Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün dünyanın dört bir yanında milyonlar iklim değişikliği konusunda farkındalığı artırmak ve hükümetleri harekete geçirmek için gösteri yürüyüşleri yaptı.

        23 Eylül’de New York'ta yapılacak olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Zirvesi öncesinde, Londra’dan New York’a, İstanbul’dan Berlin’e dünyanın farklı köşelerinde öğrenci ve genç nüfusun önderliğinde büyük katılımlı protesto yürüyüşleri yapıldı. 139 ülkede eş zamanlı yapılan bu gösterilere katılabilmesi için okullar öğrencileri izinli sayarken, büyük şirketlerin de çalışanlarını yürüyüşe katılabilmeleri için organize ettiler.

        Bu gösterilerin amacı belli. “Hükümetleri, ilkim değişikliği ve küresel ısınma gibi ölümcül sonuçları yaratan artan karbon emisyonu konusunda, tutarlı politikalar izlemelerini ve önlem almalarını sağlamak”

        Sanayi devrimi sonrasında artan enerji ihtiyacı ve bunun büyük oranda fosil yakıtlarında yakıtlardan sağlanması sonucu yüksek miktar karbondioksit salınımı yapıldı. Normal şartlarda atmosferin ve tabiatın dengede tutabildiği ve yerküreyi yaşanabilir kılan sera gazı (okyanuslardan çıkan su buharı, metan, nitröz oksit ve ozon azı) dengesi, insan faktörü devreye girince zorlanmaya başladı.

        Enerji devi BP’nin raporuna göre enerji ihtiyacı için fosil yakıtların kullanılması sonrası ortaya çıkan karbon salımı 2018’de yüzde 2 artmış ve son 7 yılın en yüksek yıllık karbon emisyonunu yaratmış.

        Ancak karbon emisyonundaki artışın en çarpıcı olduğu dönem 2000'lerin sonrası. Son 18 yılda karon salınımı yüzde 45 artmış. Yapılan araştırmalara göre Sanayi Devriminden ( 1850’ler) bu güne yer yüzünde ortalama sıcaklık 1.2 derece artmış durumda.

        Karbon salınımından kim sorumlu?

        Bu sorunun iki cevabı var.

        Eğer, 'mevcut durumda en fazla yıllık karbon emisyon salınımı yapıyor?' diye soruyorsanız 3 ülke öne çıkıyor. Çin (yüzde 27), ABD (yüzde 15) ve Hindistan (yüzde 7) insan eliyle yaratılan karbon emisyonunun yarısından sorumlular.

        Ancak son 100 yıla bakacak olursanız toplam salınımı yapılan karbon gazının yüzde 25’i ABD’ye ait. Çin son 100 yıllık toplam karbon gazının yüzde 13’üne, İngiltere ise yüzde 5’ine sebep olmuş.

        Karbon Salınımı nasıl oluyor?

        Doğal yollarda oluşan karbon salınımı dışında, insan faktörünün devreye girdiği ve enerji ihtiyacı için fosil yakıt yakılması sonrası ortaya çıkan karbondioksit salınımı günümüzün en büyük sorunu. En fazla karbon salınımı kömür yakılması sonrasında ortaya çıkıyor. Fosil yakıtların yarattığı karbon emisyonunda yüzde 43 ile kömür, yüzde 36 ile petrol ve yüzde 20 ile doğalgaz geliyor.

        Diğer taraftan fosil yakıt kullanımın ve dolayısıyla karbon salınımın en yüksek olduğu alan yüzde 41 ile elektrik ve ısınma ihtiyacı. Daha sonra 22 ile kara, hava ve deniz ulaşımı geliyor. Yüzde 20 ile sanayi ve yüzde 6’da konutlarda kullanılan fosil yakıt kullanım toplam salınımı yapılan karbon dioksitin sorumlusu.

        Bir “Paris Anlaşması” vardı?

        Yerkürede artan karbon emisyonun yarattığı küresel tehdit karşısında 2015 yılında 190 ülke bir araya geldi ve 2050 sonrasında “Sıfır Emisyon” taahhüdü ile Paris’te ortak bir deklarasyonun altına imza attılar.

        Ancak Trump, ABD Başkanı seçildikten kısa süre sonra, Amerika Birleşik Devletleri’ni bu mutabakattan çıkarttı. Trump’ın gösterdiği sebep “ABD’nin bu taahhütten negatif etkilenmesi” oldu.

        Ancak bir çok ülke hala Paris Anlaşmasına attığı imza gereği “2050 yılında sıfır emisyon” hedefiyle planlarına devam ediyor.

        Örnek vermek gerekirse; 24 üyeyle AB (Çekya, Estonya, Macaristan ve Polonya hariç), Danimarka, Yeni Zelanda, İsviçre, İngiltere 2050 itibariyle, Uruguay, İsveç, Norveç, Finlandiya ise daha önce olmak üzere “sıfır emisyon” taahhütlerinin arkasında duruyorlar.

        Dev şirketler devreye girdi

        Kamuoyunda karbon emisyonu ve iklim değişikliği konusunda farkındalık artınca ve buna sebep olarak da kapitalizm ve sanayileşme gösterilince sermaye rahatsız oldu.

        Dünyanın dört bir yanında çevreci örgütlerin yanlarına milyonları alarak yaptıkları gösteriler, hedefe konan şirketleri hem algı hem de finansal olarak zorlamaya başladı. Bir nevi dünyadaki ilkim ve tabiat dengesini bozan sanayi, sermaye ve kapitalizm üçlüsüne örgütlenen tüketici üzerinden bozduğu düzeni yerine koyma görevi verildi.

        Yerküredeki artan ortalama sıcaklığı 1.5 derece düşürmek hedefi için ortaya konan karbon emisyon salınım miktarlarını kabul eden 645 uluslararası şirket bu harekete (Science Based Target Initiatives) önderlik ediyor.

        Enerji sektöründen, tekstil ve hazır giyime, bankacılıktan inşaat sektörüne kadar farklı sektörlerden katılımın olduğu bu listede 38 ülkeden şirket var. Bu şirketlerin yıllık karbon emisyonu 218 kömürle çalışan enerji santralinin yaptığı karbon salınımı ile eşit.

        İnsan elinin değdiği her denge gibi, tabiatın ve ilkimin de dengesi bozuldu.

        Sokağa dökülen binlerce protestocu gencin söylediği gibi “Başka bir gezegen yok” . Bugün karbon emisyonu konusunda hep beraber ayağa kalkıp, bozduğumuz düzeni tamir etmek için bir şeyler yapmazsak yarın çocuklarımızın yüzüne bakamayız!

        Diğer Yazılar