Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nihal Bengisu Karaca Elon Musk: Amerikan tanrılarının huzurunu kaçıran titan
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Elon Musk’ın ABD’de bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret ettiği New York Türkevi’nde çıktığında bir koluyla kavradığı çocuğu kadar dikkat çeken bir şey daha vardı. Koltuğunun altına sıkıştırmış olduğu “A Fairer World is Possible” isimli kitap. Elon Musk Erdoğan’ın dünya, gelecek ve adalet tasavvurunu ele alan “Daha Adil bir Dünya Mümkün” kitabı. Kitabın kapağını kaldırıp okumaya vakit bulabilir mi emin değiliz. Zira az sonra anlatacaklarımla siz de göreceksiniz ki ABD’de liberal değerler, savaş karşıtlığı ve ifade hürriyeti maalesef irtifa kaybediyor ve Elon Musk tüm bunlar yere düşerken orada olan adam pozisyonunda. Hemen herkesin radarında.

        Musk’ın yaptıkları Trump ve Biden cenahında seyreden gelişmelerin ya merkezinde ya çok yakınında duruyor.

        Aslına bakarsanız ‘daha adil bir dünyanın mümkün olup olmadığına’ karar verenlerin yanıbaşında, hem onlarla hem değil ve sırtına çarpı işareti olan büyük bir tahta parçası var.

        HER LİSTENİN BAŞINDA

        Elon Musk dendiğinde akla internet ve uzay geliyor. Daha sonra Tesla, Space X, Starlink, Starshield, Open AI ve Twitter olarak alıp ‘X’e çevirdiği ünlü sosyal medya platformu… Ben en ilham verici girişimin Neuralink olduğunu düşünenlerdenim. Neuralink insan beynini bilgisayar sistemlerine ve yapay zekaya bağlayacak olan dijital arayüzler geliştiriyor ve bu arayüzler felçli hastalara hareket kabiliyeti kazandırmak için kullanılan beyin çiplerinin daha gelişmiş versiyonlarını tasarlıyor.

        Musk mühendis, endüstriyel tasarımcı ve teknoloji girişimcisi, Forbes’un yaptığı en güçlüler, en yenilikçiler listelerinin üst sıralarında, 2012 yılında Bloomberg’in yaşayan en zenginler listesinde Jeff Bezos’u geçerek birinci sıraya oturdu. 2022’de tahtı sallansa da 2023’de yeniden birinci oldu.

        BATMAN İLE DR. STRANGE ARASI BİR YER…

        Sahip olduklarından ziyade rekabetçi ve yenilikçi çıkışlarıyla, polemikçi karakteri ile, hemen her konuda insanları kızdırma pahasına sergilemekten geri durmadığı fikirleri ile, 44 milyar dolar verip satın aldığı Twitter’ı deneme tahtası yapıp insanları sarı tikliler, mavi tikliler ve hiçbir tiki olmayanlar olarak üçe bölmesiyle çok tartışıldı. Bilimi ticarileştirme ve bir taraftan da popülerleştirme başarısı, dışardan ‘challange’ bulamazsa dönüp kendisiyle yarışması, nörobilimden simülasyon teorisine pek çok tartışmalı konuda fikrinin olması, 11 evladı, eski Twitter yöneticisinin açıkladığı şekilde empati yoksunluğu ve deneyim iştahı adına kazanımlarını feda etmektan kaçınmaması, devletle hem içli dışlı hem kavgalı olması üzerinden Amerika’nın en ilginç adamları tarihine altın harflerle geçti bile. Popüler çizgi romanın; DC Comics ve Marvel’in vatanı Amerika’da, bir süper kahraman olsaydı yeri belli: Batman (Bruce Wayne) ile Dr. Strange arası bir yer.

        Elon Musk’ın çizgi roman merakı başını ADL ile (Anti-Defamation League-İftira ve Karalama ile Mücadele Birliği) belaya soktu. Buna sonra geliriz. Şimdilik satın aldığı Twitter’i, bu platformu kötüleme ve değerini düşürme pahasına yaptığı düzenlemelerle "Ben internetin ve uzayın süper kahramanıyım" iddiasının açılımı olarak göründüğünü hatırlatmakla yetinelim.

        Nasıl başlamıştık? Evet, epeydir cumhuriyetçiler ve demokratlar arasındaki rekabetin, handiyse önümüzdeki Amerikan seçimlerinin bir iç savaşa gebe olup olmadığı sorularının tam ortasında Elon Musk. Gün geçmiyor ki bipolar bir faşist mi, geleceği inşa ederken bunu olabilecek en az hasarla yapma peşine düşen bir barış mihmandarı mı olduğu yönünde kafalar karışmasın.

        Şöyle ki, ABD’de sular umulduğundan daha fazla ısınabilir. Dick Cheney “Trump 200 küsur yıllık cumhuriyetimiz için gelmiş geçmiş en büyük sivil tehdit” nitelemesini kullanmakta hiç tereddüt etmiyor. Anayasanın ek 14. Maddesi işletilerek Trump’ın darbeci ve isyancı suçlamasıyla seçimden ıskat edilmesi ciddi şekilde konuşuluyor. Trump’ın yargılanması devam ediyor ama Trump’ı önümüzdeki ABD seçimlerinde en güçlü aday olarak telaffuz edenler de az değil.

        Diğer taraftan Cumhuriyetçiler Biden için görevi kötüye kullanma ve yolsuzluk gibi iddialarla azil sürecinin işletilmesi için çağrıda bulundular.

        Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arası rekabet kızışırken Elon Musk ABD’nin uluslararsı meselelerinde aldığı rol ile uyuşmayan ataklar yaparak Amerikan siyasetinin iki belirgin hattını da zaman zaman karşısına alıyor. Belki de bu ayrımın artık çok da anlamlı olmadığını ortaya koymuş oluyor.

        ‘PEARL HARBOUR’ BENZETMESİ VE NÜKLEER SAVAŞ ENDİŞESİ!

        Elon Musk Ukraynalılara Starlink’in internet hizmetini gönüllü olarak teklif ettiği için eleştirilmişti. Ukraynalılara sağlanan ücretsiz internet bağışının bedeli 100 milyon dolardı. Ancak Ukrayna bir gece yarısı Starlink hizmetinin kapsama alanının Kırım’ı da kapsayacak şekillde genişletilmesini istediğinde, ABD yönetiminin de talebi bu yönde olmasına rağmen Musk bunu reddetti. Geçen hafta yayınlanan biyografisinde gerekçe olarak "Bunun bir tür Pearl Harbor benzeri saldırı olduğunu anladık... Bu yüzden bizden gerçekten büyük bir savaş eyleminde proaktif olarak yer almamızı istediler” ifadesini kullandığı görüldü ve ortalık karıştı.

        Walter Isaacson'ın 12 Eylül’de piyasaya çıkan kitabında, bu olayın ayrınıtılı bir biçimde yer alması Pentagon'u ve hükümeti iyice gerdi.

        Kitapta Elon Musk'ın Ukrayna'nın saldırısını engellemek için geçen eylül ayında Kırım kıyısı yakınındaki Starlink uydu hizmetinin devre dışı bırakılması emrini verdiği, çünkü Kırım'a yapılacak bir saldırının nükleer bir çatışmaya dönüşebileceğinden endişe ettiği söyleniyor.

        ABD Hava Kuvvetleri Genel Sekreteri Frank Kendall’ın mikrofonu eline alması gecikmedi. Kendall Elon Musk’ın, Ukrayna’nın Kırım’da Rus filosuna yönelik saldırısını engellediğine yönelik iddiaların ‘soru işaretleri yarattığını’ kaydetti. Musk’ın bu tutumunun ticari tedarikçilerin olası bir çatışmada hizmet vermeyi reddetme durumlarının ‘belirsizlik oluşturduğunu’, yapılan ve yapılacak ‘sözleşmelerin yeniden gözden geçirilmesine yol açtığını’ vurguladı.

        Musk’ı zerafetle tehdit etme yarışında ABD Hava Kuvvetleri’nin satın alma, teknoloji ve lojistikten sorumlu sekreter yardımcısı Andrew Hunter daha açık konuştu. İsmiyle müsemma Hunter, teknoloji, hizmet ve diğer gerekli platformların Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın misyonuna hizmet etmek ve gerektiğinde askeri operasyonları desteklemek için satın alındığını ifade etti. Özetle “Olmasaydık, olmazdın” diyordu.

        DAHİ TÜCCARIN AMERİKA GERÇEĞİ İLE TANIŞMA VAKTİ

        Starlink’i insanlar Netflix izlesin, rahatça internette takılsın diye yaptığını söyleyen Musk, kendisini bir savaşın içinde bulmuş, Pearl Harbour’a benzettiği bir saldırının içinde yer almayı reddettiği için geri çevirdiği talebin bilgisi biyografi kitabı ile herkese açık hale gelince de zor duruma düşmüştü. ABD yönetimi açıkça, dünya devi olabilirsin ama böyle anlarda itaat etmekten başka bir hakkın yok diyordu.

        Hasar kontrol biyografinin yazarı Walter Isacson’a düştü. Isacson, Washington Post gazetesine bir röportaj vererek Musk'ın Ukrayna’daki Starlink ekipmanının kullanımını Pentagon'a devrettiğini söyledi.

        Üstelik bir alana biri bedava modu açılmış gibiydi. Zira Musk’ın Starlink'in askeri versiyonu olan Starshield isimli bir projesi daha olduğunu hatırlatan Isaacson, ‘bu projenin de’ orduya devredildiğini ifade ediyordu. Böylece Elon Musk’ın kendi yarattığı büyük stratejik ürünlerin coğrafi sınırlamaları üzerine kontrolü kalmıyordu.

        Bir teknoloji yatırımcısının, dünyanın en zengin adamının her şeye evet derse nükleer savaşın tetiklenmesinden sorumlu olacağı korkusuna kapılması kıyısına geldiğimiz dünyanın nasıl bir yer olduğu hakkında fazlasıyla bilgi veriyor.

        Günün sonunda ABD devleti, dehanın da paranın da, popülaritenin de karizmanın da aşamayacağı bir sınır olduğunu bir şekilde Musk’a kabul ettirmiş oldu.

        Muhtemeldir ki, Kırım için istenen izni vermemesi Musk ve ABD yönetimi arasındaki başka gerginliklere de ayna tutuyor. Biden yönetimi, daha ağustos ayında Elon Musk’ın roket ve uydu şirketi SpaceX’i işe alım prosedürlerinde sığınmacılara ve mültecilere karşı ayrımcılık yapmakla suçlamış, Adalet Bakanlığı, işe alımı reddedilen kişilere ödeme için şirkete dava açmıştı.

        Hakeza 2022’nin Kasım ayında Joe Biden, Elon Musk'ın diğer ülkelerle iş birliğinin ve teknik ilişkilerinin incelenmeye değer olduğunu belirterek, kibarca "Sayın Musk acaba sizde biraz vatan hainliği olabilir mi?" demeye getirmişti. Görünen sebep Twitter’ın en büyük hissedarının Suudi Arabistan Kraliyet Holding Şirketi ve Suudi Prens Velid bin Talal'ın Özel Ofisi olması dikkati çekmişti. Görünmeyen neden ise aynı yılın Mart ayında Musk’ın, eski Twitter yönetiminin ABD Başkanı Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden'la ilgili haberleri sansürlediğine yönelik gizli yazışmaları olabilir.

        Elon Musk son derece tartışmalı bir karakter.

        Pragmatist bir girişimci olarak sistemden hem faydalanıyor hem de onu oldukça yaratıcı şekillerde ortada bırakıyor, hepsini de ‘göstere göstere’ yapıyor. Sanki ne olacağını görmek istermiş gibi. Sanki ABD’nin bir liberal demokrasi olmadığını bütün bunların bir ‘oyun’ olduğunu kanıtlamak istermiş gibi.

        'Simülasyon teorisine’ inanan ele avuca sığmaz biri için oldukça akla yakın bir ihtimal. Onu da başka bir gün anlatırım. Belli ki Elon Musk’ı ve bu 'simulasyon' içindeki yerini daha iyi anlamak için çok fazla sebep var.