Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        ABD-Rusya arasında yaşanan mücadele, Ukrayna’daki gelişmelerle ilgili yeni bir evreye taşınmış gözüküyor. Daha önce de ifade ettiğim gibi Putin, ABD öncülüğündeki karşı bloğu test ederken, Biden’da bir tür yaptırımlar diplomasisi ile Karadeniz sularında etkisini hissettirmek ve artırmak istiyor.

        Sıcak bir çatışmanın yaşanması şuan için uzak bir ihtimal. Muhtemel bir savaşta her iki taraf için de ortaya çıkacak maliyetler dikkate alınırsa taraflar yaptırımlar diplomasisi ile askeri güç kullanma tehdidini bir noktada birleştirme imkanına oynayacaklardır.

        Nitekim dün Rusya’ya yönelik yeni yaptırımlar ABD Başkanı Biden’ın Rusya Devlet Başkanı Putin’i görüşmeye davet etmesinden iki gün sonra geldi. Ardından Rusya karşı yaptırımlar için hazırlıklara başladı.

        Seçimlere müdahale gerekçesi öne çıksa da Ukrayna gerginliğinden ayrı düşünülmesi mümkün değil. Karardan dakikalar sonra Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zakharova “Bu ve benzeri kararlar Ukrayna’da ve özellikle Donbass’taki hazırlıkların başka yöne çekilmesi için planlı bir şekilde yapılıyor.” dedi.

        Dün getirilen yaptırımlara bakıldığında, Washington'daki Rus büyükelçiliğinde çalışan 10 diplomatın sınır dışı edilmesi –ki ABD bunların Rus istihbarat mensubu olduğunu belirtiyor, ABD’deki şirketlerin 14 Haziran 2021'den sonra Rus borçlanma senetlerini doğrudan satın almasının yasaklanması, 16 kişi ve kuruluşa yaptırım uygulanması ve Kırım'la bağlantılı 8 kişi ve tüzel kişiye yaptırımlar getirilmesi.

        Yine de çözüm konusunda mutlak bir yol haritası çıkmadan askeri güç kapasitesinin varlığını ve bunun üzerinden zorlayıcı diplomasi fotoğrafını görmeye devam edeceğiz. Prusya Kralı Frederick’in “askeri güçle desteklenmeyen diplomasinin, enstrümansız bir müziğe benzeyeceği” sözü böylesi dönemlerin ruhuna uygundur.

        Şimdi Biden ile Putin arasında önümüzdeki aylarda yüz yüze bir görüşme olup olmayacağı irdeleniyor. Dün akşam saatlerinde TASS haber ajansı ABD’li bir üst düzey yetkilinin şu açıklamasını paylaştı. “Putin böyle bir zirveye katılıp katılmayacağını söylemedi. Önümüzdeki aylarda bunun hayati olacağına inanıyoruz. Rusya ve ABD gibi önemli iki ülke liderinin bir araya gelerek olayların kontrolden çıkmaması ve tırmanmasını durdurması gerekli.”

        Bu arada Biden-Putin görüşmesi ihtimaliyle ilgili bir gelişme daha yaşandı. ABD Başkanının üçüncü bir ülkede görüşme önerisini getirdiği Salı akşamı Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, Putin’i arayarak görüşmenin kendi ülkesinde yapılmasını teklif etti. Finlandiya bu teklifini ABD tarafına da iletti. Niinistö, Perşembe günü de Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski ile temasta bulundu. O dönemin koşulları farklı olsa da Finlandiya aslında Ukrayna sorununun çözümünde başlı başına bir model sunuyor. Finlandiya bir AB üyesi ancak Rusya’nın çekinceleri sebebiyle NATO’ya girmemişti. Bu tarihi örneği özetle Ukrayna’ya uyarlamak gerekirse Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunacağı ama Rusya’nın güvenlik ve dış politika hedeflerinin askıya alınmayacağı bir yönelim...Görüşme konusunda seslendirilen alternatif iki ülke ise İzlanda ve Avusturya.

        Diğer Yazılar