Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dünyanın önemli fonlarından biri olan Fidelity şöyle bir açıklama yapmış “Bugünkü küresel şartlar, gelişmekte olan ülkelere yatırım yapmak için, geçen yılın son çeyreğine göre daha avantajlı olmakla beraber bu rahatlık uzun sürmeyecek.”

        Fidelity’e göre yakın zamanda büyük merkez bankalarının açıklanan zayıf verilerden endişe ederek, normalleşme çabalarından vazgeçmeleri Emerging Market yani gelişen piyasaların en büyük avantajı. Fed’in 2019’da 2-3 faiz artırımı beklentisinden “0” artışa dönmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın bu sene tahvil alımını sıfırlaması beklenirken yeni bir parasal genişleme paketi açıklaması belli ki Fidelity gibi kurumların gelişen piyasalara olan iştahını artırmış.

        Ancak Fidelty’nin “Bu rahatlık uzun sürmeyecek” diye bitirdiği notundaki çekinceleri başta Türkiye olmak üzere bir çok gelişen ülkenin canını sıkabilecek konular.

        ABD büyümesinde sorun yoksa Fed niye geri adım atsın?

        Cuma günü ABD 2019 1. Çeyrek büyüme verisi açıklanacak. Hatırlanacağı üzere, bahsi geçen çeyrekte ABD hükümeti 1 aydan fazla kapalı kaldı ve bunun zaten göreceli zayıf beklenen ilk çeyrek verisini daha da aşağıya çekmesi bekleniyordu. Ancak kısa süre önce açıklanan, Mart ayı perakende satışlar verisi çok güçlü geldi. Bunun üzerine 1 ay öncesine kadar yüzde 1.5’larda dolaşan I. Çeyrek büyüme verisi beklentisi analistler tarafından yüzde 2’lere çekildi. Hatırlatırım, 2019 ilk çeyrek verisi tahminen ABD’nin bu yılki en zayıf büyüme rakamı olacak. Eğer yıla yüzde 2’ler ile başlarsa ABD ekonomisin sene ortalamasını yüzde 2.5’ların üzerinde bitirmesi zor olmayacaktır.

        Bu durumda Fed ne yapacak? Küresel ekonomide sıkıntılar var, büyümeye sekte vurabilir diye endişe edip, Aralık 2018’deki duruşundan 180 derece dönüş yapan Fed, faiz artırımı konusunda aynı duruşunu korur mu?

        Fidelity de buna işaret etmiş. ABD hisse endeksleri yıl başından beri yüzde 16-17 yukarıda üstüne de kuvvetli büyüme verisi gelirse Fed yeniden faiz artışları için göz kırpabilir. Bu durumda gelişen ülkeler için hayat yeniden zorlaşacaktır.

        Gelişen ülkelerin büyüme kaygıları yatırımcıya rahatsız ediyor

        Küresel likidite şartlarının uygunluğu yatırımcının yönünü yeniden riskli varlıklara, gelişen ülkelere çevirdi. Ancak bir sorun var. Gelişmekte olan ülkelerde büyüme oranları hiç eskisi gibi değil. Başta Türkiye, Arjantin, G. Afrika gibi ülkeler olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin büyük çoğunluğunda büyüme oranları ya sıfır ya da sıfıra yakın rakamlar. Dolayısıyla Fidelity diyor ki; yatırımcıdan“ Ben niye bu riski alıyorum ki?” sorusunun gelmesi uzun sürmeyecektir.

        Petrol fiyatların yükseliş iyi haber mi?

        Gelişmekte olan ülkelerin büyük kısmı için petrol ve emtia fiyatlarındaki artış, bütçeye gelir açısından pozitif bir gelişme. Büyüme konusunda sıkıntılı olan bu ülkeler için artan emtia gelirleri ciddi bir kaynak oluşturur. Ancak Hindistan, Türkiye gibi ülkeler için durum tam tersi olacaktır. Fidelity de bu ayrıma işaret etmiş ve “Yaz aylarından itibaren gelişen ülkeler arasında ayrışma iyiden kendini belli eder“ demiş

        Fidelity böyle yorum yapar, bir başka fon farklı yorum. Tek bir yorum üzerinden genellemek doğru olmaz.

        Ancak bir gerçek var ki, Türkiye birkaç açıdan küresel şartlarda oluşabilecek muhtemel oluşabilecek türbülansa yakalanma potansiyeli taşıyor.

        Tasarruf açımız var yurt dışı borçlanma ihtiyacımız yüksek, emtia ithalatçısıyız ve büyüme oranımız gelişen ülkeler arasında Arjantin’den sonra en düşük.

        Bunlar bugünden yarına değiştiremeyiz. Maalesef kırılganlığımız yüksek.

        Ancak kısa vadede mevcut kırılganlıklarımızı azaltabilecek bir şey yapabiliriz “Siyasette tansiyonu düşürüp, toplumdaki kutuplaşmayı azaltacak yönde politikalar üretebiliriz.” İnsanların yeniden işine gücüne dönmesi hem ekonomiyi hem de siyaseti rahatlatacaktır.

        Demokrasiyi ve hukuk işletmiş bir Türkiye, toplumdaki gerginliği de azaltma yönünde pozitif adımlar atabilirse, emin olun en büyük reformlardan birini gerçekleştirmiş olur.

        Diğer Yazılar