Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çevre baskısına rağmen güreşe başlayan Evin Demirhan’ın hikâyesini İnan Temelkuran ve eşi Kristen Stevens belgesel yaptı. 16 yaşında Siirtli güreşçi bir kızın kalabalık ailesine bakmak, kendine bir gelecek yaratmak için verdiği mücadeleyi anlatan belgesel, minderden kameraya yansıyan bir imkânsızlığın da hikâyesi...

        Kız çocuğu güreş yapar mı? Hele Siirt’te? Hocaları ona inansa da ailesi inanır mı? İnan Temelkuran’la eşi Kristen Stevens’ın beraber çektiği “Siirt’in Sırrı” belgeseli, bu soruların ve Evin Demirhan’ın peşinde gezmiş... “Siirt’in Sırrı” istatistiklerle ve bir gerçekle başlıyor: “Türkiye’de her 4 kadın atletten biri dövüş sporlarını tercih ediyor. Bu kızlar fakir ve muhafazakâr ailelerin çocukları; tek dertleri de bir gelecek kurmak.” Belgeselde sadece Evin Demirhan yok, Evin’in hocası, takım arkadaşları, ailesi derken bir hayatın parçaları birleşiyor. Evin harika bir kız, saçlarını değişik topluyor, bir tarzı var. “Emo’cu yaptım arkadaşlarımın hepsini” deyip gülüyor. Hikâyesinin hüzünlü tarafları da var. Müsabakalarının bir tanesine dahi ne annesi ne babası gitmiş. Sanki sadece minderde değil hayatta da güreşiyor. Dünya Yıldızlar Güreş Şampiyonası’nda Türkiye’ye ilk kez dünya 3’üncülüğü kazandıran Avrupa Şampiyonu Evin’in hikâyesi mağduriyetleri barındırıyor. Babası bir kuruluşta müstahdem. 9 kardeşler. Spor ayakkabısı ya da eşofman alacak kadar parası yokken Siirt’te ona antrenörü sahip çıkıyor. Belgesel için Temelkuran ve Stevens 3 kez Siirt’e, 2 kez Avrupa’daki turnuvalara, ayrıca kamplara ve Türkiye’deki müsabakalara giderek Evin’in adımlarını takip etmiş. Temelkuran, Evin’in hikâyesi için “Umarım festivallerde ve televizyonda gösterilir, uğraşıyoruz” diyor. Memlekette bir kadınla bir erkek güreşti diye inceleme başlatılırken “Kız çocuğu güreş yapar mı” sorusunun yanıtını bulmak gerek, bu kızlara gelecek kurmak gerek. Bu belgesel keyfinizi kaçırabilir, zira Evin’in güreştiği minderde hepimiz varız. Ya tuş edildik, ya da hakem tuttu elimizi kaldırdı! İnan Temelkuran, adını “Siirt’in Sırrı” koydukları belgeseli anlatıyor. Seyredenler sırra vakıf oluyor...

        ‘KIZLAR DÖVÜŞ SPORLARINA İLGİLİ’

        Evin Demirhan’in hikâyesini filme çekmek nereden aklınıza düştü?

        Eşimle, Türkiye’deki kadınlarla ilgili yapılmamış bir şey yapmak istiyorduk. Her türlü kadının içinde olacağı bir şey düşündük ama öyle bir projenin altından kalkmak çok zahmetli olacaktı. O yüzden eleyerek sporcu kadınlar üzerinde durmaya karar verdik. Sporcu kızlarla ilgili bir şey yapmaya karar verdiğimiz zaman bir fenomenle karşılaştık. Dövüş sporları ile ilgilenen kızların sayısı toplamda diğer sporların çok üstündeydi. Şampiyon sayısı da! Bizim jenerasyon karate filmleriyle, boks filmleriyle büyüdü. “İzlemedim” diyen yoktur herhalde. Bir de 2 kızın dövüşmesi her zaman izlenebilecek bir şey değil, bunun da ilgi çekici olacağını düşündük. Evin’in hikâyesi hem güreş olması (mayolu spor, erkek sporu) ve Siirt gibi bir yerden gelen bir kıza ait olması açısından doğru bir seçim gibi geldi. O arada Siirt’te arka arkaya tecavüz olayları olmuştu. Bu da seçimimizi etkiledi.

        Evin’i nasıl keşfettiniz?

        Ailesini ya da Evin’i ikna etmek kolay oldu mu? Eşim milli takım kampını çekmeye gittiği zaman bir sürü sporcuyla yüz yüze görüşmeler yaptı. Evin “Dünyada bayan güreşi dendiğinde akla gelen ilk isimlerden olmak, ailemi geçindirmek istiyorum” dediğinde Kristen onun bunu yapabileceğine inanmış. Abisi üniversitede okuyor. Ona ekonomik olarak destek olduğunu da o gün öğrendik. Bütün bunları bir de Siirt gibi bir yerde başarmak kolay değil. Evin’in karakteri de kameralarla takip edilmeyi kaldıracak gibiydi.

        ‘Ayağı yere sağlam basan kızlar gördük’

        Filmi çekerken bu insanların dünyasına girdiğinizde sizi en çok ne şaşırttı? Yaptıkları spor ve elde ettikleri prestij konuştuğumuz bütün kızları ailelerinde başka bir konuma yükseltiyor. Bu sporlarda elde edecekleri başarıların beden eğitimi öğretmenliği ile ödüllendirilmesi ve bu şekilde kendilerini kurtarmak istemeleri bilmediğimiz bir şeydi. Biz de kızların kendilerini savunmak için bu işi yaptıklarını falan düşünüyorduk, ama asıl nedenler bambaşka ve ayağı yere sağlam basan kızlar gördük.

        Bu bir “imkânsızlık filmi” mi?

        İmkânsızlık başka yerlerde. Evin’in de diğer kızların da normal yollarla bir üniversiteye girmeleri çok daha zor. Evet bütün kızlar alt-orta veya alt sınıflardan geliyorlar ama bu sporları yapmalarının bir nedeni de ucuz olması. Güreş, karate çalışmak için çok fazla şeye gerek yok.

        Diğer Yazılar