Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Kadının kadına zorbalığı bu kadar iyi anlatılamazdı
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Show TV'nin Reyting rekorları kıran dizisi "Kızılcık Şerbeti" bu hafta yayınlanan bölümü ile yine ders niteliğindeydi. Tabii anlayana!!!

        Dizide kadınlar arasında şöyle bir mevzu yaşandı;

        "Kızılcık Şerbeti"nin en önemli karakterlerinden Nursema, işinde terfi aldı. Ve bu terfi sonrasında iki kadın kendi arasında hemen bu konuyu bir başka yöne çekti. Yani; bir kadın terfi aldıysa illa ki, işin içinde bir şey vardır. O da kesin patronu ile yatmıştır.

        Yine "Kızılcık Şerbeti"nin en güçlü kadın karakterlerinden olan Kıvılcım ise ders niteliğinde bir konuşma yaparak; "Herkes konuşuyor diye siz de mi konuşmak zorundasınız. Bir kadına namusu üzerinden zorbalık yapılıyor ve siz de buna hemcinsi olarak destek veriyorsunuz öyle mi? Bunu kim yapıyorsa eğer ağzını kapatmanız lazım. Yarın sizin de arkanızdan böyle konuşulabilir. Ne de olsa etme bulma dünyası bu değil mi? Kadınlar bu kadar eğilirken, bu kadar hakarete, zorbalığa, şiddete uğrarken sizin burada yaptığınıza bakın. Bizim burada birbirimizi kollamamız lazım hanımlar!! Bu kadar çirkinliğe çanak tutmayın" dedi.

        Ama kim dinleyecek! Ama kim anlayacak! Ama kim inanacak!!!

        Bakın "Kızılcık Şerbeti" her hafta toplumsal olaylara parmak basmaya devam ediyor. Sokakta, evde, dost, arkadaş arasında yaşanan tüm gerçek olayları ekranda yansıtıyor. Ki bu konuda da her gün defalarca kez yaşanan kadının kadına zorbalıklarından sadece bir tanesiydi.

        Bir kadın, bir başka kadının başarısını gerçekten direkt, yalın, kötü bir şey düşünmeden kutlamıyor. İlla ki, altında başka bir gerekçe var diye düşünüyor. Kadınlar kadınların başarısını kıskanır, desteklemez ve alkışlamaz ise kim bu kadınları yükseltecek hanımlar!!! Önce sen kendi hemcinsini alkışlasana...

        Ve maalesef kadının kadına zorbalığa konusunda dizinin erkek karakterlerinden ve dedikodunun içine dahil olan asıl erkek; "İnsanların ne düşündüğünü biz değiştiremeyiz. Bu kadın kıskançlığından türemiş iğrenç bir dedikodu. Ve ilk defa da olmuyor. Bir kere üreten, çalışan, kendinden emin insanların dedikodusu yapılır. İt ürür kervan yürür. Bu kadar basit" diyerek aslında olması gereken ya da bir kadının bir kadın için söylemesi gereken sözleri bir erkek söylüyor.

        Benim çevremde de böyle iğrenç düşüncelerde olan kadınlar var. Ve yine maalesef o kadar çoklar ki!!! Direkt ama direkt başarılı ya da kendinden emin, güvenli, özgüveni yüksek, kimin ne düşündüğü umursamayan kadınlar hakkında o kadar kötü yorumlar yapıyorlar ki utanıyorum.

        Çoğu ile tartışıyorum, kızıyorum hatta. "Sen bilmezsin böyle kadınları" ya da "Hadi canım sen de böyle düşünmüyor musun bizi kandırma" diyerek bana da inanmıyorlar.

        Yani kendi düşüncelerini bana da aşılamaya çalışarak yanlarına çekme derdindeler. Utanıyorum hepsinden. Benim annem ya da dört ablamın ağzından bir kez bile bir başka kadın hakkında böyle kirli cümleler duymadım. Asla ailemde böyle bir şey yaşamadığım için bana inanın çok garip geliyor. Asla da alışamıyorum.

        Anneme, ablalarıma böyle kadınlar olmadıkları için huzurlarınızda çok ama çok teşekkür ediyorum.

        Ve tüm böyle kirli düşüncelerde olmayan kadınlardan tabii!!!

        Bu kadınlar var oldukça üzgünüm ama bize hiçbir erkek saygı duymayacak. O yüzden de her istediklerini yapacaklarını düşünerek günden güne erkekler daha da saygısızlaşıyor.

        ***

        Her kadın evlenmek ister

        İşte yanlış bir düşünce daha işlendi "Kızılcık Şerbeti"nde.

        Bakın bu mevzu da maalesef kadınların, kadınlar hakkında yaptığı korkunç bir baskı. Kadınlar illa ki, her kadının evlenmek istediğini hatta can attığını falan düşünür. Tamam kadınlar evlenmek ister anlıyorum. Fakat bir kadının belki korkuları, tecrübeleri, düşünceleri buna izin vermiyordur. Bunu asla düşünmez ya da inanmak istemezler.

        Kıvılcım evlilik teklifi aldı bu bölümde ve "Ben iki çok başarısız evlilik yaşadım. Hem biz ilişkimizin en güzel zamanlarındayız. Geziyoruz, eğleniyoruz, sohbet ediyoruz. İşin içine evlilik girince aileler devreye giriyor, çocuklar devreye giriyor. Evliliği istemiyorum değil. Bence şu an iyiyiz" diyerek kibarca şimdi hazır olmadığını dile getirdi.

        Aslında evlenmek istemiyor değil sadece hazır olmadığını düşünüyor. Daha güvenmiyor, inanmıyor, emin olamıyor. Fakat bunu bir başka kadın böyle düşünmüyor erkeğin reddedilmiş olabileceğini hiç düşünmeden, aklına bile getirmeden bir başka kadın evlilik teklif etmiş fakat reddedilmiş olduğunu bilmeden bir erkeğe; "Keşke evlenseniz. Ama tabii sen istiyor musun bilmiyorum. Kıvılcım abla çok istiyordur bence evliliği. Bütün kadınlar evlenmek ister. O da can atıyordur" dedi.

        Can atıyordur!!!

        Aslında erkek can atıyor ama kadın kadının can atabileceğini ima ediyor.

        Peh!!!

        Yine maalesef çevremde böyle kadınlar çok. Çoğu mutsuz fakat sırf "Aman boşanmayım", "Aman erkek arkadaşım gitmesin", "Aman yanımda illa ki, erkek olsun", "Aman yalnız kalmayım" diye diye o mutsuzluğun içine kendini hapsediyor!!!

        Bazı kadın arkadaşlarım beni de çok eleştirir. Hatta çoğu, "Kızım neden ayrıldın", "Kızım az biraz sussaydın", "Kızım erkek bu aldatır biraz sus, görmemezliğe gel", "Kızım bütün erkekler aldatır görme, duyma, bilme. Boş ver kurcalama" diye diye bir sürü söz söylüyor.

        Gülüyorum onlara.

        Arkadaş; "O ilişkide mutsuz olacaksam, aldatılacaksam, kandırılacaksam, saygı görmeyeceksem yalnız olurum daha iyi. İlla ki, yanımda bir erkek olmak zorunda değil" diye düşünen bir kadınım ben. Ve benim gibi düşünen kadın sayısı da az değil hani.

        Gerçekten ben de evlenmek istiyorum ama güven ürkek bir kuşa benzer. O kuş uçtu mu geçmiş olsun. İnsan korkuyor yahu!!!

        İlla yanımda bir erkek olsun diye niye yanlış biriyle görüneyim, dolaşayım. Ya da mutsuz olarak rol yapayım.

        Bu arada kendimden yola çıkarak birçok kadının sesi oluyorum. Benim gibi düşünenlerin sayısı çok fazla.

        Hem kavga ederek, güvensiz bir şekilde ilişki mi yürür! Ne kötü bir his.

        Bir evin içinde, iki kişinin mutsuzluğu kadar kötü bir şey yoktur. Bu tutsaklıktan başka da bir şey değil!!!

        ***

        Mutsuz olduğu halde ilişki yürüten erkekler

        Bu arada bu konu derin aslında. Çünkü mutsuz olduğu halde ilişki yürüten ya da yanında illa birisi olsun diye zorlayan sadece kadınlar değil. Erkekler de var!!!

        O ilişkinin içinde kendi gibi değil.

        Tarzını saklıyor.

        Sürekli aldatıyor. Ama ilişkisi var.

        Hadi canım.. Bana sürekli aldatan, sevgilisinden, karısından kaçmak için sürekli yalan söyleyen, hatta saklanan erkeğin mutlu olduğunu kimse iddia etmesin. İnanmam. O erkek mutlu değil. Sadece yanında bir kadın olsun. Yalnız olmamak için o ilişkinin içinde. O yüzden de hayatındaki insanları değil en büyük kendini kandırıyor.

        Kendini kandıran kadınlar gibi.

        Böyle bir ilişki yaşayacağını yalnız ol be adam. Ya da kadın...

        Daha karakterli bir duruş sergilemiş olursunuz. Benden size bir tavsiye...

        ***

        Aman telefonları yanınızdan ayırmayın

        Madem konumuz "Kızılcık Şerbo" oradan devam edelim.

        Malumunuz Pembe, Alev'e yaptı yapacağını. Telefonunu hack'letti ve bir gece göz altına aldırdı, şikayetçi oldu.

        Ah ki ne ah... İzlerken içim titredi. Bu kadınların yapamayacağı şey yok. Yıllardır "Hem cinslerimden korkarım" diye boşuna söylemiyorum. Harbi korku hanımlar, beyler. Fenalar fena.

        Yani telefonunuz birinin eline geçtiğinde Allah korusun her türlü kötülüğü bekleyin.

        Tamam geçmese bile hack'leniyor ama bu saf kötülük. Az bu değil saf kötülük.

        Bu kötüler yok olmayacağı için önlem almak şart!!!

        Aman dikkat.