Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Hegemonya (Uluslararası İlişkiler) Nedir?

        Uluslararası ilişkilerde hegemonya bir ya da birden fazla aktörün zorlayıcı yöntemler ve rıza ile uluslararası politikaları önemli ölçüde etkileyebilmesini ifade eder. Bu bakımdan liderlik ile de ilişkilidir. Diğer bir deyişle, hegemonya inşası liderlik için gerekli bir metottur. Modern zamanlarda, hem sert güce hem de yumuşak güce, hem caydırıcılığa ve baskıya hem de diğerlerinin rızasını alma kapasitelerine sahip olan otoriteler lider olmaktadır. Liderlik brüt gücün yanı sıra ikna ve çekimi de gerektirir ve bu bakımdan salt hükmetmeden ayrışır. Hegemonya, lider aktörün vizyonunun diğer uluslararası aktörler tarafından içselleştirilmesiyle ve ortak kimlik, değerler ve çıkarlar örüntüsünde ortaya çıkar ve gelişir. Yani etkileşimsel bir yanı vardır ve belirli bir sosyallik içerisinde gerçekleşir. Hegemonya ve liderlik, devletler ya da devlet dışı aktörlerin rekabet ettiği bir uluslararası sistemde politik ajandayı kendi çıkar, endişe ve söylemine göre manipüle etmeyi gerektirir. Hegemonik rejimler, devamlılıkları için kurumsal bir yapıya da ihtiyaç duyar. Yine de hegemonik liderin gücü sınırlıdır ve politik etkisi diğer aktörlerin tercihlerine, davranışlarına ve uluslararası bağlama göre şekillenir. 19. yüzyılda Büyük Britanya ve 20 ve 21. yüzyılda ABD. uluslararası ilişkilerde hegemonya kurulumuna ve liderliğe örnek teşkil eder. Bununla beraber, hegemonya ve liderlik AB gibi politik birlikler ya da bir grup devletin koalisyonu ile de gerçekleşebilir.

        Hegemonya kavramı sadece lider devletleri ya da birlikleri değil, belirli bir dönemde uluslararası ilişkileri domine eden ve meşru görülen fikir, değer, norm ve kurumları kapsamaktadır. Bu bağlamda, devletlerin yanı sıra uluslararası kuruluşlar, çok uluslu şirketler, politik gruplar ve sivil toplum kuruluşları da hegemonya inşasında önemli rol oynar. Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu, G8 ve BM gibi uluslararası kuruluşlar günümüzde hegemonik güce sahip aktörlere örnek olarak verilebilir.

        Hegemonya, imparatorluk ve sömürgecilikten ayrışır. İmparatorluk ve sömürgecilik bir devletin bir başka devleti brüt güç ile kontrol altına almasını ifade ederken hegemonya kurulumunda belirli bir düzeyde meşruiyet söz konusudur. Hegemonya güçler dengesi kuramından da ayrılır (bkz. Güçler Dengesi). Güçler dengesi bir aktörün hegemonya inşasının diğer aktörlerin ittifakları ile dengeleyeceğini varsayar. Bu bakımdan, uluslararası güç ilişkilerinin hiyerarşik ve eşitsiz dağılımının altını çizen hegemonyadan farklılaşır. Diğer taraftan, hegemonyanın güçler dengesinin kurulamadığı ya da hegemonyayı etkileyecek düzeyde güçlenemediği dönemlerde inşa edildiği de söylenebilir.

        Hegemonya ve liderliğin uluslararası sistemin istikrarını sağladığı, hegemonik istikrar teorisi gibi kuramlarda belirtilmektedir. Hegemonya kavramı, devlet-toplum ilişkisinin farklı formlarını analiz etmeyi sağlayarak devletler arası sistemler arasındaki farklılıkları görmeye de katkı sağlamaktadır. Ayrıca, uluslararası ilişkiler literatüründeki neo-Gramşiyan yaklaşımlar, hegemonyanın uluslararası sistemlerin dönüşümünü anlamayı sağladığını savunur. Nitekim hegemonya karşı-hegemonyayı üretir ve anti-hegemonik güçler meşruiyet krizlerinin ortaya çıktığı dönemlerde dominant kurum, fikir ve politikaları dönüştürebilir. Araştırmacılar, hegemonik devletlerin sahip oldukları kaynaklar sebebiyle bu kaynaklara sahip olmayan devletlere göre uluslararası politikada daha etkili olacağını ve diğer devletlerin politikalarını etkileyebileceğini savunmaktadır. Hegemonya ve liderlik çalışmalarına eleştirel yaklaşımlar ise kaynakların dönüştürülebilir olup olmadığının ve istenilen etkiyi yaratıp yaratmadığının ölçülebilmesi için hegemonyanın operasyonel tanımının yapılması gerektiğini, diğer türlü kavramın ampirik geçerliliği olmayacağını öne sürmektedir. Hegemonya ve liderlik çalışmalarının ele aldığı sorular şu şekilde sıralanabilir: a) Yüksek ve etkin bir askeri güç başka bir ülkenin ekonomi politikalarını, demokrasisini ya da insan hakları sistemini etkileyebilir mi? b) Ekonomi ve çevre gibi belirli bir politika alanında etki sahibi olan liderler başka bir alanda da aynı etkiye sahip midir? c) Bir ülkenin politikalarını dönüştürmek için kullanılan hegemonik güç başka bir ülkede de aynı etkiyi gösterir mi? ç) Bir ülke, kurum, fikir ya da aktörün hegemonik sayılması için ne kadar kaynak ve etkiye sahip olması gerekmektedir? 

        YAZAR

        E. Fuat Keyman