorlu günleri aşacağız ve daha da güçlü çıkacağız ben inanıyorum.

        ***

        Kehanetler bitmiyor

        Her yıl olduğu gibi yine kehanetler sıralanmaya başladı. Daha yıl bitmeden "O olacak, bu olacak" denmeye başladı. Fakat bu sene astrologlar biraz iyi konuşuyor şükür. Tabii "İyi" derken, "2023 fragmandı, 2024 daha da fena geliyor" diyorlar demesine ama şu fark var en azından; "Evet daha da fena gelecek ama çürük yumurtalar elenecek" diyor çoğu. Yani benim anladığım özet bu. Evet çok daha kötü olacak tamam; temizleneceğiz.

        Tamam arkadaş temizlenelim, arınalım ama arada çürük yumurta çok olursa iyiler hakkını alamıyor, mutlu, huzurlu olamıyor. Maalesef sosyal medyanın verdiği yetkiye de dayanarak son yıllarda korkunç tiplerle karşılaştık, olaylar yaşadık. Bunlar son bulsun artık.

        Tabii bir de bitmeyen Simpsonlar efsanesi var. The Simpsons'lar 2023 yılında da kehanetleri sayesinde sosyal medyayı bir hayli meşgul etmeyi başarmıştı. Gizemleri yıllardır devam ediyor. 2024 yılı için de devam etmiş Simpsoncuklar.

        Düşünün daha yıla girmeden "O olacak", "Ortalık fena karışacak", "Kıyamet kopacak", "Bilmem kim bilmem ne olacak" diye diye başlıyoruz. Ve yıl boyunca da "Aaaaa", "Vaaahhh", "Tühhh", "Yok yaaa" demeye devam ediyoruz.

        Sizi bilmiyorum ama ben fena yoruldum artık. Küçükken büyüklerimden hiç böyle şeyler duymazdım mesela. Hatırladıklarım arasında "Kar yağacak", "Bu sene hava soğuk olacak, "Bu sene hava sıcak olacak", "Bu sene kim şampiyon olacak", "Kömüre zam gelmiş", "Bilmem ne komşu dardaymış", "Bilmem kim efendi dost tutmuş diyorlar", "Akşama ne yemek yapsam" gibi sözler işitirdim.

        Bak o dönemden değişmeyen tek klasik "Bilmem ne efendi dost tutmuş" olayı. Şimdi tutmuyorlar efendim, direkt açık açık yaşıyor ve evi de bir anda terk ediyor efendi beyler. "Kızılcık Şerbeti" dizisinin günümüze taşıdığı en belirgin ve net konusu da bu gerçekten. Apo yaşına, başına bakmadan çat diye "Seviyorum" dedi ve sevdiği kadının elini tuttu mu tuttu. Çocukluğumdan gelen miras ve nesil nesil devam edecek tek bitmeyen mevzu bu maalesef. Yeni yesilden umudum var. Değişir inşallah bu genetik mirasımız. Hoş ben görmem kesin ama inşallah değişir. Artık çok çirkin gözüküyor keza!!!

        ***

        Ve evet toplum olarak bu konuda birleştik

        Yani geleneksel konumuzda da birleşmiş olduk böylelikle. Düşünün son yıllarda pek az bir mevzu için birleşiyoruz, genelde hep bir ayrışmamız var toplum olarak her konuda. Fakat Apo ve Alev konusunda birleştik. Çünkü bitmeyen bir milli ortak sorunumuz maalesef.

        Erkekler belli bir yaştan sonra genç kadınla olmak istiyor. Ya da şöyle anlatayım; genç yaşta evlendirilen erkek belli bir yaştan sonra "yeter" diyor kendi hayatını yaşamak istiyor. Çünkü artık bitiyor zamanı... Geçiyorrrrrrrr geçiyor canları bir yerlerinde çalmaya başlıyor.

        Show TV'nin reyting rekorları kıran dizisi "Kızılcık Şerbeti" de her hafta olduğu gibi ezberleri bozmaya ve reytingleri alt üst etmeye de devam ediyor. Ve tabii ortalığı ateşe veren dizinin flaş ismi Alev yani Müjde Uzman da Habertürk'e verdiği röportajda "Bütün ülke olarak cuma günleri birleştik" demiş.

        Eeee diyorum işte. Milli sorumuz konusu yaşanıyor çünkü. Eskiden gelen konumuz işleniyor fakat eskiden ah çok eskiden; "Asmalı Konak", "İkinci Bahar", "Hababam Sınıfı", "Neşeli Günler" yayınlandığı zaman ülkece toplaşır izlerdik. O dönemin ruhunu anlatan dizi ve filmlerdi onlar. Bu dönem de "Kızılcık Şerbeti" gibi yapımlar en baş sırada. Çünkü tüm sorunlarımızı gözler önüne seriyorlar.

        Fakat en mühim konu Apo ve Alev mevzusu ekstra bitmeyen bir çilesi bu toprakların.

        Şimdi düşüncelerimi geçen hafta belirttim. Her hafta izlediğimde ise şu kanıya varıyorum; yaşını almış erkek; artık hayatının son yılları. Bazı şeyler bitecek, elinden gidecek, gitmeden son heyecanlar. Malum bir yerler sinyal veriyor... Alevi ateşlemek gerek.

        Genç, hiç evlenmemiş ve yalnız kadın; güçlü, kuvvetli, yaşını başını almış kendisini koruyacak adamın kanatları altına sığınıyor. Hiç tipi değil heyecan peşinde. Bir de tabii karşı kadına "Ben daha gencim, daha bitmedim, istediğimi elde ederim, heyecanım yüksek" mesajı veriyor.

        İki tarafta kendince haklı.

        Ya geride kalanlar? Bak işte onu ne erkek, ne kadın artık bu süreçten sonra düşünmez. Ki "Kızılcık Şerbeti"nde tam da bunu izliyoruz aslında. Apo ve Alev'in umurlarında değil. Hemen kabul görmek, aleni yaşamak ve rahat etmek istiyor ikisi de...

        Çünkü olayın heyecanı içinde öyle güzel alev aldılar ki, kimse onları söndüremez artık.

        Fakat tek bildiğim bu olayda kadın tarafı her zaman üzülür.

        İki kadın da üzülecek maalesef. Erkeğe ise inanın hiçbir şey olmayacak. Çünkü umurunda değil. Klasik gen yapılarına bu işlenmiş ne yazık ki!!!

        ***

        Tahammül edemiyorum

        Geçen hafta sosyal medyada üç kadının kavgasının görüntüleri vardı.

        Hollanda sokaklarında bir kadının saçına diğer kadın yapışmış. Bir başka kadın da ona ağıza alınmayacak sözler sarf ediyor. Ortada da "Kenan nerede" lafı dönüyor.

        Belli ki, yine bir erkek yüzünden iki kadın korkunç çirkin hallere düşmüş.

        Bir erkek yüzünden iki kadının bu hallerini izlemeye tahammül edemiyorum. Yapmayın hanımlar gerçekten çok çirkin gözüküyorsunuz yapmayın.

        Bir başka kadına giden, bir başka kadınla birlikte olan, bir başka kadının yanında duran adam zaten sizi istemiyor ve özlemiyordur. Özleyen erkek Allah aşkına sevdiği kadının sesini duymadan bir hafta bile geçiremez, geçirmemesi lazım. Yani bir de bir başka kadınla yaşıyorsa zaten sizinle olmak istemiyordur. Bir bir daha iki.

        Artık bunları bi anlasanız ve kabul mü etseniz. Nedir bu çirkin halleriniz!!!