Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hiçbir yere ve zamana ait hissedemeyiz bazen kendimizi. Neyimiz olduğu konusuna kafa da yormayız.

        Sürekli bir ispat, rakamsal veri ve skor peşinde koşarız. Doyumsuzluk sarar ruhumuzu. Eksikleriyle yanlışlarıyla kendimizi sevebilme olgunluğuna erişemediğimizden bir başkasını gönülden sevebilmenin tanımı olmaz hikayemizde.

        Özellikle sosyal medya hesaplarında her anını paylaşan, ülkede kıyamet koparken kendi derdinde olan, kendinden başka hiçbir şeyi önemsemeyenlerin gözlerinin içine gerçekten bakmayı dener misiniz? Fotoğraf karelerinde donup kalan kahkahaların ardındaki mutsuzluk dalgası orada durur. Nasıl bir bataklığın içine çekildiğini görebilmeli insan.

        Mesela çocuklarının karne fotoğraflarını internet dünyasında paylaşanların neyin kafasını yaşadığını cidden merak ediyorum?

        O fotoğrafı 100 kişi beğenince çocuk daha da zeki mi oluyor? Anne ve babaların, çocukların üzerinden yürüttükleri bu kıyasıya rekabetin tehlikesi öyle büyük ki...

        ÇIĞLIK AT

        Peki o yemek masası fotoğrafları... Yediğin içtiğinden banane? Bu nasıl bir görgüsüzlüktür. Hiç mi alamayanı düşünmezsin. Bu kadar mı yozlaştın kendi kültürüne, değerlerine?

        Eş dost akraba ziyaretine gitmişsin ne güzel. Bir iki kare fotoğraf paylaştın anlarım da, bu nedir arkadaş. Sebebi ziyaretimize gelince, sadece fotoğraf. Bu kadar mı onaylanmaya, aferinler almaya ihtiyacın var?

        Beğenme butonu olmadan yaşayamıyorsan durum ciddi. Geçenlerde arkadaşlarımdan biri namaz kılmak üzere olan birkaç kişinin camide öz çekim yaptığını söyledi. Gülümsedim. Bir arkadaşıyla ilgili anısını şöyle aktardı: “Klozete oturur vaziyette belden yukarısını çeken bir arkadaşım var.

        Bunu neden yaptığını sorduğumda ‘Daha çok popüler olmak için’ yanıtını verdi.” Anlattıklarını duymak beni fazlasıyla sarstı. Mezar taşını çekip, mezarlığa ektiği çiçekleri paylaşan yurdum insanından morgta son öz çekimler görürsem hiç şaşırmayacağım. Merhum kişi, imam, morg görevlisi ve cenaze sahibi...

        Kaç beğeni alır sizce? Çünkü bunu bile beğenenler çıkar aramızdan, eminim.

        Nasıl bir çağa denk geldik bilmiyorum. Düşün düşün çığlık at.

        Diğer Yazılar