Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Giderlen, göbek at, sonra hooop damara bağla, hemen göbek atmaya geç

        Geçtiğimiz Cuma akşamı Derya Bedavacı, Cumartesi Özcan Deniz ve Cenk Eren sahneleri derken bir kez daha Türkiye'nin gerçeği ile yüzleştim.

        -Mekanlar tıklım tıklım.

        -Erkekler de kadınlar kadar çok havalı. Kadınlar desen şıkır şıkır, fıkır fıkır.

        -Masadan masaya poz kesmeler, etrafı kolaçan etmeler.

        -Ellerden düşmeyen telefonlar.

        -Poz poz fotoğraf çekmeler.

        -Damar şarkılarda giderlenmeler.

        -Ardından hooop hemen göbek atmalar.

        -Acı içinde hüzünlenmeler.

        -Ve hiç ara vermeden damardan hooop göbek atmaya geçmeler.

        -Hatta hızı alamayıp halay çekmeler.

        Tam bir Türkiye gerçeği. Sabah programlarında kavga ederken bir anda göbek atmaya başlayan, mekanlarda giderlenirken "Offf Off" çekerken bir anda halay çekmeye, göbek atmaya başlayan insanımızın duygu hali gerçekten artık araştırılmalı. Bu hızlı geçişler bana fazlasıyla anormal gelmeye başladı.

        Ani mod geçişleri, iniş-çıkışlı duygu hali sizce de çok garip değil mi? Evet benim de zaman zaman "Duygular şelale" modundayken bir anda bir mekanda hooop göbek atmaya başladığım oldu ama en azından sahnede ki sanatçı da o duyguları yine bir iki şarkı uzatır, bir şeylerle bağlardı. Artık öyle bağlarlar da yok. Hızlı, hızlı, her şey çok hızlı... Geçişler de aşırı hızlı, repertuarlar da farklı. Kardeşim az önce duygulanmıştık!!! Az biraz o mod'da kalsak...

        E ona da ihtiyacımız var. Yani ne oluyor bu ne hız, nasıl bir duygu geçişi bu!!!

        Ve maalesef ki, artık dostluklar, arkadaşlıklar, aşklar da bu duygu geçişleri gibi çok hızlı ve sıradan. Kimse kimseye değer vermiyor işte bu yüzden. Ve bu da maalesef aşırı korkutucu!!!

        ***

        Aman ne olacak ilişki yoktur, sadece takılmışlardır!!!

        İşte tam da bu duygu geçişleri, ani çıkışlar-inişler derken aşk hayatı da karmaşık ötesi. Mesela bu başlıkta okuduğunuz "Amannn ne olacak, ilişki yoktur, aralarında sadece takılmışlardır!!!" cümlesini ve "Ne ilişkisi ya takıldık bitti gitti" sözlerini çok duyar oldum.

        Tamam eskiden de duyuyordum ama artık çoook fazla ve sanki çoğunluk bunu tercih ediyor. Üzgünüm ki bu durum beni çok fazla korkutuyor. Hanımlar-beyler bu hiç normal değil!!!

        Tamam belki insan 20'li yaşlarda yaşar ve geçer, biter bu duygular, bu ruh halleri. Ama ilerleyen yaşlarda bu mod'da olmakta ne bileyim!!! Artık doyamamışlık, görgüsüzlük, açlık boyutu, sevgisizlik, saygısızlık falan ne derseniz bu duruma giriyor. İnsanın biraz da kendine saygısı, çevresine verdiği değeri ortaya koyuyor yaşam şekli. Bu yüzdendir ki, bana biraz fazla geliyor bazı şeyler. Yaşayana Allah sabır versin. Keza bu olayların ve bu duygu geçişlerinin sonu hiç sevimli olmaz. Kalabalıkların arasında derin yalnızlıkla başlar ve sonu da sevimsiz bir ilişki ile hapsolma durumuna kadar gider. Benden söylemesi...

        Kafalar karışık.

        İşte tam bu karışıklık, hızlı duygu geçişleri derken Yusuf Güney, "Uzaydan gelen bir varlık yok. Uzaylı diye bir şey yok. Dünya da öyle çizildiği gibi yuvarlak değil, onu açık açık söylüyorum. Çok düz değil astralda güneş sistemini gezmeye çıktık ve etrafı komple bembeyazdı" açıklamasını yaparak bize durumları net gösterdi.

        Ne diyoruz!!!

        -Koş doktor.

        -Yetiş doktor.

        -Bir çare doktor.

        Durumlar karışık, kafalar hepten karışık. Bu hızlı geçişler insanları bir şekilde etkiliyor bakın görüyor musunuz? Millet astral gezintiye çıktı tutulamıyor... Artık alın bu bilgiyi de ne yaparsanız yapın...