Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Amerika Birleşik Devletleri Başkanı DonaldTrump’ıngöreve başlamasından bu yana “Yüzyılın Anlaşması” olarak tabir edilen ve Filistin meselesini çözmeyi(!) amaçladığı söylenen planın detayları basına sız(dırıl)dı.

        İsrail basınında yer alan belgede,Trump’ıngöreve başlamasından itibaren Filistin davasının tasfiyesine yönelik adımlarını tamamlayan ciddi maddeler yer alıyor.

        Esasen İsrailHayomgazetesi söz konusu planın detaylarını sızdırmadan önceTrump’ınbaşdanışmanı ve damadı Jared Kushner, geçtiğimiz hafta sonu Washington Yakın Doğu Araştırmaları merkezinin davetindeyaptığıkonuşmada, planı yakın zamanda açıklayacaklarını duyurmuştu. Yüzyılın anlaması olduğu belirtilen planda yer alan başlıca maddeler şöyle:

        - İsrail, FKÖ veHamasarasında üçlü bir anlaşma imzalanacak ve bu anlaşma çerçevesinde “Yeni Filistin” devleti kurulacak.

        - Batı Şeria bölgesindeki büyük Yahudi yerleşimleri İsrail’in elinde kalacak, hatta bu bölgedeki diğer yerleşim yerleriyle bağlantı kurulması için yerleşim alanları daha da genişletilecek.

        - Kudüs her iki devletin başkenti olacak, ancak kurulacak Kudüs Belediyesi İsrail’e bağlı olacak. Buradaki Araplar Yeni Filistin’in vatandaşı olacak ve Yeni Filistin Kudüs Belediyesi’ne bazı giderler için vergi ödeyecek. Kutsal alanların statüsü ise olduğu gibi devam edecek.

        - Mısır, Gazze’ye havaalanı, tarım arazisi ve kurulacak fabrikalariçin toprak kiralayacak.

        - Anlaşmanın uygulanması için “YeniFilistin”eABD, AB ülkeleri ve Körfez Arap ülkeleri tarafından mali destek sağlanacak. (ABD yüzde 20, AB yüzde 10, Körfez Arap ülkeleri ise petrol gelirlerine göre paylaştırılmak üzere, toplamda yüzde 70oranında mali destek sağlayacak)Tabi buna, İsrail yerleşim bölgeleri arasındaki bağlantının kurulması için harcanacak para da dahil olacak. (Yani Araplardan toplanan parayla, işgal finanse edilecek)

        - Yeni Filistin’in ordusu olmayacak, sadece polis gücüne sahip olacak.Hamas, İslamiCihadgibi örgütler (şahsi silahlardâhil) silah bırakacak.

        - Bir yıl içinde Filistin hükümetinin seçilmesi için sandığa gidilecek.

        - Beş sene içinde Filistin’e bir liman ve havaalanı kurulacak. Bu süre zarfında İsrail’in liman ve havaalanlarıkullanılabilecek.Gazze ve Batı Şeria birbirine yerden yüksekliği 30 metre olan bir otoyol ile bağlanacak.

        PLAN KABUL EDİLMEZSENE OLACAK?

        Yayınlanan metinde başka detaylar da var. Ancak başlıca maddeler bu şekilde.PekidamatKushner’inson açıklamasında; “tek taraflı adımlar atılmadan önce tarafların bu planı ciddi şekilde incelemelerini” nasihat ettiği planın kabul görmemesi durumunda ne olacak?

        İsrail medyasının yayınladığı planın detaylarında buna da yer veriliyor:

        - Eğer plan Filistinli taraflarca reddedilirse, ABD’nin Filistin’e yönelik yardımlarının hepsi kesilecek ve diğer ülkelerden gelen yardımlar engellenmeye çalışılacak.

        - FKÖ kabul eder,Hamasya da İslamiCihadreddederse Gazze’ye yönelik İsrail saldırılarıABD tarafındandesteklenecek.

        - Planı İsrail’in reddetmesi halinde ise İsrail’e sağlanan mali destek kesilecek. (!)

        - Yani ABD yönetimi uzun süredir alt yapısını hazırladığı planın kabul edilmesi için açıkça tehdit de ediyor. Filistinli taraflar ise, en başından beri böylesine bir anlaşma veya plana karşı tepkili.

        GİDEREK DARALAN FİLİSTİN TOPRAKLARI

        Bölgede Osmanlı’nınhâkimiyetininsonbulmasından sonra geldiğimiz noktada Filistin, Batı Şeria ile Gazze Şeridi’ne sıkışmış durumda. “Nehirden (Batı Şeria) Denize (Akdeniz)” olarak tabir edilen tarihsel Filistin toprakları küçülürken, İsrail genişlemeye devam ediyor.

        Bugün Filistin topraklarının yüzde 85’i İsrail egemenliğinde. Filistinliler ise “Nehirden denize kadar olan” bir Filistin devleti hayalinden vazgeçmiş durumda.

        Birçok Arap ülkesinin desteklediği “YüzyılınAnlaşması”nıbir gün Filistinliler de kabul edecek mi? Yoksa geçmişte olduğu gibi reddedip, yıllar sonra yine daha kötüsüne mi maruz bırakılacaklar?

        Filistinliler 1937’de İngiltere’nin Yahudi ve Arap olmak üzere iki devlet planına karşı çıkmışlardı.O dönemde öngörülen Yahudi Devleti, İngiliz mandası altındaki Filistin topraklarının üçte birini kapsıyordu. AncakAraplar’ınkarşı çıkışı Filistin’e Yahudi göçünü durduramadı.

        İngiltere 1947 yılında Filistin meselesini BirleşmişMilletleredevretti. BM hemen bir plan geliştirdi. Planda yine iki devlet öngörülüyordu. Ancak bu sefer toprakların yüzde 56’sıYahudiler’ebırakılıyordu. O dönem Filistin meselesinin temsilci olan Arap YüksekKomitesi buna karşı çıktı. Bu plan da uygulanmadı.

        Ortadoğu’nun bugünkü kaderini ören baş aktör İngiltere nihayet 1948’deFilistin’dekimanda idaresine son verme kararı aldı. Ancak son İngiliz askerinin çekildiği günün ertesi İsrail Devleti kuruluşunu ilan etti.

        Araplar’ınNekba(Büyük Felaket) dedikleri İsrail’in kuruluşunun ardından Arap ülkelerinin İsrail’e saldırıları püskürtüldü. Bunun sonucunda, Ürdün Doğu Kudüs ve Batı Şeria’yı ilhak ettiğini açıkladı. Gazze Şeridi ise Mısır kontrolünde kaldı.

        1967’ye gelindiğinde ise İsrail, 6 gün savaşlarında Mısır’dan sadece Gazze’yi değil, Sina Yarımadası’nı aldı. Ürdün’ü ise Doğu Kudüs ve Batı Şeria’dan çıkardı ve Suriye’deGolanTepeleri’niişgal etti. BM ise 242 sayılı kararıylaİsrail’inbu topraklardan çıkmasını istedi.

        Mısır ve Suriye, 1973 yılındaki YomKippur Savaşı'nda şanslarını bir kez daha denedi ancak sonuç yine hüsran oldu. Mısır ilerleyen süreçte İsrail’i tanıyarak barış anlaşması imzaladı,GolanTepeleri ise İsrail’de kaldı. İsrail 1982’de ise Lübnan’ı işgal etti.

        İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜN KABULÜ

        1987’de başlayan intifada ile direniş kararlılığını gösterenFilistinliler’insürgündeki hükümeti Filistin Ulusal Konseyi, 1988’de Cezayir toplantısında, BM’nin 1947’deki iki devletli çözüme dayanan planını kabul etti.

        1993’teki meşhur Oslo görüşmeleriyle ise Filistinliler İsrail’i tanımaya hazır olduklarını beyan ediyor, buna karşın İsrail işgalinin geri çekilmesini şart koşuyorlardı. Oslo süreci, daha sonra bunun bedelini canıyla ödeyecek olanİzakRabin ile Yaser Arafat’ın canlı yayında tokalaşmasıyla akıllarda kaldı.

        İsrail, ABD öncülüğünde devam eden görüşmeler ve varılan anlaşmalara rağmen hiçbir zaman üzerine düşeni tam olarak yerine getirmedi. Zaman zaman geri çekilmeler olduysa da,İsrail’de sağın yükselmesi çözümsüzlüğe giderek daha fazla su taşıdı. Sonunda 2000 yılında İkinci intifada patlak verdi.

        İsrail 2002 yılında tekrar Batı Şeria’yı işgal etti. ABD ise çözümsüzlükten Filistin yönetimini sorumlu tuttu. 2005’te Gazze ve Batı Şeria’dan güçlerini çekmeye başlayan İsrail, Gazze’yi her koldan abluka altında tutmaya, Batı Şeria’da ise yerleşim yerleri inşa etmeye devam etti.

        Yaser Arafat daha sonra İsrail ve ABD ile giriştiği diplomatik çözüm yolunun Filistin aleyhine işlediğini görse de, ölümünden sonra yerine geçen Mahmut Abbas, bu yolu sürdürmekte ısrarlı davrandı.

        Daha önce İsrail’in her türlü varlığına karşı çıkanHamasise, 2017’de yayınladığı yeni tüzük belgesiyle, 1967 sınırları çerçevesinde bir Filistin Devleti’ni tanıyacağını açıkladı.

        14 Mayıs 2018’de ise ABD Başkanı Trump’ınKudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı uyarınca, Tel Aviv’deki ABD büyükelçiliği Kudüs’e taşındı.Batı Şeria’daki işgaller meşrulaştırıldı(!), ABD Golan işgalini tasdik etti.

        Anlayacağınız, bu güne kadar kabul edilmeyen her anlaşma sonrası Filistinlilerin toprakları küçüldü, şartları daha da ağırlaştı.

        Geçmişte kabul edilmeyen anlaşmalara bugünün şartlarında bakanlar; “keşke 1937’de İngilizlerin teklifini kabul etseydik” , “1947’de BM’nin planı makul müydü?” , “1967 sınırlarına bari tamam diyebilir miydik” noktasına kadar getirildiler. Öyle ki İsrail devletini tamamıyla reddeden Hamas dahi yeni tüzük belgesinde, dolaylı olarak 1967 sınırlarını kabul edeceğini ilan ediyordu.

        İsrail yıllar içerisinde Filistin’e yönelik baskı, işgal ve kısıtlamaları sürekli arttırarak hep “ölümü” gösterdi, “sıtmayı kabul edin” dedi.

        “Yeni Filistin Devleti” planı da geçmişten farklı değil. Filistin’in yenilgi ve yalnızlığı arttıkça, anlaşma şartları da ağırlaştırılıyor.

        Diğer Yazılar