Yıllarca gece-gündüz gezip, dolaşan, hatta sokakların nabzını tutan biri olarak şunu açık ve net söyleyebilirim ki; bu ülkede kadını, erkeği, eğitim düzeyi, geliri ne olursa olsun insanlar sokağa çöp atmaya ve bırakmaya bayılıyor.
Yıllarca Cihangir'de oturdum. Köşe başında çöp kutusu olmasına rağmen akşam saatlerinde gelecek çöp kamyonu için kapısının önüne çöp koyan hatta beşinci kattan çöpünü atan insanlara denk geldim. Düşünün iki adım atmaya üşenip kapının önüne koyuyor. E kedisi, köpeği o torbaları deşiyor. Yani yıllarca yan komşu, alt komşu, üst komşu akşam ne yedi, ne yemedi hepsine vakıf kalıyorsun şükür. Sokaklara yazılar yazdım, hatta çoğu kez "Az biraz yemek sonrası spor olur. Acaba iki adım atıp çöp kutusuna koysanız mı?" dedim ama yok nafile... Kimse dinlemedi, umurlarında bile olmadı..
Aslında çoğu kez bu köşede bunların hepsini okudunuz.
Hatta maalesef ki, yine yıllarca mekanlarda özellikle kadın tuvaletlerinin de ne kadar pis olduğunu, tuvalette çöp kutusu yerine, yerlere çöp atıldığını yazdım-çizdim. Mekan çalışanlarının özellikle kadın tuvaletlerinin durumundan nasıl rahatsız ve şikayetçi olduklarını dile getirdim.
Yok olmadı!!!
Ne kadar söyleseniz de, tartışsanız da, yazıp-çizseniz de, bizim insanımız bu huyundan nedensiz bir şekilde vazgeçemiyor. İlla ki, o çöpü yere atacak arkadaş!!! Ve sanırım; "Nasıl olsa toplayan birileri var" diye düşünüyor!! Ya da evinde o kadar temizlik yapıyor ki, sokağa dermanı kalmıyor.
Sokağı çöp olarak görüyor.
Tabii bir de bizler genellikle toplum olarak çekirdek çitlemeyi de pek severiz. Ve çekirdek çöplerimizi de yere atmaya bayılırız. Hepiniz bankların altında bir sürü çekirdek çöpüne denk gelmişsinizdir elbet. Keza kestane kabuklarını da yere atar insanımız. Aslında ben daha korkunç şeylere de denk geldim de, şimdi burada yazmayayım. Eminim sizler de benim denk geldiklerime gelmiş ve görmüşsünüzdür. Çünkü; temizleyen, toplayan var neden atmasın ki!!
Hayır atmayın arkadaş. Sokağa çöp ATMAYIN!
Sen evinin ortasına çöp atıyor musun ki, sokağa atasın.
Zaman zaman muhabbetlerin en baş konusudur bu sokağa çöp atmak, birçok yerin pis olması. Ve yine tam da böyle bir muhabbet aylar önce Tunceli'de yapılmıştı. Ve tam da bugünün derneği o zaman filizlenmişti. Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Ersoy'un eşi Pervin Ersoy ile. Rotahane gezilerinden birinden "O zaman bundan sonraki ilk hareketimiz 'ATMA' olsun" diyerek kolları sıvadı.
Pervin Ersoy ve ekibi aylardır bu konu üzerinde çalışıyor. Sırf Türkiye‘nin sokaklarını temiz tutma amacı ile. Ve herkese de “Atma!” çağrısında bulunuyor.
Pervin Ersoy "Ben bakan eşiyim yan gelip yatayım" demedi. Durmuyor, çalışıyor, üretiyor. Önce "Kendi insanımız memleketini tanımıyor" dedi Rotahane ile il il gezdi. Yaşadığı şehirden çıkmayan ama Avrupa'nın her köşesini karış karış bilen birçok kişiye memleketi gezdirdi. Gezdirmeye de devam ediyor. Şimdi de ATMA Derneği'nin kuruculuğunu yapıyor.
Bu derneğin Yönetim Kurulu Başkanı olan Pervin Ersoy ekip arkadaşları Bilge Kuru ve birbirinden başarılı kadınlarla yola çıktı. ATMA Derneği'nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şila Gök oldu. Yönetim kurulu üyeleri ise Gaziantep'in en başarılı kadınlarından Mine Özmen, Nermin Yurteri, Sema Gürel Sürmeli, Suzan Toplusoy ve Şebnem Eriş ile "ATMA" hareketini başlattı.
Ve tabii biz vatandaşlar kadar belediyelere de çok fazla sorumluluk düşüyor. Daha ilk adımda Fatih, Şişli, Üsküdar Belediyeleri de "Biz de 'ATMA' hareketinin içinde varız" dedi. Gerçekten tebrik ederim ama yetmez. Tüm belediyelerin bu işe gönül vermesi gerek. Ve sonundan gerçekten oh be!!!
Bu dillenmeye başladı. Ve ne kadar çok dillenirse o kadar farkındalık olur diye düşünüyorum. Pervin Ersoy'u bu anlamda yürekten kutluyorum. Birilerinin özellikle sesini duyuran kişilerin, bu konuyu fazlasıyla dillendirmesi gerekiyordu. Hatta daha çok daha çok konuşulması gerek. Hatta eşin, dostun arkadaşın yolda yürürken, arabasında seyir halindeyken camı açıp çöpünü attığında "ATMA" diye yüksek sesle Sinan Akçıl'ın şarkısını söyleme zamanı. Keza insanlar sakin ve nazik söyleyince anlamıyor, belki şarkı beyinlerine kazınırsa tam çöpü atarken "ATMA" şarkısını mırıldanır.
Ne diyor şarkıda "Atmaaaaaa Atmaaa"
Hatırlayın bir dönem Sinan Akçıl ve Hande Yener'in birlikte düet yaptığı şarkı şimdi sanki daha çok yerini buldu. Toplumun her kesiminden farkındalık yaratmayı amaçlayan ATMA Derneği’nin de şarkısı oldu. Sinan Akçıl şarkıya yeniden sözler yazıp yorumladı. Bu kez de Dicle Olcay ile birlikte seslendirdi.
Bugünden itibaren yere çöp atan birini gördüğümde hemen bu şarkıyı söyleyeceğim bağıra bağıra... Belki daha kolay anlaşılır. Size de tavsiye ederim. Hiç tartışmayın, kavgaya tutuşmayın çünkü anlamıyor bazıları. Birini yere çöp atarken görünce bağıra bağıra bu şarkıyı söyleyin geçin.. İnanın çok daha etkili olacak.
***
Yapay zeka bize neler ediyor!!!
Norm Ender'in 100. Yıl Marşı Parla'nın Zeki Müren'e söyletildiğini dinledi bu kulaklar.
Allah'ım... Neler oluyor... Bu "Yapay Zeka" bize neler ediyoooon!!!
Keşke paşam yaşasaydı da kendi gerçekten söyleseydi "Parla"yı fakat, bu nedir böyle. Gerçekten Zeki Müren söylüyor, inanılır gibi değil. Tüylerim diken diken oldu. Fakat Yapay Zeka'nın ettiklerinden dolayı açıkçası korktum ve "Yapay Zeka"nın tehlikesinin farkında mısınız demek istiyorum!!!
Daha neler göreceğiz, duyacağız, dinleyeceğiz bilemiyorum.
Hangisi doğru, hangisi yanlış kim bilecek.
Mesela Z kuşağında birçok kişinin Zeki Müren'i tanıdığını zannetmiyorum. Keza sokağa çıkıp mikrofon uzatıldığında bazı isimler sorulduğunda tanımadıklarını görüyoruz.
Şimdi birçokları, "Zeki Müren diye biri var 'Parla'yı söylemiş" deyip inanacak belki.
Şimdi "Saçmalama" dediğinizi duyar gibiyim fakat gerek sosyal medyada, gerekse gerçeği yansıtmayan yazılar ve haberler çıkan platformlarda olan birçok şeye inanıyor insanımız.
Bunu da yaşıyoruz.
Bakın bu Yapay Zeka olayı ciddi ciddi sorun ben size diyeyim. Bana hiç sempatik gelmiyor!!!
