Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Şampiyonluk yarışında Galatasaray’ın 4 puan gerisinde olan Fenerbahçe, Beşiktaş derbisini 2-1 kazanarak takibe devam dedi.

        Sivasspor karşısında kaybedilen 2 puanın moral bozukluğu doğal olarak oyuncuları etkilemiş. Buna karşın yarışı sürdürmek adına Beşiktaş maçı önemliydi. Taraftarın desteği ile çıktıkları karşılaşmayı iyi bir oyunla bitirdiler. Sonuç sevindirse de, kalan haftalarda Galatasaray puan kaybedecek mi sorusu herkesin aklında. Bunu yaşayarak göreceğiz.

        Sezona iyi başlayan ancak, bitime haftalar kala tekleyen Sarı-Lacivertliler büyük hedeflerini gerçekleştirmekte sınıfta kaldı. Elde kalan bir tek Süper Lig şampiyonluğu. O da, rakipleri Galatasaray’ın avuçlarının içerisinde. Kazanıp, kaybetmelerini beklemek o kadar kolay değil. Takımın ruh halini derinden etkileyen bir durum. Bu koşullarda futbolcuların maçlara motive olması elbette kolay değil. Bunu başarmak, takımı psikolojik olarak hazırlamak ayrı bir çaba ve meziyettir. Fenerbahçe teknik kadrosu bu özelliklere vakıf mı? Tartışılır.

        Teknik direktör İsmail Kartal, oyunu okuma, ideal kadroyu sahaya çıkarmada, hamleleri zamanında ve gerçekçi yapma konusunda ne yazık ki, başarılı bir grafik çizemedi. Sezonun bitimine 4 hafta kala, ısrarla tek santraforla oynamayı iş edinmiş. Batshuayi ile Dzeko’yu yan yana oynatmama ısrarı sürüyor. Yapılan eleştirileri, bu yönde ki talepleri görmezden geliyor. Bildiğini okuyor. Sonuç ortada.

        Beşiktaş karşısında yine herkesi şaşırtan bir kararına tanıklık ettik. İsmail’in sakatlanması sonrası oyuna Krunic’i aldı. 3 Türk oyuncu kuralı gereği, Becao’yu da çıkarıp yerine Çağlar’ı sahaya çıkardı. Becao’nun oyundan çıkması ile takımın ritmi bozuldu. Bu oyuncu, geriden oyun kurma, forvete katkı yapma yeteneği olan bir isim. Çağlar’da bu özellikler yok. Telaşlı ve topu gelişigüzel uzaklaştırıyor. Oyuna sokamıyor. Krunic zaten el freni gibi. Mert Hakan’ı oyuna alıp, Becao ile devam edebilirdi.

        Maçın genelinde üstün oynayan Fenerbahçe, ilk yarı Beşiktaş ceza sahasından çıkmadı. Al Musrati’nin kırmızı kart görmesi ile oyun ve pozisyon üstünlüğü tamamen Sarı-Lacivertlilerin eline geçti. Fakat, kalabalık savunmayı aşmakta başarılı olamadılar. Goller bulması beklendi. Bu yarı tek golle geçti. Fenerbahçe’de dikkat çeken bir ayrıntı ise, futbolcuların ceza sahası dışından hiç şut atmayışlarıydı. Sanki, şut atmaları yasaklanmıştı!

        İkinci yarı İrfan Can’ın golü sonrası oyunu soğutma isteği, pahalıya mal olacaktı. 10 kişi kalan Beşiktaş son 15 dakika oyuna ortak oldu. Cenk’in uzaktan attığı şık golle umutlandı. Fenerbahçe çok rahat hatta farklı kazanacağı maçı sıkıntılı bitirdi.

        Beşiktaş’a gelince; sezona kötü başladılar. Yanlış transferler, yönetim değişikliği, bir sezonda 6 teknik direktör değişikliği takımın tüm ahengini bozmuş. Oyuncular ne yaptığını bilmeyen amatör gibiler. Teknik direktör değişikliğinin bir çare olmadığı ortada. İdeal bir kadro sahaya çıkarılamıyor.

        Ara transferde takıma katılanların katkısı sıfır. Al Musrati emekli olmuş. 15 milyon Euro’luk bir oyuncu olduğunu söylemek zor. Verilen paraya yazık. Oynadığı maçlarda takıma zarar vermekten başka bir işe yaramıyor. Muçi’de öyle. Aynı paralar ona da verildi. Bu tür büyük maçlarda oynamayacaklarsa neden alındılar. Bu paralara 2 değil 3-4 oyuncu alınabilirdi. Yönetim yanlışları Beşiktaş’ı bugüne getirdi. Galatasaray ile Fenerbahçe’nin arkasındalar. Puan farkı 30’un üzerinde. Tarihinde böyle bir durum hiç yaşanmadı. Şimdi, bir tek Kupa umudu var. Bu kafayla gelecek sezonun da sıkıntılı geçeceğini söylemek yanlış olmaz.

        Bir derbi maçına yakışmayan, heyecan ve coşkusu bir yana kalite olarak zayıf bir maç izledik. Her iki takımdan daha pozitif maç beklendi. Pozisyon azlığı dikkat çekti.