Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ortadoğu uykuda, Kasım Süleymani yine hareket halindeydi. Belli ki ABD de o hareketi takip ediyordu. Sabaha karşı Bağdat’a indikten hemen sonra, kendisini karşılamaya gelen Irak Haşdi Şabi komutan yardımcısı Mehdi Al-Muhendis ve beraberindeki 7 kişiyle birlikte öldürüldü.

        Önce saldırı sonrası tarafların açıklamalarına ilişkin bir kaç not paylaşalım.

        İran Dini Lideri Ayetullah Hameney: “Suçluları şiddetli bir intikam bekliyor.” , Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif: "ABD, haydutça maceracılığının tüm sonuçlarından sorumlu olacaktır” dedi.

        İran Devrim Muhafızları Ordusu Eski Genel Komutanı Muhsin Rızai, Twitter hesabında Süleymani ile gençlik yıllarında çekildikleri bir fotoğrafı paylaşarak; “Şafak vakti şehit oldu çünkü şafak çok yakın. Kasım Süleymani, şehit kardeşlerine katıldı ancak ABD'den acı bir intikam alacağız." mesajını yayınladı.

        Pentagon açıklamasında: "Süleymani Irak ve Amerikan vatandaşlarının ölmesine ve yaralanmasına yol açan 27 Aralık'taki saldırı dahil son birkaç ay boyunca Irak'taki koalisyon üslerine düzenlenen saldırıları azmettirmişti. General Süleymani, bu hafta ABD'nin Bağdat'taki Büyükelçiliğine yönelik saldırıları da onaylamıştı. Bu saldırı İran'ın gelecekteki saldırılarını caydırma amacıyla düzenlendi. ABD, dünyadaki vatandaşlarımızı ve menfaatlerimizi korumak için gerekli tüm adımları atacaktır” ifadesini kullandı.

        ABD de saldırıya; “Trump, Kongre'nin onayı olmadan savaş ilan etmek anlamına gelen bu saldırıyı nasıl kendi başına karar alıp uyguluyor?” diye tepki gösterenler de var.

        New York Belediye Başkanı; “Trump bizi tehlikeye attı” dedi.

        ABD Dış İlişkiler Meclisi Başkanı Richard Hass: “Tüm bölge ve belki de dünya savaş sahnesine dönecek” tepkisini gösterdi.

        ABD’de bugün ana gündem başlığı İran. Bağdadi sonrası bu suikast de Trump için iyi bir seçim malzemesi olabilir. Ancak muhalefet; “Trump vizyonsuz iş yapıyor, inşallah kendimizi iyi planlanmamış bir savaşın içinde bulmayız” demeye başladı bile.

        Joe Biden’ın Kasım Süleymani suikastine ilişkin yayınladığı ilk mesaj da biraz bu bağlamdaydı.

        Amerika’da Süleymani öldüğü için herkes mutlu görünüyor. Ancak; “şimdi ne olacak İran bir delilik yapar mı?” sorusu da dilden dile dolaşıyor.

        Arap sokağında suikastın farklı yansımaları oldu ve daha çok olacak gibi.

        Körfez bağlantılı pek çok televizyon kanalı suikastı destekler mahiyette yayınlar yapıyor. Kimi başkentlerde sabahın erken saatlerinden itibaren saldırıyı kutlamak için sokağa dökülenler dahi oldu. Sünni İslam coğrafyasında Kasım Süleymani algısı.

        Öte yandan tam tersi bir yas durumu da söz konusu. Dolayısıyla bu suikast sonrası, zaten derin ayrışmalar içerisinde olan bölge halkları zaman zaman çatışmaya dönüşecek yeni kırılmalarla karşılaşabilir.

        Kasım Süleymani sembol bir isimdi. İran için herhangi bir general değildi. Tahran’ın meydanlarında posterleri asılan, İran’ın Che’si diyebileceğimiz bir komutandı.

        Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen sahasındaki Şii aktörlerin, Filistin’de Sünni ama İran’a müzahir İslami Cihat hareketi ve Hamas askeri kanadının doğrudan ilişki içerisinde olduğu bir aktör.

        Geçtiğimiz yıl, bizzat dini lider Hamaney tarafından İran'ın en yüksek askeri nişanı olan Zülfikar Nişanı ile ödüllendirilmişti.

        Son 20 yıldır Afganistan'dan Irak'a, Suriye'den Lübnan'a kadar hissedilen İran etkisinin arkasında İran-Irak savaşından bu yana ülkesinin bölge politikalarını belirleyen Kâsım Süleymani vardı.

        Şimdi Ne Olacak?

        İran intikam açıklamaları yapıyor. Tahran’ın bu güne kadar, ABD, İsrail ve bunlarla birlikte hareket eden bazı körfez ülkelerine karşı doğrudan bir saldırısı olmadı.

        Daha çok Yemen’de Husiler, Lübnan’da Hizbullah, Filistin’de Hamas, İslami Cihat, Suriye ve Irak’ta Hizbullah üzerinden örgütlediği yapılarla vekalet savaşları yürütüldü.

        Kasım Süleymani gibi sembolik bir ismin doğrudan hedef alınması İran açısından çok kritik bir dönemin de başlangıcı. Zira uluslararası ilişkilerde; “yapacağını söyle, söylediğini yap, caydırıcılığını yitirme” gibi temel öğretiler üzerinden şayet İran bu saldırıya etkin bir yanıt veremezse, bölgede ciddi itibar kaybedip caydırıcılığını da yitirebilir.

        Vereceği cevabın, zaten karmakarışık olan Ortadoğu dengelerini bir kez daha alt üst etme riski ise başka bir sorun.

        İran kendisine bağlı paramiliter gruplar üzerinden bu coğrafyada pek çok ülkeyi etkileyebilecek bir ağa sahip. Akla ilk gelen de bu yapıların harekete geçme ihtimali.

        Süleymani suikasti sonrası muhtemelen Suriye ve Irak’taki dengeler altüst olacak. Çatışmaların seyri de değişecek.

        Devletlerarası savaş riski söz konusu olur mu şimdilik bunu söylemek için erken. Ama İslam dünyasındaki Şii - Sünni ayrışmasının bir miktar daha artacağını sosyal medya ve televizyon yayınları üzerinden net biçimde görüyoruz.

        İran televizyonları saatlerdir Kasım Süleymani’nin verdiği son röportajdan kesitler yayınlıyor. Cenaze merasimine özellikle Irak’tan hangi isimlerin katılacağı önemli bir detay olacak.

        ABD bir süredir, 2003’te işgal ettiği Irak’ta Şii nüfus üzerinden yayılan ve kök salan İran’ı tasfiye etmeye çalışıyor. Bir kaç ay öncesine kadar da bu konuda başarılı olmaya başladığını söyleyebilirdik.

        Ancak önce Irak’ta Hizbullah’a yakın Haşdi Şabi karargahlarının hedef alınması, sonra da Kasım Süleymani suikasti bu dengeyi yeniden İran lehine değiştirebilir.

        Bu arada, İsrail ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölgedeki ABD müttefikleri, sabah saatlerinden itibaren askeri güvenlik önlemlerini üst düzeye çıkartmış olmalı.

        Şimdi herkes, İran’ın uzun süredir tehdit ettiği ancak tatbik etmediği hamlelerinin ne olduğunu merak ve endişeyle takip edecek.

        Diğer Yazılar