Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Londra’nın meşhur salonu Christie’de önümüzdeki 27 Ekim’de yapılacak olan “İslâm ve Hint Dünyaları Sanatı, Oryantal Kilimler ile Halılar” müzayedesinde bir “Fatih Madalyonu” açık arttırmaya çıkartılacak. Fatih’in 1481’deki ölümünden hemen sonra Napoli’de bronzdan dökülen madalyonun özelliği, hükümdarın isminin “Osmanoğlu ve Bizans İmparatoru” diye yazılmış olması.

        1871 ile 1952 arasında yaşayan ve nümizmatik alanında çok sayıda yayını bulunan Fransız nümizmat ve kolleksiyoner Charles Dupriez’e ait olan Fatih Madalyonu, Dupriez’in ailesi tarafından mezata kondu. Arttırma 40 ile 60 bin sterlinden (yaklaşık 836 bin ile 1 milyon 250 bin lira) başlayacak.

        Bu madalyonun uzun bir öyküsü vardır...

        İstanbul’u fethetmesinin ardından Avrupa’ya ardarda seferler yaptığı senelerde İtalya’daki devletler ile temas kurarak yeni başkentine sanatçılar göndermelerini isteyen ve madalyonlara da merakı olduğu bilinen Fatih, başta o dönemin meşhur ressamı Gentile Bellini’yi getirterek meşhur portresini ve yine davet ettiği İtalyan hakkâklara da üzerinde üzerlerinde farklı portrelerinin bulunduğu madalyonlarını yaptırtmıştı.

        Fatih’in talebi üzerine İstanbul’a gönderilen hakkâklardan biri de Napoli Kralı Ferrante’nin hizmetinde bulunan Constanza da Ferrara idi. Hükümdarın madalyonunu hazırlamak için 1464 ile 1467 yahut 1475 ile 1481 arasındaki bir dönemde İstanbul’a gelip Fatih’i bizzat görmüş ve madalyonun üzerinde kullanılacak portrenin çizimini yapmıştı.

        REKLAM

        Bugün elimizde Constanza da Ferrara tarafından yapılmış ve birkaç sene ara ile dökülmüş iki ayrı madalyon var. Fatih hayatta bulunduğu sırada imal edilen ama üzerinde tarih bulunmayan ilk madalyonun ön yüzünde hükümdarın portresi ile portrenin etrafında “Türkler’in İmparatoru Osmanlı Sultanı Muhammed” mânâsına gelen Lâtince ibâre, arka yüzünde de Fatih’i at üzerinde gösteren bir çizim ve hakkâk Constanza’nın ismi bulunuyor.

        Hangi yılda döküldüğü bilinmeyen bu madalyonun sadece tek bir örneği mevcut ve Washington’daki Ulusal Sanat Galerisi’nde muhafaza ediliyor.

        Constanza da Ferrara’nın eseri olan ve üzerinde “1481” tarihinin yeraldığı ikinci madalyon ise Fatih’in 1481 Mayıs’ındaki vefatından sonra İtalya’da döktürülmüş. 11,5 samtim çapındaki madalyonun ön yüzünde hükümdarın yine ilk madalyondaki portresi bulunuyor, arka yüzünde ise Fatih’in at üzerinde daha heybetli bir çizimi yeralıyor.

        Bu madalyonun önemi, ön ve arka yüzündeki çizimlerin etrafındaki Lâtince ibarelerin farklı olmasıdır...

        Ön yüzde, “SULTANI MOHAMMETH OCTHOMANI VGVLI BIZANTII INPERATORIS. 1481”, yani “Bizans İmparatoru Osmanoğlu Sultan Muhammed. 1481” yazısı var. “Osman” sözü “OCTHOMANI”, “oğlu” kelimesi ise Türkçe ama o dönemdeki Lâtin alfabesinde “U” harfi bulunmadığı ve bu ses “V” ile yazıldığı için “VGVLI” diye, yani Türkçe yazılmış.

        Madalyonun arka yüzünde de “Asya’nın ve Yunanistan’ın Hükümdarı Muhammed’in Seferde At Üzerindeki Portresi” mânâsına gelen “MOHAMETH ASIE ETERTIE INPERATORIS YMAGO EQVESTRIS IN EXERCITUS” yazılı. Bu ibârenin altında da çizimlerin Constanza’ya ait olduğunu gösteren “OPUS CONSTANTİİ” kaydı yeralıyor.

        Fatih Sultan Mehmed’in unvânının “Bizans İmparatoru” olarak yazıldığı bu madalyonun şimdiye kadar New York’taki Metropolitan, Oxford’daki Ashmolean ile Londra’daki Victoria ve Albert Müzeleri’nde olmak üzere sadece üç örneğinin mevcut olduğu biliniyordu ve dördüncü madalyonun mevcudiyeti, Christies’de önümüzdeki 27 Ekim’de yapılacak mezatın kataloğunun yayınlanması ile öğrenildi.

        REKLAM

        YENİ VE ÇOK ÖNEMLİ YAYINLAR...

        Bu madalyon gayet nâdir olmasının yanısıra, üzerinde Fatih’in unvânının “Bizans İmparatoru” olarak yazılması sebebi ile de büyük önem taşıyor...

        Türkiye’de ve Yunanistan’da tarihçisinden tarihe meraklı sıradan vatandaşa kadar Bizans’tan bahseden hemen herkesin fikir birliği ettikleri tek bir husus vardır: Geçmişte “Bizans İmparatorluğu” isminde bir devletin mevcut bulunmadığını, o imparatorluğun isminin “Roma” olduğunu, “Bizans İmparatorluğu” teriminin 1561 ile 1580 arasında yaşayan Alman tarihçi Hieronymus Wolf tarafından kullanıldığını ve bu terimin çok sonraları yaygınlaşmaya başlandığını söylerler. “Bizans” kelimesinin Roma İmparatorluğu ile alâkasının bulunmadığı, bu ismin Roma İmparatoru Konstantin’in İstanbul’u kurmasından çok önce tarihî yarımadaya yerleşmiş olan bir topluluğun kralının adı olduğu da iddia edilir.

        Yunanlılar’ın “Bizans” yerine “Roma” ibâresini benimsemelerinin temelinde ise, kendilerini Bizans’a göre çok daha büyük ve parlak bir medeniyet olan “Roma”nın vârisi gösterme arzusunun yattığı ifade edilir.

        Ama, son senelerde yapılan bazı araştırmalar, “Bizans İmparatorluğu” teriminin bu kavramı ilk defa kullanan 16. asır tarihçisi Hieronymus Wolf’tan yüzyıllar önce de mevcut olduğunu gösteriyor.

        Meselâ, Slovak Bilimler Akademisi üyesi Zuzana Cernakova, Cambridge Üniversitesi’nin yayını olan “Byzantine and Modern Greek Studies”, yani “Bizans ve Modern Yunan Araştırmaları” dergisinin 3 Nisan 2019 tarihli nüshasında 12. yüzyıl Fransız destanı “Partonopeus de Blois”da “Roma” veya “Konstantin İmparatorluğu” tâbirlerinin değil, “Bizans” szünün geçtiğini anlatıyor; İsveç’in Linköping Üniversitesi’nden Ellen Söderblom Saarela da yine 2019’da çıkan “Her Story in Portonopeu de Blois” isimli kitabında da verdiği örneklerle aynı meseleden uzun uzun bahsediyor.

        REKLAM

        Meraklıları için bir hatırlatma yapayım: Fatih Sultan Mehmed’in madalyonları konusundaki en önemli akademik yayın, Fatih konusundaki önde gelen uzmanlardan olan İngiliz tarihçi Julian Raby’nin 1987’de yayınladığı “Pride and Prejudice: Mehmed the Conqueror and the Italian Portrait Medal” başlıklı makalesidir ve makalede Londra’da 27 Ekim’de mezata konacak olan madalyon da dahil olmak üzere hükümdarın yaptırttığı bütün madalyonlar hakkında geniş bilgi vardır.

        MADALYONU BİZ ALMALIYIZ AMA...

        Fatih Sultan Mehmed’in bizzat “Kayzer-i Rûm”, yani “Roma İmparatoru” unvânını kullanmış olmasına rağmen, Türkiye’de özellikle son senelerde bazı çevrelerde “Bizans” sözünün kullanılmamasına özen gösteriliyor; tarihin o dönemi sanki hiç mevcut değilmiş gibi davranılıyor, hattâ bu davranış derin bir Bizans nefretine kadar uzanıyor...

        Bundan 569 sene önce, yani Fatih’in İstanbul’u fethi ile sona eren ama tarihte on asır boyunca vârolan ve fetih öncesi Türk Tarihi’ni de uzun müddet etkileyip o dönem tarihinde geniş şekilde yeralmış bir devleti bugün yok sayıp isminden bile bahsetmemeye çalışmak gereksiz bir çabadan ibarettir; üstelik fethin üzerinden beş buçuk asır geçtikten sonra böyle davranışlar içerisine girmek tuhaftır ve galip tarafa, yani bize de yakışmaz!

        “Fatih Sultan Mehmed’e ait bu çok önemli madalyonu Türkiye’nin alması gerekir, zira madalyonun olması gereken yer burasıdır” diyeceğim ama mâlûm Bizans kompleksi yüzünden böyle bir teşebbüse girişilip girişilemeyeceğinin tereddüdündeyim...

        Ama, yine de tekrar edeyim: Fatih Sultan Mehmed’e ait bu çok önemli madalyonu bizim almamız gerekir, zira madalyonun olması gereken yer İstanbul’dur!

        Madalyonun Christies’nin mezat kataloğundaki satış duyurusu.
        Madalyonun Christies’nin mezat kataloğundaki satış duyurusu.
        Madalyonun Fatih hakkında “Bizans İmparatoru” ibâresinin yazılı olduğu ön yüzü.
        Madalyonun Fatih hakkında “Bizans İmparatoru” ibâresinin yazılı olduğu ön yüzü.
        Madalyonun arka yüzü.
        Madalyonun arka yüzü.

        Diğer Yazılar