Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Zeytinburnu’nda sessiz-sadâsız faaliyet gösteren ama önemli işler yapan “Âsitane” isminde bir vakıf var... Elyazması kitapları restore ediyor, onarımın nasıl yapılacağının derslerini veriyor ve kâğıt imaline çalışıyorlar...

        Âsitane Vakfı’nın faaliyetlerini anlatmadan önce, elyazması eserler ile kâğıdım memleketimizdeki yeri konusunda biraz bilgi vereyim...

        Türkiye’de sadece uzmanlarının ve konu ile alâkadar olanların mâlûmu olan bir dert vardır: İmparatorluğun ilk asırlarından buyana hep kâğıt sıkıntısı çekmişizdir!

        Elyazmaları ile uğraşanların yakından bildikleri gibi kâğıt, bizde eski asırlarda Doğu’dan, özellikle de Semerkand taraflarından ithal edilmişti ve en kaliteli kâğıt da Semerkand’da yapılanlardı...

        Eski İstanbul’un kâğıt satış mekânı Bayezit Camii’nin etrafı, yani bugünün Sahaflar Çarşısı idi ve buradaki dükkânlarda yerli mürekkeple beraber ithal malı kâğıt satılırdı.

        Sonraki devirlerde Doğu dünyası ile alâkamızın azalması üzerine kâğıt ihtiyacımızı Batı’dan, bilhassa da İtalya’dan temin etmeye başladık. Bugün kütüphanelerimizde bulunan ve 16. asırdan itibaren yazılmış en önemli eserleri incelediğinizde, şayet kâğıt hususunda bilginiz varsa, bunların neredeyse tamamının Avrupa’dan ithal edilmiş yapraklara yazıldıklarını görür, hattâ bazılarında imalâtçının filigranını da net olarak seçebilirsiniz.

        REKLAM

        İbrahim Müteferrika’nın İstanbul’da 18. asrın ilk çeyreğinde kurduğu matbaada basılacak kitaplar için Yalova’da bir kâğıt fabrikası açılmıştı ama fabrika sadece baskı kitaplar için kâğıt yapmış, elyazmaları için gerekli kâğıtlar yine ithal edilmişlerdi.

        Türkiye gibi kütüphanelerinde ve özel kolleksiyonlarda yüzbinlerce yazma kitap barındıran bir memlekette elyazmalarına mahsus kâğıt her zaman ihtiyaçtır ve bugün de devam eden bu ihtiyacı karşılamak maksadıyla bir-iki özel atelyede imâlât yapılıyor.

        Kâğıt meselesinin yanısıra daha önemli bir sıkıntımız var: Elyazması eserlerin restorasyonu...

        Kitaplar da insan gibidir ve yaşlanırlar! Elyazmaları yahut eski matbu eserler ne kadar dikkatle muhafaza edilirlerse edilsinler, organik maddeden imal edilmiş oldukları için seneler geçtikçe belleri bükülür. Ömürleri gerçi insan ömründen çok fazladır, fena şartlar altında kalmadıkları takdirde asırlarca yaşarlar ama zaman geçtikçe biryerlerine mutlaka birşeyler olur. Dikişleri atar, cildleri sökülür, sayfaları birbirinden ayrılır, rutubete maruz kaldılarsa perişan olur, kağıtları asitliyse ufalanır, daha başka dertlere de uğrar ve neticede her fani gibi kitap da can verir, giderler!

        Memleketin kültür mirasını teşkil eden asırlar öncesinden kalma önemli kitapların bakımını yapıp bunları yokolmaktan kurtarmak için bugün bazı kütüphanelerimizde ve arşivlerimizde “restorasyon merkezleri”, yani kitap hastahaneleri” mevcuttur. Buralarda görevli restoratörler canla-başla çalışarak eserleri kurtarmaya çalışırlar ama restorasyon hem çok vakit alır, hem de hayli maliyetlidir.

        Önemli olan da, işin zaman boyutudur:

        Bugünkü şartlar altında devlete ait kütüphanelerdeki tamire muhtaç elyazmalarının tamamının restore edilebilmesi için üç asır, devlet arşivlerindeki milyonlarca belge içerisinde tamir gerektiren evrakın restorasyonuna da 1450 sene gerekmektedir!

        REKLAM

        Şaka gibi, ama maalesef gerçek: Elyazması kitaplar için 300, belgeler için de 1450 sene, yani Hazreti İsa’nın doğumundan İstanbul’un fethine kadar geçen zamanı gerektirecek bir restorasyon çabası...

        Dolayısı ile eserlerin kurtarabilmesi için devletin kitap restorasyonu işine zaman geçirmeden kendi kurumları dışındaki uzmanlaşmış ve yeteneğini ispat etmiş onarım merkezlerini de dahil etmesi şarttır. Elyazması kitap gibi kıymetli bir eser her restoratöre emanet edilemeyeceği için onarımı lâyıkıyla yapanların belirlenmesi ve baştan sağma iş görenlerin aradan çıkartılması gerekir.

        BİR ÖRNEK: ÂSİTANE VAKFI

        Türkiye’de artık özel kuruluşlar, vakıflar ve varlıklı kolleksiyonerler tarafından kurulan restorasyon merkezleri mevcut. Sayıları az ama şahıslara ait elyazmalarını mükemmel şekilde onarıyorlar.

        Daha önce Türkiye içinde ve dışında birçok hayır, hasenat ve kültür faaliyetinde bulunan Âsitane Vakfı’nın Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy’un desteği ile hayata geçirdiği Restorasyon ve Konservasyon Merkezi de bu işin en düzgün şekilde yapıldığı yerlerden biri...

        Geçenlerde, bazı dostlarımla beraber vakfın Zeytinburnu’nda belediyeden kiraladığı mekândaki restorasyon atelyesini ziyaret ettik ve atelyeyi vakfın başkanı Hasibe Turan ile beraber gezdik.

        Bir taraftan onarım için gönderilen asırlar öncesinden kalan yıpranmış belgeleri yepyeni hâle getirip yüzyılların yorgunluğu sebebiyle parçalanmış ciltleri toparlarlarken, bir taraftan da yine asırlardır unutulmuş gibi olan başka bir işe girişiyor, açtıkları kursta kâğıt imalini öğretiyor ve kendi yaptıkları kâğıtları artık restorasyonda kullanıyorlar... Restorasyonda, tezhipte ve kitap ile ilgili diğer sanatlarda kullanılacak malzemeler burada toprak boya gibi hammaddelerden imal ediliyor ve herşeyin klâsik devirdeki gibi aslına uygun şekilde yapılmasına çalışılıyor...

        REKLAM

        Böyle ihtisas gerektiren hassas işler sadece ticarî düşünce ile yapılmaz; ortaya çıkan eserin mükemmel olması için merak ve çok daha önemlisi bu işi sevmek gerekir...

        Hasibe Hanım’da ve ekibinin ortaya koydukları eserlerin mükemmel olmasının sebebi bu merak ve sevgiye ziyadesi ile sahip olmalarıdır ve memleketimizde onarıma muhtaç onbinlerce, hattâ yüzbinlerce elyazması eser ile evrak devletin bu gibi onarım merkezleri ile işbirliği yapması neticesinde kurtarılabilir.

        Âsitane Vakfı’nda imal edilen kâğıtları inceliyoruz: (Soldan) Bendeniz, Millî Savunma Ünivesitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, hat üstadı Mehmet Özçay, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, Âsitane Vakfı’nın Başkanı Hasibe Turan ve vakıfta kâğıt imali dersleri veren İbrahim Sami Özen.
        Âsitane Vakfı’nda imal edilen kâğıtları inceliyoruz: (Soldan) Bendeniz, Millî Savunma Ünivesitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, hat üstadı Mehmet Özçay, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, Âsitane Vakfı’nın Başkanı Hasibe Turan ve vakıfta kâğıt imali dersleri veren İbrahim Sami Özen.
        Âsitane Vakfı’nın Zeytinburnu’nda faaliyet gösterdiği mekân.
        Âsitane Vakfı’nın Zeytinburnu’nda faaliyet gösterdiği mekân.
        Âsitane Vakfı’nın açtığı restorasyon atelyesinin afişi.
        Âsitane Vakfı’nın açtığı restorasyon atelyesinin afişi.
        Kâğıt, işte böyle yapılıyor...
        Kâğıt, işte böyle yapılıyor...
        Vakfın faaliyet gösterdiği Zeytinburnu’ndaki mekânın bodrumunda yeni ortaya çıkartılan ve üzeri camla kaplanan Roma mozayiğinin üzerinde (soldan) Mehmet Özçay, Belediye Başkanı Ömer Arısoy, bendeniz ve Prof. Erhan Afyoncu.
        Vakfın faaliyet gösterdiği Zeytinburnu’ndaki mekânın bodrumunda yeni ortaya çıkartılan ve üzeri camla kaplanan Roma mozayiğinin üzerinde (soldan) Mehmet Özçay, Belediye Başkanı Ömer Arısoy, bendeniz ve Prof. Erhan Afyoncu.

        Diğer Yazılar