Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen yazımda Kıbrıs Adası, Mısır ve İsrail üçgeni arasında son 10 yılda keşfedilen doğal gaz sahalarından bahsetmiştim.

        2009 yılında İsrail açıklarında keşfedilen 223 milyar m3’lük “Tamar” ve 2010’da yine 620 milyar m3’lük rezerv ile yakın mesafede keşfedilen “ Leviathan” doğal gaz sahaları ile başlayanfurya, 2011’de Kıbrıs Adası’nın güneyinde 129 milyar m3’lük rezerv ile bulunan “Afrodit”, 2015 ‘de Mısır açıklarında keşfedilen 850 milyar m3 lük rezerviyle “Zohr”, 2018’de yine Kıbrıs adasının güney batısında 220 m3 rezerv ile bulunan “Calypso” ile devam etti.

        Güney Doğu Akdenizçanağında en son bulunan ve şu ana kadar keşfedilmiş en büyük doğal gaz sahası ise geçen yılın ikinci yarısında Mısır açıklarında (Kıbrıs Adası’na doğru) 2.5 trilyon m3 tahmini rezervi ile “NOOR” oldu.

        Amerikan Jeolojik Araştırma Merkezi'nin çalışmalarına göre bölgede büyük oranda deniz yatağında olan çıkarılabilir doğal gaz rezervinin büyüklüğü 3.4 trilyon m3.

        Şimdi biraz daha hatırlatma yapalım...

        2018 Kasım ayında İsrail gazının Avrupa’ya iletilmesi için ilk imza atıldı.

        Yunanistan, İtalya ve G.Kıbrıs enerji bakanları, İsrail Enerji Bakanı ile bir araya gelerek Leviathan doğal gaz sahasından çıkartılan gazın Avrupa’ya iletimi için 7 milyar dolarlık bir boru hattı projesine imza attılar.

        Bu projede 2200 km'lik deniz altından giden bir boru hattı döşenecek. G.Kıbrıs’ın 170 km güneyinden geçecek bu hat, Girit adası üzerinden Yunanistan’a geçecek oradan da Adriyatik üzerinden İtalya’nın Otranto şehrine ulaşacak. Projenin maliyetin 7 ile 10 milyar dolar arasında olması bekleniyor. (Rusya’nın Karadeniz üzerinden Türkiye’ye ulaştırdığı Türk Akımı boru hattının maliyetinin kabaca 2.5 katı kadar)

        Bu boru hattında ilk etapta yıllık 20 milyar m3’lük bir gaz taşıma kapasitesi olması planlanıyor. 2030 yılına kadar ise 100 m3’e çıkması hedefleniyor.

        Doğu Akdeniz Gaz Forumu

        2019 yılın başında İsrail, Mısır, G.Kıbrıs Rum Cumhuriyeti, Yunanistan, İtalya, Ürdün ve Filistin enerji bakanları Kahire’de bir araya geldi ve Doğu Akdeniz Doğal Gaz Forumu (Eastern Mediterranean Gas Forum /EMGF) kuruldu.

        Bu foruma dahil olmayan ya da davet edilmeyen bölge ülkeleri ise Suriye, Lübnan ve Türkiye oldu.

        EMGF'nin açıklanan resmi amacı “Doğu Akdeniz çanağını enerji üssü olarak dizayn etmek ve bölgenin kaynaklarını kullanımında işbirliği yapmak”.

        EMGF hem ABD’nin hem de AB’nin desteğini almış durumda. Nitekim Amerikan Exxon Mobil, İtalyan ENİ, Fransız Total gibi şirkeler EMGF ülkelerinden aldıkları izin ile bölgede sondaj çalışmalarına başlamış durumdalar.

        Görüldüğü üzere Doğu Akdeniz çanağındaki doğal gaz konusunda Türkiye'nin dışında tutulmaya çalışıldığı büyük ve organize bir süreç var.

        Türkiye bir yandan sahaya 2 sondaj gemisini göndererek sürecin içinde olduğunu dünya kamuoyuna ilan etti. Hatta Türk savaş gemilerinin bölgede sürekli devriye geziyor olması sondaj faaliyetinde bulunan bir çok şirketi tedirgin ediyor.

        Ancak bununla yetinmemek gerekir.

        Türkiye’nin elindeki kartları masaya açarak Avrupa’ya “Ankara’nın olmadığı senaryonun yürümeyeceğini” izah etmesi lazım.

        Nedir bu kartlar?

        - İsrail gazının bu kadar yüksek maliyetle ve tamamlanması coğrafikoşullar sebebiyle uzun sürecek bir anlaşma ile Avrupa’ya ulaşacak olması bu projeyi makul olmaktan çıkartıyor. Rus gazına bağımlılıktan yakınan Avrupa’nın, İsrail gazını Türkiye’den geçen TANAP boru hattına dahil etmesi pratik çözüm olacaktır.

        - ABD’nin 2023 yılından itibaren Avrupa’ya LNG formunda doğal gaz ihraç etmeyi hedeflediği düşünüldüğünde, İsrail’in “Avrupa Gaz Pastasından” payını almak istiyorsa acele etmesi ve Türkiye üzerinden bu gazı iletmesi gerekecektir.

        - Kıbrıs yönetiminin Ada etrafında çıkan gazın satışı konusunda Kuzey Kıbrıs Türklerinin payını tarafsız bir hesapta birikecek şekilde satışı mümkün olmayacaktır. Bu da ancak KKTC ile müzakere ederek yapılabilir.

        Diğer Yazılar