Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Yargıtay Nedir?

        Adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme mercii olup, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile bu Kanun ve diğer kanunların hükümlerine göre görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir. Osmanlı Padişahı Sultan Abdulaziz tarafından 6 Mart 1868'de kurulan Divan-ı Ahkam-ı Adliye, Yargıtay'ın temelini oluşturur. Divan-ı Ahkam-ı Adliye Nizamname-i Esasisinde, Divan-ı Ahkam-ı Adliye'nin kuruluş amacı, kuvvetler ayrılığı ilkesine uygun şekilde "…adalet işlerinin, yürütmeden ayrılarak yargılamanın güvenliğe ve bağımsızlığa kavuşturulması…" olarak belirtilmiştir. Divan-ı Ahkam-ı Adliye başkanlığına atanan Halep Valisi Ahmet Cevdet Paşa, Yargıtay'ın ilk Başkanı olarak kabul edilir.

        Divan-ı Ahkam-ı Adliye, çıkarılan bir ana tüzük ile ceza ve hukuk dairelerine ayrılmış, önemli davaların ise genel kurulda görüşülmesi hükme bağlanmıştı. Divan-ı Ahkam-ı Adliye'nin üyeleri, kendileri istifa etmedikçe veya başka bir göreve terfi ettirilmedikçe ya da bir suç nedeniyle mahkûm olmadıkça azledilemezlerdi. Bu şekilde, üyelere hakimlik teminatı tanınmıştır.

        1870 tarihli Divan-ı Ahkam-ı Adliye'nin Dahili Nizamnamesi'nin giriş kısmında; "nizamiye mahkemelerinin dört dereceye taksim olunduğu, bunlardan birincisinin kazalarda bulunan deavi meclisleri, ikincisinin livalarda (sancaklarda) bulunan temyiz-i hukuk meclisleri, üçüncüsünün vilayet merkezlerinde bulunan temyiz divanları, dördüncüsünün de Dersaadet'de (İstanbul'da) bulunan ve nizamiye mahkemelerinin en üstünde olan Divan-ı Ahkam-ı Adliye olduğu" belirtilmiştir. Divan-ı Ahkam-ı Adliye, Nizamiye Mahkemelerinin kararlarının temyiz denetiminin yapılmasının yanı sıra hakimlerin reddi, yetki uyuşmazlıkları, güvenlik nedeniyle davanın başka bir yere nakledilmesi, hakimlik mesleğine uygun olmayan davranışlarda bulunan hakimlere yaptırım uygulanması gibi görevleri de yerine getirirdi.

        18 Haziran 1879 tarihli Nizamiye Mahkemelerinin Kuruluşu Kanunu ile "Mahkeme-i Temyiz" adını alan Yüksek Mahkeme, 1922 yılına kadar çalışmalarına İstanbul'da devam etmiştir. Ancak Anadolu'da Milli Mücadelenin başlaması ve Milli Hükûmet'in kurulması üzerine 8 Haziran 1920'de Sivas'ta bir Temyiz Heyeti kurulmuştu. Bu şekilde, Türkiye'nin işgal altında olduğu yıllarda aynı anda iki Temyiz Mahkemesi görev yapmıştır. Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması üzerine, Sivas'taki Temyiz Mahkemesi'nin yargı yetkisi istisnasız şekilde tüm yurt düzeyinde kabul edildi. Cumhuriyet'in ilanı ile Eskişehir'e nakledilen Temyiz Mahkemesi, 1935 yılında Ankara'ya taşınmıştır. 10.01.1945 gün ve 4695 sayılı Anayasa değişikliği sırasında "Temyiz Mahkemesi"nin adı "Yargıtay" olarak değiştirilmiştir.

        Yargıtay'ın kuruluşu, çalışma usulleri ve görevleri, Anayasanın 154'üncü maddesine uygun şekilde, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre 2797 sayılı Yargıtay Kanununda düzenlenmiştir. Yargıtay; hukuk ve ceza daireleri, genel kurullar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve idari birimlerden oluşur. Hukuk ve ceza daireleri, Yargıtay'ın temel görevi olan temyiz incelemesinin yapıldığı ana birimlerdir. Hukuk Genel Kurulu ve Ceza Genel Kurulu ise kanunla belirlenen diğer görevlerinin yanı sıra kural olarak dairelerin bozma kararlarına karşı verilen direnme kararlarını incelerler. Yargıtay'ın yönetim işleri ise Yargıtay Başkanı'nın talimatları ile idari kurulların kararlarına uygun şekilde Yargıtay Genel Sekreterliğine bağlı idari birimler tarafından yerine getirilir. 

        Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; temyiz edilerek Yargıtay'a gelen ceza dosyaları için tebliğname düzenlemenin yanı sıra Anayasa Mahkemesinde Cumhuriyet savcılığı görevini ifa etmek, siyasi partilere ilişkin denetim ve soruşturma yapmak, daire kararlarına karşı Ceza Genel Kurulu'na itirazda bulunmak, üst düzey kamu görevlileri hakkındaki soruşturmaları yürütmek gibi önemli görevleri de ifa eder.

        Bölge adliye mahkemelerinin kurulması ile birikmiş dosya sayısını hızla azaltan Yargıtay'ın, kanunda öngörülen planlamaya uygun şekilde 2022 yılında toplam 24 daireli olması; üye sayısının da boşalan her iki üyelik için bir üye seçilmesi suretiyle 200'e indirilmesi öngörülmüştür. Bu reformlarla Yargıtay, karşılaştırmalı hukuktaki örneklerine uygun olarak içtihat mahkemesi olma sıfatını pekiştirmiştir.

        Anayasa'nın "Yargı" başlıklı Üçüncü Bölümünde düzenlenen Yargıtay, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre birçok yönden anayasal güvenceye sahiptir. Anayasa'ya göre "Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar". Yargıtay, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı tarihten önce ilk derece mahkemesi kararları hakkında hem "vakıa" hem de "hukuki denetim" yapmakta iken, bu tarihten sonra sadece hukuka uygunluk yönünden temyiz incelemesi yapmaktadır.

        Yargıtay Başkanlığı, Yargıtay başkanvekilliği, daire başkanlığı gibi önemli yönetim ve temsil makamlarına seçilebilmek için Yargıtay Büyük Genel Kurulunun yarısından fazlasının oyunu almak gerekir. Bunun yanında, Başkanlar Kurulu, Birinci Başkanlık Kurulu, Yönetim Kurulu ve Yargı Etiği Danışma Kurulu gibi üyeleri seçimle belirlenen yönetim ve danışma işlevi gören kurullar, karar alma süreçlerine Yargıtay mensuplarının etkin katılımını sağlar. Bu nedenle, kurum içi demokrasi, şeffaflık ve katılımcı yönetim anlayışı, Yargıtay Kültürü'nü karakterize eden temel öğeler arasında yer alır.

        Anayasadaki görev tanımına uygun şekilde Yargıtay'ın hukuki denetim yapmak ve hukukun tüm ülkede eşit şekilde uygulanmasını sağlamak üzere iki temel işlevi vardır. Bu nedenle Yargıtay, Anayasa'nın 10'uncu maddesinde düzenlenen "kanun önünde eşitlik" ilkesinin devlet ve toplum hayatında somut ve görünür olmasını sağlamaya yönelik bir işlev de görür. Bir hukuk kuralının benzer olaylarda değişik biçimlerde yorumlanması eşitlik ilkesini bozar ve bireylerin hukuk sistemine olan güvenini zedeler. Yargıtay'ın en önemli görevi ve topluma karşı en büyük sorumluluğu, hukuki güvenliği, kanun önünde eşitliği ve hukuki öngörülebilirliği sağlamak amacıyla içtihat birliğini gerçekleştirmektir.

        Hukuk sistemindeki gelişmeler zaman içinde yüksek mahkemelerin ilave roller üstlenmesini gerektirmiştir. Bu roller arasında, toplumun adalete ilişkin beklentilerinin karşılanmasında "açıklık ve duyarlılık" gösterilmesi, en ileri adalet standartlarının uygulanması, bu amaçla adalet politikalarına katkı sağlayarak gerektiğinde kılavuzluk yapılması sayılabilir. 

        Yukarıda açıklanan anlayışla ve küresel bir vizyonla Yargıtay, "Yargıda Şeffaflığa İlişkin İstanbul Bildirgesi"nin geliştirilmesi sürecinde dünyada liderlik yapmış, 23 Temmuz 2019 tarihinde BM Ekonomik Sosyal Konsey'de bu insan hakları metninin kabul edilmesini sağlamıştır. Şeffaflık bakımından önemli yeniliklere öncülük eden Yargıtay, istisnasız olarak tüm kararlarını halkın erişimine açmıştır. 2017 yılının son çeyreğinde Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi'nin en yüksek standartlarını temsil eden yargı etiği sistemi Yargıtay'da kurulmuştur. Yönetim ve disiplin kurullarından bağımsız Yargı Etiği Danışma Kurulu faaliyete geçmiş, Yargıtay'ın girişimiyle yargı etiği dersleri hukuk fakültelerinde ders olarak okutulmaya başlanmış ve Yargıtay Etik İlkeleri yargı etiği dersi müfredatına girmiştir. 

        Demokrasinin, insan haklarının, hukuk devletinin, güçlü bir ekonomik yapının, kalkınmanın, refahın, huzurun, güvenliğin ve barışın teminatı, iyi işleyen bir hukuk sistemine sahip olmaktır. Adalet, özgürlük, hukuki güvenlik ve toplumsal barış, ancak bu temel düşünce üzerine yapılandırılan nitelikli ve bağımsız bir hukuk sistemi ile sağlanabilir. 

        Meşhur bir Yargıtay kararında belirtildiği üzere Yargıtay, "tabiata, gerçeğe, olanağa sırt çevirmeden ve katı kalıplar içinde sıkışıp kalmadan", "insan kokusu taşıyan" kararlarla yüce Türk Milleti'ne hizmet etmenin azim ve kararlılığındadır.

        YAZAR

        Mehmet AKARCA