Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sakarya’da patlayıcı maddeler üreten bir fabrikada meydana gelen üzücü olayın ardından bir hafta geçmedi ki bu kez içerisinde askerlerimizin de olduğu bir başka patlama meydana geldi.

        7 sivil vatandaşımız hayatını kaybederken, 3 askerimiz de şehit oldu. Yaralıların tedavisi sürüyor. Şehitlerimizden Mesut Yazar Manisa’da, Fatih Manga Afyon’da ve özel harekatta görevliyken sınıf değiştirip bomba imha uzmanı olan Halil Tuna Akgöz Tekirdağ’da düzenlenen törenle toprağa verildi. Patlatma işleminin soğutmanın ardından ve birçok farklı tedbir alındıktan sonra gerçekleştirilmesi, yerinde imha edilmesi gerektiğine kadar farklı noktalar üzerinde duruluyor.

        İşyeri sahibi Yaşar Coşkun’un da aralarında bulunduğu 5 kişi tutuklandı. Savcılık soruşturması sürüyor. İçişleri Bakanı Soylu fabrikanın ruhsatının iptal edileceğini duyurdu.

        2007 yılından bu yana olan bitenlere bakıldığında bu hadiseyi salt bir iş kazası olarak tanımlamakta zorlanıyor insan! Aynı fabrikada meydana gelen sekizinci vaka. Apaçık ihmaller, göstermelik yapılan denetimler ve adım adım gelen bir son…

        İŞ GÜVENLİĞİ KONUSU ÇOK ÖNEMLİ

        İş sağlığı ve güvenliği kanununa göre işyerleri iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personelini görevlendirmek zorunda. 50’nin altında çalışanı olan işyerleri de 1 Temmuz itibariyle bu zorunluluğa tabi…Çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması hâlinde, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirebiliyor. İşte yasanın açık verdiği hususlardan biri burası. Zira iş güvenliği uzmanı görevini bağımsız ve etik ilkelere uygun biçimde yapmalı, tespit ve uyarılarını kayda geçirmeli, işveren tarafından gerekli tedbirlerin alınmaması hâlinde, Bakanlığın yetkili birimine, varsa yetkili sendika temsilcisine, yoksa çalışan temsilcisine bildirmelidir. Burada bir çıkar çatışması yaşandığında problemler katlanarak artıyor.

        REKLAM

        Sakarya’daki fabrikanın söz konusu hizmeti dışardan aldığı anlaşılıyor. Bu kapsamda haftanın belirli günleri fabrikaya gelen iş güvenliği uzmanı da tutuklananlar arasında…İşçilerin fazla üretime zorlanmasından, yanlarında çok fazla malzeme bulundurmalarından ve korunaklı olmamalarından bahsediyor fakat ne hikmetse! bunu kayıtlayamıyor. İş güvenliği uzmanı ifadesinde şu şekilde açıklıyor: “…Yapmış olduğum incelemeler sonucunda her şeyi İSG kurul toplantı tutanaklarına yazmama izin verilmiyordu. Çünkü benim çalıştığım işletme de özel işletme ve bu şirketle çalışmaya devam ediyordu. Benim gücüm de bir yere kadardı. Bu işletmeyi inceleme ve denetlemeye geldiğimde hem fabrika müdürü hem de diğerleri üzerinde yaptırım gücüm yoktu.”

        İşyeri sahibi de bu detayı biliyor ki kendi yerine vekil bıraktığı kimya mühendisi ve iş güvenliği uzmanının sorumlular olduğunu iddia ediyor. Elbette işyeri sahibinin sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırmıyor ancak buradan bir savunma üreteceği görülüyor.

        Dikkat çekici bir detay da fabrikanın sahibi Coşkun'un 2011 yılında yaşanan patlamayla ilgili 4.5 yıllık hapis cezası almış olması. Avukat Celal Köksal’ın bir radyo programında anlattığı kadarıyla Haziran 2019’da kesinleşen bu karar, patlamada hayatını kaybeden Hediye Hallaç’ın avukatı olarak açmış olduğu dava neticesinde ortaya çıkmış. Ceza ise bir şekilde ertelenmiş.

        İşte bu bilgiler ışığında meseleye daha geniş boyutlu bakarak bir daha böyle hadiselerin yaşanmasını engelleyecek yasal ve teknik düzenlemelerin üzerinde gitmek gerekiyor. Yoksa denetimsizlik ve denetlenir gibi yapmak kural haline geliyor.

        Diğer Yazılar