Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Karabağ’da yaşananlar herkese bir kez daha gösterdi ki Azerbaycan aslında bugünkü coğrafyasının daha ötesinde bir anlam ve öneme sahiptir. Günümüzdeki haliyle Azerbaycan topraklarının ikiye bölünmesi, İran ve Çarlık Rusya arasında imzalanan 1828 tarihli Türkmençay Antlaşması’na dayanmaktadır. Buna göre, Aras Nehri’nin kuzeyinde kalan kısım Çarlık Rusya’ya, güney bölge İran’a bırakılmıştır. Nahçivan ile Karabağ arasında adeta gasp edilen topraklara ise Ermenistan Devleti kurdurulmuştur. Kimi mecralarda "Büyük Ermenistan” hedefinden vazgeçildiği yönündeki iddialar temelden yanlıştır. İşte bu bakımdan Karabağ savaşındaki netice sadece bugünü değil yarınları da belirleyecektir.

        Düne gelince ilk Azerbaycan Cumhuriyetinin bağımsızlığı 23 ay sürmüş ardından Sovyetler dönemi başlamıştır. SSCB ile birlikte Azerbaycan Türkleri baskı altına alınmış, yeraltı kaynakları, tarıma elverişli toprakları Moskova’nın idaresine girmiştir. Lenin de, Stalin de Azerbaycan’daki milli potansiyelin hep farkında olmuş ve “halk düşmanlığı” yaftasını amansızca kullanmışlardır.

        Yaklaşık 70 yıllık SSCB dönemi 18 Ekim 1991’de alınan tam bağımsızlık kararı ile son bulmuştur. Aralık ayında da halkın çoğunluğu tarafından onaylanmıştır.

        İşte bu süreç bugün yaşanan Karabağ probleminin en etkili adımlarının attığı yıllardı. Moskova bir yandan bağımsızlığı engellemeye çalışırken Ermeniler’de Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi’nin Ermenistan’a katılması gerektiğini iddia ediyorlardı. Yapısını değiştirdikleri Karabağ’daki meclise bu yönde bir karar bile aldırmışlardı. Karar tanınmamış olsa da şişenin kapağı bir kez açılmıştı.

        Ve Azerbaycan'da 1988’de Halk Cephesi kuruldu. Bir yıl sonra başkanlığına Ebulfez Elçibey getirildi. Ruslar o sırada bölgeden vazgeçmek istemediğini Bağımsız Devletler Topluluğunu kurarak göstermişti. Elçibey yönetimindeki Halk Cephesi ise Azerbaycan’ın girişine karşıydı. Bir yönüyle yeni cumhurbaşkanının kim olacağını Rusya ile sürdürülen ilişkiler ve halkın buna bakışı belirleyecekti. 7 Haziran 1992’deki seçimlerde Elçibey Rusya karşıtı bir duruşla cumhurbaşkanı seçilmişti.

        2020'de ise Azerbaycan Cumhuriyeti Türk Dünyasını derinden etkileyebilecek bir sorumluluğu omuzlarında taşımaktadır. Türkiye bu hayati dönemeçte Azerbaycan'ın yanındadır. Sahada ve masada varılacak nokta hem stratejik hem de manevi anlamda Türk Dünyası için yeni bir parantez açacaktır.

        Azerbaycan'ın ilelebet bağımsız ve erkin bir devlet olarak yaşaması dileğiyle...

        Diğer Yazılar