Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Dün önemli bir gelişme yaşandı.

        31 Mart seçimlerinde Meclis Başkanlığı’ndan istifa ederek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olan Binali Yıldırım’ın siyasi yolculuğuna nasıl devam edeceği merak konusuydu.

        Binali Yıldırım, Temmuz ayında yapılacak Meclis Başkanlığı seçimlerine ilişkin, birkaç gündür gıyabında, "Aday. Çok istiyor. Geliyor, gidiyor" değerlendirmeleri yapıldığını yineleyerek; "Niyetimi örtülü şekilde ortaya koymam. Artık takvim de yaklaştı, piyasa hareketlendi. Bu açıklamayı yapma ihtiyacı duydum. Yarışacak arkadaşlara başarılar diliyorum" dedi.

        AK Parti'de hiçbir zaman makam, mevki peşinde olmadığını, makamlardan güç almadığını, makamları güçlendirmenin temel ilkesi olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Bundan böyle de ülkemizin, milletimizin geleceği için, iktidarımızın başarısı için, Cumhurbaşkanımız ve kabinesi için var gücümüzle çalışacağız" ifadesini kullandı.

        Aslında herkes Binali Yıldırım gibi bir ismin mutlaka önemli bir pozisyonda değerlendirileceğini söylüyordu.

        Peki Yıldırım’ın tercihi ne yöndeydi?

        Süreci takip edenler; Binali Yıldırım’ın Yeniden Meclis Başkanlığı arzusunda olduğunu ve bunu Cumhurbaşkanı'na da ihsas ettirdiğini bilir.

        “Aday değilim” açıklamasının arka planında ise tam da bu durum var.

        REKLAM

        Mustafa Şentop yaklaşık bir buçuk senedir Meclis Başkanlığı yapıyor. Ak Parti’deki genel işleyişe göre şu ana kadar tüm Başkanlar ikişer dönem bu görevi sürdürdü. Ama ilk Binali Yıldırım ile başlayan süreç daha sonra Şentop’la devam edince genel işleyiş değişmiş oldu. Şentop’un da önümüzdeki dönem için aday olmayı istediği biliniyor.

        Hal böyle olunca Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkan Yardımcılığı teklif etmeyi düşündüğü Binali Yıldırım’ın Meclis Başkanlığı talebine “Parti içinde temayüle gidelim” düşüncesiyle karşılık veriyor.

        Binali Yıldırım ise; “Temayülün parti içerisinde rekabet gibi görüneceğini, dolayısıyla yıpratıcı olup, huzursuzluk çıkarabileceğini, partiye ve milletvekillerine de zarar verebileceğini” ifade ediyor ve Başkanlık fikrinden vazgeçiyor.

        Sonuç olarak Binali Yıldırım gibi tecrübeli ve en gergin dönemlerde dahi esprili siyaset anlayışıyla hafızalara kazınan bir ismin, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından mutlak aktif bir görev alacağı halen gündemde, herkesin tahmini bunun yine Başkan Yardımcılığı olacağı yönünde.

        Ancak elbette herkes, Tayyip Erdoğan’ın bir cümlesiyle bakanlığı bırakıp İzmir’e Belediye Başkan adayı olarak giden, Başbakanlığa geldiği ilk gün; “Bu ülkenin Başkanlık sistemine ihtiyacı var” diyerek oturduğu koltuğu bırakacağının sinyalini veren, Meclis Başkanlığı'ndan istifa edip, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne aday olan AK Parti'de Genel Başkanlık yapmış, Başbakanlık yapmış Binali Yıldırım’ın neden temayüle sokulmak istendiğini merak ediyor.

        Bu durum hızlı bir şekilde sonuçlandırılamazsa, AK Parti içinde farklı tartışmaları da beraberinde getirebilir. Bu tarz tartışmalar da kuşkusuz yeni kurulan partilerin iştahını kabartmasına vesile olabilir.

        Ortada Erdoğan ve Yıldırım’ın dışında bir gerginlik ve karışıklık olduğu bariz. Çözümü ise yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın takınacağı tavra bağlı. İzleyelim…

        Diğer Yazılar