Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BU seçimde herkesin mutabık olduğu bir nokta var. O da şu: Hangi aday kazanırsa kazansın... Halkın en az yüzde 51’inin oyuyla seçilmiş olacağı için kendisini öncekilerden çok daha güçlü hissedecek.

        Yeni Cumhurbaşkanı yüzde 51’in kendisine kattığı özgüvenle hareket edecek. Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmek de dahil olmak üzere Anayasa’nın kendisine tanıdığı her hakkı sonuna kadar kullanmaktan da asla imtina etmeyecek.

        Seçmenler olarak bizler gayet açık bir şekilde görüyoruz bunu. Lakin garip olan bir şey var. Nedense 10 Ağustos’ta oy vereceğimiz adaylardan sadece biri, yani Başbakan Tayyip Erdoğan bu gerçeği hepimizin gözlerinin içine baka baka söyleyebiliyor. Anayasa’nın kendisine tanıyacağı yetkileri kullanarak millete hizmet etmeye devam edeceğini, bunun için de ilk kez koşan, terleyen bir Cumhurbaşkanı göreceğimizi kent kent dolaşıp herkese anlatıyor.

        Diğer adaylarsa, özellikle de Ekmeleddin İhsanoğlu böyle bir söylemden uzak duruyor. Seçmenin yüzde 51’nin oyunu alsa da önceki cumhurbaşkanlarıyla aynı çizgide gidecekmiş izlenimi uyandırmaya çalışıyor.

        Sizi bilmem ama bu söylem bana hiç inandırıcı gelmiyor. Ayrıca İhsanoğlu’nun kendisi de bu söylediğine inanıyor mu, ondan da emin değilim.

        Böyle konuşmasının iki sebebi olabilir bana göre. Ya Ekmel Bey seçim kazanmak, halkın çoğunluğunun desteğini almış olmak ne anlama geliyor onu bilmiyor ya da böyle bir başarının kendisine sağlayacağı anayasal dokunulmazlık ve meşruiyetin etkisiyle yapabileceklerini söyleyerek bizleri ürkütmek istemiyor.

        Son söylediğim ihtimal daha kuvvetli galiba.

        Zira belli ki anketlerden çıkan sonuçlar onu şimdilik suskun olmaya itiyor. CHP tabanının önemli bir bölümü, hayatı dini bir kuruluş içerisinde geçmiş bir isme oy vermeye razı olamıyor.

        MHP seçmeni de, hayatının ilk 30 yılını Mısır’da geçirmiş ve İstiklal Marşı’nı bile bilmediği ortaya çıkmış bir adaya sırf Devlet Bahçeli istedi diye oy vermeyi kabullenemiyor.

        Nasıl Kılıçdaroğlu’nun “Sandığa tıpış tıpış gideceksiniz” demesi CHP seçmenini ikna etmeye yetmiyorsa, Bahçeli’nin ‘’Benim bildiğim bir şey var, siz bana güvenin” mealindeki sözleri de MHP’lilerin aklındaki soru işaretlerini gidermeye yetmiyor. Hatta MHP’lilerin önemli bir bölümü ikna olamadığı için Erdoğan’a oy vermeyi düşünüyor. Fark ettiyseniz iki parti seçmenindeki hissiyat aynı aslında. Herkes gibi MHP ve CHP seçmenleri de bu seçimde Cumhurbaşkanı seçilecek kişinin çok güçlü olacağının farkındalar.

        Ve farkında oldukları için de devletin en üst makamına çıkıp, cumhurun, yani hepimizin başı olacak kişinin de bildikleri bir isim olmasını arzuluyorlar. Devletin zirvesine tanımadıkları ve doğal olarak neler yapabileceğini dahi bilmedikleri İhsanoğlu’nun çıkmasına da bu nedenle karşılar.

        Ve bana kalırsa, İhsanoğlu’nun seçilirse öncekilerden farklı bir Cumhurbaşkanı olmayacakmış gibi konuşmasının temelinde yatan neden de muhtemelen bu.

        Diğer Yazılar