Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Piyasaların ortalama 75-100 baz puan arası faiz artışı beklediği bir ortamda TCMB faiz artışı yapmadı ve politika faizini yüzde 17.75’de tuttu. Bu kararın ardından piyasalar karıştı , Türk Lirası ABD Doları’na karşı yüzde 3’ün üzerinde değer kaybetti ve 4.90 seviyesine çıktı. Karar öncesinde yüzde 16.80’lere kadar gerilemiş olan 10 yıllık Türk tahvillerinin faizi 150 baz puan birden yükseldi ve yüzde 18.30’a çıktı. 5 yıllık Türkiye risk primi (CDS) oranları 20 baz puan yükseldi ve 320 seviyesini gördü.

        TCMB'NİN GEREKÇESİ NE?

        TCMB diyor ki;Türkiye ekonomisinde büyüme yavaşlıyor, iç talebe dair soğuma oldukça belirgin. Bu sebeple fiyatların üzerinde ikinci yarıda ekstra talep baskısı oluşmayacak. Ayrıca mali politikaların uzun süre sonra enflasyonla mücadelede aynı safta yer alacağı ilan edilmiş durumda. Bunun üzerine de uzun süredir uygulanan sıkı para politikasının etkileri artık kendini fiyatlar üzerinde göstermeye başlamış durumda. Dolayısı ile TCMB olarak ben, mevcut faiz politikası koruyarak beklemeyi tercih ediyorum.

        Daha kısa ifade etmek gerekirse ; TCMB "Ben artık sahada yalnız değilim, mali politikalar da bana destek olacak bu sebeple daha fazla faiz artırmama gerek yok" diyor.

        PİYASA KARARI NEDEN SEVMEDİ?

        Aslında faiz artırımın ne kadar olacağı piyasa için çok da önemli değildi. Ancak geçen ay benzer şartlarla 125 baz puan faiz artıran TCMB’nin üstelik enflasyon beklenenin üzerinde artmışken bir kez daha benzer bir artırım yapması piyasa için baz senaryoydu. İlk şok burada oldu.

        İkinci şok ise TCMB’nin faiz kararı metninde “Ekonomik aktivite ikinci yarıda yavaşlıyor” açıklamasında yaşandı. Aslında burada yanlış bir durum yok, piyasa da ikinCi yarıda ekonominin sert yavaşlayacağını tahmin ediyor. Ancak enflasyonun önümüzdeki ay yüzde 16’nın üzerine çıkacağı bir noktada üstelik pimi çekilmiş bomba gibi duran maliyet enflasyonun da yüzde 23’lerde olduğu bir ortamda TCMB’nin “büyüme kaygılı” mesaj vermesi piyasa için iyi olmadı.

        TCMB, seçimlerden sonra oluşan yeni ekonomi yönetiminin ortaya koyduğu iddialı mali politika hedeflerine piyasanın ilk etapta açtığında daha büyük bir kredi açmışa benziyor. Bu kredin karşılığı şimdilik piyasada yok.

        NE OLACAK?

        Artık yük TCMB’nin üzerinden mali politikalara geçti. Bir başka ifadeyle olması gerektiği gibi başrolde artık TCMB değil siyaset yani mali politikalar aracılığı ile ekonomi yönetimi var. Fiyatlamanın nasıl gideceğini de artık TCMB değil siyaset belirleyecek, olması gerektiği gibi.

        Vebaliyle, sevabıyla..

        Diğer Yazılar