Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Güneydoğu’dan artık çok şükür eskisi kadar şehit haberleri gelmiyor ama canlar yine gidiyor, üstelik kalleşin de ötesinde tuzaklara kurban oluyorlar.

        Dün Yüksekova’da, astsubay olan eşini ziyaretten dönen Nurcan Karakaya’nın kullandığı otomobil PKK’nın koyduğu patlayıcının infilâki ile havaya uçtu; Nurcan Hanım hayatını oracıkta kaybetti, 11 aylık bebeği de hastahanede can verdi.

        Seviyesizliğin böylesine az rastlanır!

        Ama, memleketin bir tarafında hâlâ bu cinayetler işlenirken, diğer tarafında bir kampanya var: Bedelli askerlik kanunundaki 21 günlük eğitimin kaldırılması isteniyor, bunun için hemen her an birkaç tweet birden atılıyor, ilgili makamlara bilmem kaç bin imzalı dilekçeler gönderiliyor ve derken iş “parası ile değil mi? Verir parayı, istediğimi alırım”a dönüyor!

        Kanunun öngördüğü 21 günlük eğitim süresi ile yapılacak ödemenin geçmişteki bedelli askerlik uygulamalarında kaç gün ve kaç lira olduğunu hatırlar mısınız?

        1992’de 60 gün eğitim vardı! Askerliklerini o sene bedelli olarak yapanlar dört gün izinli kabul edilmişler ve 56 günde terhis edilmişlerdi. Bedelli hakkından istifade edebilmek için 2011’de ödenen meblâğ 30 bin, 2014’te de 18 bin lira idi, yani enflasyon nazarı dikkate alındığında bugün ödenecek olan 15 bin liranın kat kat fazlası! Üstelik, önceki uygulamada yüksek bedel ödeyenler birkaç sene sonra daha düşük bedel alındığını görünce “eşitlik ilkesine aykırı davranıldığı” iddiası ile mahkemelerde dâvâ bile açmışlardı.

        Bedelli yasasında geçen 21 günlük eğitimin gerekli olup olmadığı elbette tartışılır, karşı çıkılabilir, kaldırılması için kampanyalar da düzenlenebilir ama edebi elden bırakmamak şartı ile!

        BU GÜRUH KİMİN ESERİ?

        Senelerden bu yana haklı gerekçelerle, meselâ evinde hastası olduğu için, güç belâ kurabildiği işinden olabileceği endişesi ile yahut daha başka ailevî sebeplerle bedelli bekleyenlere sözüm yok. Ama vatanî görevi yapmak her nedense zor geldiği için senelerce “Bedelli de bedelli” diye ağlayıp sızlayanların şimdi sadece “olsun da bitsin” dercesine verilecek 21 günlük eğitime de karşı çıkıp kendilerini “21 gün mağduru” gibi göstermeleri ve “Mağduriyetimiz giderilsin” şamatası yapmaları, sadece şımarıklıktır! Hele “21 günlük eğitim kaldırılmadığı takdirde yerel seçimlerde görüşürüz” gibisinden tehditlere kalkışmak edepsizlik, eğlence niyetine de olsa etrafa “Beş bin lira daha vereyim de içtimaya kalkmayayım” mesajları göndermek ise basbayağı terbiyesizliktir!

        Bu küstahlıkları yapanlar güney sınırlarımızda apaçık bir savaş içerisinde bulunduğumuzu düşünmeye tenezzül etmeden, bölgede yaşanan gerginlikleri hatırlarına getirmeden ve Güneydoğu’da artık sadece askerlerin değil ailelerinin de terörün hedefi oldularını, 11 aylık bebeklerin bile hayatlarını kaybettiklerini umursamadan ve hiç utanıp sıkılmadan askerliği maddiyata bağlayıp “Parası ile değil mi? Kaç para? Söyle, vereyim de keyfimi bozma!” havasına bürünüyorlar.

        Karşımızda herşeyi para ile ölçen, maddiyattan başka bir şey düşünmeyen, arzu ettiği ne varsa satın alabileceğini zanneden ama bu zevk u safâya devam edebilmeleri için yirmili yaşlardaki gençlerin, kadınların ve bebeklerin şehid düşmekte olduklarını görmekten âciz, cür’etkâr bir güruh var!

        Bu güruh 1980’ler sonrasındaki sosyal değişiklikleri “Paran varsa istediğin herşeye sahip olabilirsin” mantığına dayayıp çocuklarını o kafada yetiştiren sorumsuz neslin eseridir ama 21 günlük eğitimle böylelerine de az bile olsa birşeylerin öğretilebilmesi mümkündür!

        Diğer Yazılar