Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Nick Cave, İstanbul Caz Festivali için 10 Temmuz Salı akşamı Küçükçiftlik Park’ta olacak. Ama öncesinde; gök gürültüsünü andıran sesinidinlemeden, New York’ta gerçekleşen Nick Cave’le sohbetten notlar...

        Peki, neyi bilmek istersiniz?” Bu, Peter Jay Sharp Theatre’daki Nick Cave sohbetine verilen isim. Konuşmaktan çok da hoşlanmadığını düşünebileceğimiz Nick Cave nasıl bu noktaya geldi? Sorunun cevabı salona girenlere dağıtılan bir kartpostalın arkasında yazıyor. Nick Cave’in yazdığı bir mektup. “Sevgili Rachel” diye başlıyor. “Bir süredir insanlarla bazı şeyleri konuşmak istediğimi düşünüyorum. Bu fikirle ne yapmam gerektiğini de bilmiyorum. Bir dergi veya gazete röportajında havadan sudan konulardan konuşmak ne kadar doğru olur bundan emin değilim. Belki de benim insanlarla yüz yüze sohbet etmem daha kıymetli olabilir. Bilemiyorum. Ne dersin?”

        Cave anlatmak, hayranları dinlemek isteyince etkinliğin biletleri günler öncesinden bitiyor. 90 dakika boyunca seyirciler soracak, o cevaplayacak. Sahne kararıyor, salon kararıyor. Nick Cave’in sesi salonu dolduruyor. “I am god. I am god thinking about god thinking about Steve McQueen.” Sesi salonda yankılanıyor. Şarkısı bitince salonun ışıkları açılıyor. Sahnenin bir tarafında bir koltuk, bir tarafında bir bar taburesi ve bir piyano. Bar taburesinin tepesinde neredeyse her soruya yanıt veriyor. Birkaç manasız soru karşısında ise nezaketini bozmayıp “Ben en iyisi size bir şarkı söyleyeyim” diyor. 15 şarkı söylüyor, oğlunun ölümünü nasıl atlattığını daha sorulmadan kendi anlatmaya başlıyor. Yaşadıkları büyük travmayı atlatmak için terapiye başladığını söylüyor Cave. Terapiler yüzünden artık daha çok rüya görmeye başlamış. “Rüyamda bana sen öldün diyorlar, ölmemiş olmam lazım diyorum, sonrasında da uyanıyorum” deyip gülüyor. Nick Cave’in seyircileriyle sohbeti de upuzun bir psikiyatri seansına dönüyor ve 2.5 saat sahnede kalıyor. “Bu fikir aklıma geldiğimde evde, yalnızdım, saçma bir şey mi bu diye düşündüm. Fena da olmadı sanki” diyor. El sallayarak sahneden ayrılıyor. Eli kulağında Avrupa turnesine çıkacak. Turnesi kapsamında İKSV’nin İstanbul Caz Festivali için 10 Temmuz Salı akşamı Küçükçiftlik Park’ta olacak. Kendisini, gök gürültüsünü andıran sesini dinlemeden önce sizi bu sohbetten notlarla başbaşa bırakıyorum.

        ‘TELEFONLARLA OLAN SAVAŞI KAYBETTİK’

        Sohbetten önce telefonların kapatılmasını, video çekilmemesini istese de aslında telefonlarla, konser sırasında dahi bir derdi olmadığını söylüyor. “Telefonlarla olan savaşı kazanmaya çalıştık ve kaybettik” diyor. Mücadeleyi bırakma sebeplerinden biri de konserleri sırasında seyircilerin telefonlarıyla çektiği fotoğrafların nefis olması! Bunun rock roll’un fotoğraflı tarihine hizmet ettiğini düşünüyor. “Seyircilerimiz ya bizi dibimizden ya da birkaç yüz metreden görebiliyor. Dolayısıyla aslında fotoğrafçıların tercih ettiği noktalarda olmadıkları için, hiçbirimizin göremediği açıları yakalıyorlar.'

        ‘SİZİN DE BİLDİĞİNİZ GİBİ OĞLUM ÖLDÜ’

        Konuyu birdenbire kendisi açıyor. Tam da bu cümleyle. Ve devam ediyor: “Seyirciyle sohbet etmenin bana inanılmaz bir faydası var, iyileşiyorum. Oğlum öldüğünde, karımın ve benim bu durumu atlamayacağımızı düşünüyordum. Gerçekten durum iyi gözükmüyordu. Ama One More Time With Feeling adlı filmi yaptıktan ve seyreden herkesten, aynı acıyı çeken insanlardan, kendi hikâyelerini anlatan mektuplar gelmeye başlayınca şunu anladım, hepimiz aslında acıda ve kederde buluşuyoruz. Acı çeken o kadar çok insan var ki kimse yalnız değil. Ben aşkı yazıyorum, düşünüyorum, şarkılarıma konu ediyorum. Baktığım her şeyde aşkı görüyorum. Her şeyde güzel, iyi şeyler görmeye çalışıyorum. Çünkü kötü şeyler herkesin başına geliyor. Bugün başka birisinin başına gelen şey emin olun sizin başınıza da gelecek. Hepimizin başına kötü şeyler gelecek.”

        ‘ŞARKI YAZMAK BÜYÜK ISTIRAP’

        “Dört senedir her sabah uyanır uyanmaz meditasyon yapıyorum. Genel olarak dünyadan ben de bıkkınım. Meditasyondan sonra hemen oturup çalışmaya başlıyorum. Şarkı yazmak ise kolay değil. Kitap yazmaya benzemiyor. En azından kitap yazarken bir hikâyen olur ve iyi veya kötü demeden oturup her gün en azından bir sayfa yazarsın. Şarkı yazarken o titreşim gelene kadar beklersin. Büyük ve uzun bir ıstırap süresi var orada. Kendini o titreşimin geleceği ana hazırlarsın. O bir satırı bulduğun vakit karnında hissedersin. Eğer aklına gelen ölü bir satırsa zaten o titreşim de olmaz. Bir de öyle zamanlar vardır ki, tüm heyecanının yok olduğunu hissedersin ve şöyle dersin: ‘Bir daha hiçbir zaman bir başka şarkı yazamayacağım.’”

        ‘HAYRANLARIMI CEZALANDIRAMAM'

        Seyahat uyarısı yapılan ülkelere gidiyor, diplomatik krizler yaşanan ülkelere gidiyor. Ve hatta müzisyenler İsrail’i Filistin politikası yüzünden boykot etseler de oraya da gidiyor. Niye gidiyor? Bize dönüp şunu soruyor: “Bizim İsrail’de konser vermemizle ilgili şu anda burada kimsenin bir problemi var mı?” “Kimsenin yok” diye bağırıyor birkaç seyirci. “Gördünüz mü, bu bile dert aslında” diyor. “Çünkü bize bir sürü insan bunun doğru olmadığını söylüyor, Amerika’da olmasa da Avrupa’da bunu çok duyuyoruz. Ama bu şuna geliyor, benden hükümetlerin alçak politikaları yüzünden kendi hayranlarımı cezalandırmamı istiyorlar. Ben bunu yapmayacağım, ama dışarıda bunu bir ceza yöntemi olarak kullanan çok müzisyen de var ve ben bunu son derece rahatsızlık ve endişe verici buluyorum. Ayrıca İsrail’de konser vermek isteyen çok müzisyen olmasına rağmen, korkudan bunu yapamıyorlar. Bundan da rahatsız oluyorum.”

        Dümdüz bir “Hayır” geliyor Nick Cave’den. “Müzikallerden uzak duruyorum” diyor. Ama bir opera yazmış, adını Shell Shock koymuş. Önce Paris’te sahneye konacak, sonra dolaşacak. “Herkes gidip seyredecek eminim, Trump bile” diyor. Senaryoları olsa da bundan sonra senaryoyla işinin olmayacağını söylüyor. “İçinizde senaryo yazan var mı, varsa hemen bıraksın” diye tavsiyede bulunuyor. “Berbat bir iş. Senaryo yazanlar gerçekten gıda zincirinin en aşağısında yer alan insanlar. Kimse senin yaptığın işi umursamıyor. Etrafında bir avuç adam var ve bunların hiçbir şey hakkında fikri yok. Film endüstrisi tek kelimeyle korkunç!”

        ‘DÜNYANIN EN İYİ ŞARKILARINI BEN YAZIYORUM SANIYORDUM’

        Peki kimleri dinliyor? Kimleri seviyor? Dönüp dönüp dinlediği isimler elbette var ama öyle çok yakından takip etmiyor. Bu arada tatlı bir itirafta bulunuyor. “The Cure ve The Smiths’e kadar bir fikrim vardı. Orda burda Smiths’in şarkılarını duyuyordum . ‘F.ck herif çok iyi şarkılar yazıyor, halbuki dünyanın en iyi şarkı yazarı bendim’ diye düşündüğümü hatırlıyorum” diyor. “Eğer şarkı yazmaya başlamadan evvel Morrissey hakkında bilgim olsaydı ya da onları dinlemiş olsaydım muhtemelen pes ederdim! İyi ki haberim yokmuş” deyip gülüyor. Lafını Morrissey’le bitiriyor: “Harika, harika bir yazar. Garip adamın teki ama çok da cesur.” Bir de Johnny Cash anısı paylaşıyor. Küçüklüğünden beri hayranı olduğu Johnny Cash’le “I’m so lonesome I could cry”ı söyleyecekler. Cave biraz erken gidiyor, Cash stüdyoya girdiğinde çok hasta ve gözleri de net görmüyor. “Nick burada mısın?” diye soruyor. Cave endişeli. Başlıyorlar söylemeye. Cave o anı “Cash’in hayata geri döndüğünü gördüm” diyerek anlatıyor. Stüdyoda bir ses duyuluyor: “Şarkıyı bir daha almamız lazım.” Cave kendisinin hata yaptığını düşünüyor. Hayır. Johnny Cash, “Ben hatalı söyledim. Hadi baştan alalım” diyor.

        17 YIL SONRA YİNE İSTANBUL!

        İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Garanti Bankası’nın sponsorluğunda düzenlenecek 25. İstanbul Caz Festivali, rock müziğin dev ismi Nick Cave ve grubu The Bad Seeds’ı %100 Müzik katkılarıyla ağırlamaya hazırlanıyor. Nick Cave 2001’de yine İstanbul Caz Festivali kapsamında verdiği konserden tam 17 yıl sonra, 10 Temmuz’da Küçükçiftlik Park’ta tekrar hayranlarıyla buluşacak. Nick Cave & The Bad Seeds’ten önce ise 123’le tanınan Dilara Sakpınar, Lara Di Lara projesiyle sahnede olacak.

        Rock müziğin dev ismiNick Cave ve grubuThe Bad Seeds, 25.İstanbul Caz Festivalikapsamında % 100Müzik katkılarıyla10 Temmuz’daKüçükçiftlik Park’ta..

        Diğer Yazılar