Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu hafta iki önemli veri açıklandı: “Haziran ayı dış ticaret verileri” ve “II. çeyrek turizm istatistikleri”. İki veride de önemli gelişmeler var. Bu rakamları dikkatli gözle değerlendirirsek önümüzdeki dönem için iyi bir gösterge olacağını düşünüyorum.

        Önce dış ticaret verilerinden başlayalım...

        Yılın ilk yarısı sonunda toplam 77.450 milyar dolar ihracat yapmışız. Geçen seneye göre yüzde 8’lik artış var. En fazla ihracat yaptığımız ilk 4 ülke Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD ve İngiltere. İhracatımızın yüzde 47’si AB pazarına, yüzde 22’si de Ortadoğu pazarına. Bir başka gösterge olarak ihracatımızın yüzde 33’ü düşük teknolojili ürünler, yüzde 29’u orta-düşük teknolojili ürünler. Buna karşılık yüzde 34’ü orta-ileri teknoloji ve sadece yüzde 4’ü yüksek teknolojili ürünlerden oluşuyor.

        İthalatımız ise ilk 6 ayda 108.3 milyar dolar olmuş. Bu da kabaca yüzde 8.7’lik artış demek. En fazla ithalat yaptığımız ülkeler sırasıyla Çin, Rusya, Almanya ve ABD olarak sıralanıyor. Coğrafi olarak baktığımızda ise ithalatımızın yüzde 36’sını AB’den, yüzde 9’unu Ortadoğu’dan yapıyoruz. İthal etiğimiz ürünlerin yüzde 14.7’si ileri teknoloji, yüzde 42’si de orta-yüksek teknolojili ürünler.

        Toparlayalım...

        Yılın ilk yarısındaki gelişmeler 2017 sonunda toplam 59-60 milyar dolar civarında dış ticaret açığı vereceğimizi söylüyor. Bu rakamın kabaca 31-32 milyar doları enerji ithalatının sonucunda ortaya çıkıyor. Geçen yıl bu rakam 27 milyar dolar civarındaydı. Altın ve enerji hariç baktığımızda 12 aylık dış ticaret açığı 26-27 milyar dolar seviyesinde kalıyor. Bu rakam 2010 yılından beri gördüğümüz en düşük açık.

        Enerji ve altın hariç dış ticaret açığının düşmesi ilk etapta sizi sevindirebilir. Ama ithalat kaleminde düşüşler nereden geliyor diye baktığımızda, sermaye malı ithalinde yüzde 35’lik daralma görüyoruz. Ayrıca tüketim malı ithalatında da yüzde 3’e yakın bir daralma var. Artan tek ithalat kalemi, altın ve enerji ithaline bağlı olan “ara mal” ithalatı. Bu ne anlama geliyor? Yatırımlar, üretim ve iç talep açısından iyimser bir beklentinin olmadığı anlamına... Türkiye’de uzun süredir özel sektör yatırımları ve stoklar konusunda olumlu bir gelişme olamadığı göz önüne alındığında maalesef yılın ilk yarısı sonrası resmin pek de değişmediğini görmekteyiz.

        Turizmde gelirler artıyor ancak geçmişi yakalamak zaman alacak.

        2017 II. çeyrekte Türkiye 8.9 milyon turist gelmiş ve 5.4 milyar dolarlık turizm geliri yaratmış. Bu, geçen seneye göre turist sayısı açısından yüzde 18, gelirler açısından ise yüzde 8.5’lik artış demek. Bu anlamda olumlu bir gelişme var.

        Madalyonun diğer yüzü ise pek parlak değil. Turistlerin kişi başı ortalama harcamaları 2015 II. çeyrekte 910 dolarken, 2016 II. çeyrekte 796 dolara, 2017 II. çeyrekte ise 610 dolara gerilemiş. Aslında durum bundan daha vahim. TÜİK’in verilerine göre bu sene II. çeyrekte Türkiye’ye gelmiş bir turistin hesaplanan kişi başı ortalama 610 dolarlık harcaması son 15 yılın en düşük istatistiği. Bu ne demek? Geçen seneki vahim olaylardan sonra yeniden turist sayısında bir artış var. Ancak gelen turist son derece ucuzcu turist. 2013-2014’te ortalama 850-900 dolar para harcayan turist profili yerine 610 dolar harcayan bir profil oluşmuş vaziyete.

        Bu iki veri bize şunu söylüyor “Yaraları sarıyoruz. En kötüsü geride kaldı. Ancak ciddi bir problemimiz var. ‘Teknoloji’ eksik ihracat ve düşük para harcayan turist profiliyle çok uzun yol alamayız.” Ülkenin bir an önce hikâyesini yeniden yazıp, stratejisini ortaya koyarak bu çıkmazdan kurtulması lazım.

        Diğer Yazılar