Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Murat Bardakçı Atatürk'ün sesini kalınlaştırdınız, bari boyunu da uzatıverin!

        Bir seçim daha geride kaldı, sonuçlar memlekete hayırlı olsun...

        Seçim öncesi ile alâkalı herşey; yazılanlar, söylenenler, vaadler, suçlamalar, dağıtılan afişler, el ilânları ve diğer bütün propaganda malzemesi artık gazete kolleksiyonlarında, arşivlerde ve dijital sistemlerde saklanacak; ileride seçimler üzerine çalışma yapılması hâlinde araştırmalara kaynaklık edecekler.

        Ama propaganda malzemeleri arasında öyle birkaç obje var ki, geleceğe seçimlerin değil mükemmel bir işgüzarlığın, saçmalamanın ve tarihi tahrifin örneği olarak kalacaklar: Siyasî partilerin hazırlattıkları ve içerisinde Atatürk’ün görüntüsü ile sesinin bulunduğu filmler!

        Bu filmlerde Atatürk’ün konuşmalarının yeraldığı kısımları dikkatle dinlediğiniz takdirde iki farklı ses olduğunu farkedersiniz. Onuncu Yıl Nutku’ndaki sesi tizdir ve müzikaldir ama 1936’daki Meclis’i açık konuşmasında hiçbir müzikalitesi olmayan kalın, tok ve kuru bir ses vardır.

        Rahmetlinin gerçek sesi Onuncu Yıl Nutku’nda işitilendir, zaten bugün bazı arşivlerde ve özel kolleksiyonlarda bulunan kayıtlar arasında ses farkı yoktur, hepsi Onuncu Yıl Nutku ile aynı tondadır.

        Dolayısı ile Atatürk’e ait ve “gerçek” olduğu olduğu iddia edilen bu tok ses sizi yanıltmasın, sakın ola ki inanmayın!

        BAKANLIK İLE ÜNİVERSİTENİN MARİFETİ...

        Atatürk’ün sesinin tiz ve ince olması bâzı kimseleri her nedense eskiden beri rahatsız ederdi... Onlara sorarsanız devlet adamının, özellikle de Atatürk gibi devlet kurucusunun sesi hem kalın, hem de tok olmalı idi. Bu saçma zihniyetin neticesinde bazı kayıtların üzerinde oynandı, sesler bilgisayar programları vasıtası ile kalınlaştırıldı, derken bu hayalî ton “İşte Atatürk’ün gerçek sesi!” diye ortaya sürüldü ama neyse ki Onuncu Yıl Nutku’na dokunulamadı ve o kayıt gerçek sesin mükemmel örneği olarak duruyor.

        Ses ile oynama garabetini 2010’da Kültür Bakanlığı’nın o zamanki Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Sinema TV Merkezi beraberce becerdiler. O sene Atatürk’e ait hiç yayınlanmamış görüntülerinin ortaya çıktığını duyuran Bakanlık ile Üniversite dünya sinema tarihinde eşi-benzeri olmayan tuhaf bir açıklama yapıp filmleri restore ettikleri sırada Atatürk’ün gerçek sesinin bilinenden daha kalın olduğunun belirlendiğini söylediler!

        İddiaya göre filmler hızlı devirle oynatıldıkları için ses incelmişti ve restorasyonlarda görüntüler temizlenirken ses de asıl hâline, yani kalın ve tok şekle getirilmişti!

        Meselenin teknik boyutuna girmeyecek ama şu kadarını söyleyeceğim: Kovan, tel 78 devirli içten dışa çalınan taş plâk yahut eski senelerde çekilen filmlerde görüntüden ayrı olarak yapılan ses bandları gibi kayıtlarda sesi arzu edilen kalınlığa veya inceliğe getirebilmek için devri fazla yükseltmek yahut düşürmek mümkün değildir. Bu işin düzgün şekilde yapılabilmesi ancak daha sonra makara bandların ortaya çıkması ile mümkün olmuştur ve bugün “Logic”, “Studio One”, “iZotope”, “WaveLab”, “Pro Tools”, “Cubase” ve daha birçok programlar ile sesler ile istendiği kadar oynanabilir.

        Seçim döneminde içerisinde Atatürk’ün görüntüsünün ve sesinin yeraldığı propaganda filmlerini hazırlatan siyasî partilerin, bu işte hiçbir kabahatleri yok... İhtiyaç duydukları malzemeyi arşivlerinde bulunduran kuruluşlar berbat edilmiş ses kayıtlarını “orijinal” diye servis ediyor ve artık birçok yayında, belgeselde ve filmde üzerinde oynanıp bozulmuş bu kayıtlar kullanılıyor.

        YAPAY ZEKÂ EMRİNİZE ÂMÂDE!

        Bazı çevreler, Atatürk’ün sesinin kalın olmaması gibi boyunun pek uzun sayılmamasından da senelerden buyana yakınırlardı ve hâlâ yakınıyorlar...

        Londra’daki meşhur Madam Tussauds Müzesi’nde bulunan ve Türkiye’den gönderilen bilgilere göre yapılan balmumundan Atatürk heykelinin boyunun 1.68 olması çok zaman tartışılmış; İstanbul’da bundan birkaç sene önce sergilenen ve Londra’daki ile aynı boyda olan bir başka heykelin kısalığından da şikâyetler gelmesi üzerine, Rusya’ya 1.85’lik yeni bir heykel sipariş edilmişti...

        Bir devlet adamını sesi yahut boyu ile değerlendirmeye kalkıp sesinin kalın, boyunun da uzun olması gerektiğini söyleyenler Atatürk’ün ses kayıtları ile oynayarak sesini kalınlaştırdılar; yani ilk derdin devâsını buldular! Şimdi, işgüzarlığın zirvesine çıkabilmeleri için yapmaları gereken tek bir iş kaldı: Yapay zekâ cinsinden yeni teknolojileri filmlere tatbik ederek rahmetlinin boyunu da uzatmak!!